3. Ceza Dairesi 2019/3752 E. , 2019/13870 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü:
Yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
1) Tüm dosya kapsamına göre, olay tarihinde taraflar arasında çıkan tartışma sırasında, sanıklar ... ve ...’in, fikir ve eylem birliği içerisinde mağdur Nashan’a karşı kasten yaralama suçunu işlemeleri karşısında, her iki sanığın aynı suçu işleme kararının icrası kapsamında iştirak halinde eylemlerini gerçekleştirmeleri nedeniyle, 5237 sayılı TCK"nin 37/1. maddesi gereğince her iki sanık hakkında aynı kanun maddelerinin tatbiki ile hüküm tesisi yoluna gidilmesi gerekliliği gözardı edilerek, sanıkların eylemleri müstakilen değerlendirilmek suretiyle farklı kanun maddelerinin uygulanması ile farklı cezalara hükmedilmesi,
2) Mağdur hakkında, Adli Tıp Kurumu Şanlıurfa Şube Müdürlüğünce tanzim olunan ve hükme esas alındığı anlaşılan 11/06/2013 ve 24/04/2014 tarihli raporlarına göre, mağdurun “sol meme altında, toraksa nafiz, kalpte kesiye neden olan yaralanmasının hayati tehlikeye neden olduğu”nun belirtilmesi karşısında, mevcut yaralanmanın vasfına ve ne şekilde hayati tehlikeye neden olduğuna ilişkin olarak, mağdurun tüm tedavi evrakları, varsa film ve grafileri ile geçici ve kesin raporları temin edilerek, Adli Tıp Kurumu İkinci İhtisas Kurulundan TCK’nin 86. ve 87. maddelerinde belirlenen ölçütlere göre özellikle kalpte yaralanma olup olmadığına ilişkin ve bu yaralanmanın hayati tehlike teşkil edip etmediği yönünde rapor alınarak, sonucuna göre sanıkların hukuki durumlarının tespit ve tayini gerekirken, eksik kovuşturma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
3) Sanıkların eylemi neticesinde, mağdurda meydana gelen yaralanmanın, mağdurun, yaşamını tehlikeye sokan bir duruma, organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına ve organlarından birinin işlevinin yitirilmesine neden olduğu anlaşılmakla, sanık ... Saim hakkında TCK"nin 86/1. maddesince temel cezaya hükmedilirken meydana gelen zararın ağırlığı ve kastının yoğunluğu da dikkate alınarak TCK"nin 3. maddesinde orantılılık ilkesi gözetilerek TCK"nin 61. maddesi gereğince ölçütler gereğince sonuç cezaya etkili olacak şekilde alt sınırdan uzaklaşılması gerektiğinin ve sanıkların eylemi neticesinde, mağdurda meydana gelen yaralanmaların niteliği ile fikri içtima kuralları gereği her iki sanık hakkında en ağır cezayı gerektiren 5237 sayılı TCK"nin 86/1, 86/3-e ve 87/2-b, 87/2-son maddeleri uygulanarak ceza tayini gerekirken yazılı şekilde hükümler kurulması,
4) Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca isteme aykırı BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi uyarınca sanıkların ceza miktarı bakımından kazanılmış haklarının saklı tutulmasına, 27.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.