22. Hukuk Dairesi 2013/3954 E. , 2013/4491 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı vekili, davalı işverenlikte bireysel müşteri ilişkileri yönetici yardımcısı olarak çalışan müvekkilinin iş sözleşmesinin feshinin, haklı veya geçerli bir sebebe dayanmadığını ileri sürerek feshin geçersizliğin tespiti ile işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili, davacının usulsüz işlemler yaparak işverenin güvenini sarstığını ve sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, iş sözleşmesinin haklı sebeple feshedildiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, 28.09.2010 tarih ve 2009/634 esas, 2010/618 karar sayılı ilamı ile, feshin haklı veya geçerli sebebe dayandığının davalı tarafça ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın kabulü ile feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Kararın davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin temyiz incelemesinde karar "Somut uyuşmazlıkta, mahkeme, hukukçu bilirkişiden rapor almak suretiyle karar vermiştir. Bilirkişi işin uzmanı değildir. Bilirkişinin sıfat ve uzmanlık alanı dikkate alındığında, görüş ve kanaatlerinin olayı aydınlatmaya yeterli olmayacağı açıktır. Bu sebeple, dosyanın ekinde yer alan 25.04.2009 tarih ve 22/2 sayılı Teftiş Kurulunun hazırlamış olduğu soruşturma raporu da dikkate alınıp, bankacılardan müteşekkil üçlü bilirkişilerden rapor alınmak suretiyle, feshin haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı belirlenmelidir." gerekçesiyle bozularak mahkemesine gönderilmiş, bozma ilamı doğrultusunda mahkemece üçlü bilirkişiden rapor alındıktan sonra, deliller yeniden değerlendirilerek, yeniden feshin geçersizliğine ve davacının işe iadesine karar verilmiştir.
Karar, tekrar davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında, iş sözleşmesinin feshinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
4857 sayılı Kanun’un 19. maddesinin 1. fıkrasına göre işveren fesih bildirimini yazılı yapmak ve fesih sebebini açık ve kesin bir şekilde belirtmek zorundadır. Fesih bildirimi yazılı yapılmamışsa veya fesih sebebi açık ve kesin bir şekilde belirtilmemişse aynı Kanun"un 21. maddesi gereğince geçerli sebep gösterilmediği kabul edilir.
Buna karşılık, aynı Kanun’un 25. maddesinde öngörülen, işverenin haklı sebeple derhal feshinde ise yazılı şekil şartı aranmamaktadır. Keza, haklı sebeple fesihte, fesihten önce 4857 sayılı Kanun"un 19. maddesinde öngörülen savunma alma koşulu bulunmamaktadır.
Dosyadaki bilgi ve belgelerden, davacının iş sözleşmesi, İncirli yolu ve Bakırköy şubelerinde yapılan denetimler sonucu, Bakırköy şubesinin kredili müşterisi olan bir firmada çalışan davacının eşinin, firma yetkilisinin imzasını taklit ederek çok sayıda usulsüz işlem gerçekleştirdiği, davacının aynı firma yetkilisine bir buçuk yıl önce gerçekleşen satışa dayanılarak dolaylı finansman amaçlı 35.000,00 TL tutarlı konut kredisi kullandırttığı, kendisi ve kardeşi adına 22.000,00 TL tutarında ihtiyaç kredisi alarak firmaya dolaylı yoldan finansman sağladığı gerekçesiyle feshedilmiştir.
Somut olayda, davacının iş sözleşmesinin feshine sebep gösterilen davranışları, banka teftiş raporuyla saptanmış olan olgular ve dosyadaki tüm deliler birlikte değerlendirildiğinde, davacının bankacılık kural ve prensiplerine aykırı davrandığı sabittir. Davalı işverenden, artık davacı ile çalışması beklenemeyeceğinden, iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayandığının kabulü gerekmektedir. Mahkemece dosya kapsamına uygun olmayan gerekçeyle davanın kabulüne karar verilmesi hatalı olmuştur.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 50,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 05.03.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.