Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/911
Karar No: 2022/4207
Karar Tarihi: 23.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/911 Esas 2022/4207 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/911 E.  ,  2022/4207 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
    No : 2019/1651-2021/1727
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 9. İş Mahkemesi

    Dava, sigorta primine esas kazanç ve hizmet tespiti istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davacı vekilinin istinaf isteminin esastan reddine davalılar ve feri müdahil Kurum vekillerinin istinaf istemlerinin kabulü ile davanın reddine dair karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın temyizen incelenmesi davacı vekili tarafından istenmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    I-İSTEM
    Davacı vekili, müvekkilinin davalıların işyerinde kesintisiz çalışmasına rağmen işverence bildirilmeyen 01.01.2013-26.05.2017 tarihleri arasındaki kesintisiz çalışmasının tespiti ile 01.01.2013-26.05.2017 tarihleri arasındaki ücretinin tespitine karar verilmesini talep etmiştir.
    II-CEVAP
    Davalılar vekili, müvekkillerinin işlettiği 35 M 8279 plakalı araçta 02.06.2011-01.08.2012 tarihleri arasında 14 ay çalıştığını ve ayrıldığını, sonra tekrar 24.10.2014-30.11.2014 tarihleri arasında çalıştığını, kesintisiz çalışmanın söz konusu olmadığını, davacının değişik araçlarda da yedek şoför olarak çalıştığını, bu durumun kesilen trafik cezalarından da anlaşılabileceğini beyanla, davanın reddini talep etmiştir
    III-MAHKEME KARARI
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    "Davanın kısmen kabulüne,
    Davacının davalılara ait 35 M 8279 plakalı minibüs işyerinde 01.01.2013–26.05.2017 tarihleri arasında kısa vadeli sigorta kolları kapsamında asgari ücretle çalıştığının tespitine,
    Fazlaya ilişkin istemin reddine,” şeklinde hüküm kurulmuştur.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
    Davacının işbu davayı açmasında hukuki yararının bulunmadığı açıklanmak suretiyle, yerel mahkeme kararı kaldırılarak davanın reddine karar verilmiştir.
    V-TEMYİZ NEDENLERİ:
    Davacı vekili, bölge adliye mahkemesinin istinafta ileri sürülmeyen hususları dikkate aldığını, hukuki yararlarının bulunduğunu, çalışmanın esasen uzun vadeli çalışma kollarına tabi bir çalışma olduğunu, çalışmanın hangi sigortalılık koluna tabi olduğunun resen gözetilmesi gerektiği, davada talep edilen prime esas kazancın tespiti isteminin de kamu düzenine ilişkin olduğunu belirterek, kararın bozulmasını talep etmiştir.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE ESASIN İNCELEMESİ
    Dosya kapsamı incelendiğinde, 01.03.2013 tarihinden itibaren 506 sayılı Yasa kapsamında yaşlılık aylığı alan davacının, 01.01.2013-26.05.2017 tarihleri arasında davalılar işyerinde çalıştığının tespiti ile sigorta primine esas kazancın tespiti istemli açtığı işbu davada, mahkemece, 01.01.2013-26.05.2017 tarihleri arasında kısa vadeli sigorta kolları kapsamında asgari ücretle çalıştığının tespitine, fazlaya ilişkin istemin reddine dair karar verildiği, kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, bölge adliye mahkemesince, sonuç olarak“…kısa vadeli sigorta kollarına ilişkin primler yönünden geçmişe dönük tespit isteminde Sosyal Güvenlik Kurumu'nun yer aldığı dava türünde, 5510 sayılı Yasa'nın 86. (506 sayılı Yasanın 79.) maddesi uyarınca sigortalılık süresinin tespiti davası açılmasının, çalışana sosyal güvenlik hukuku kapsamında sosyal güvenlik destek primine tabi çalışma süresi yönünden hukuki yarar sağlamasının mümkün olmadığı (Yargıtay 10. Hukuk Dairesi, 24.02.2020 t., 2019/1306 E., 2020/1494 K.); işçilik alacaklarına esas çalışma süresinin ise, taraflarca oluşturulan ve re'sen araştırma ilkesinin geçerli olmadığı işçilik alacaklarının tahsiline yönelik dava kapsamında, hesap unsuru olarak o dava içerisinde belirlenmesinin, işçilik hakkına ulaşmada makul sürede adil yargılama yönünden daha hızlı çözüm sağlama olanağı bulunduğu gibi; gereksiz para ve zaman kaybının önüne geçilmesi nedeniyle usul ekonomisi ilkesine de uygun bulunduğundan; davanın tümden reddine karar verilmesi gerekirken kısmen kabul eden mahkeme kararı hatalı olmuştur…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş ise de, söz konusu hüküm yanılgılı değerlendirmeye dayalıdır.
    Medeni usul hukukunda hukuki yarar, mahkemeden hukuksal korunma istemi ile bir davanın açılabilmesi için davacının bu davayı açmakta veya mahkemeden hukuksal korunma istemekte bir çıkarının bulunmasıdır.
    Davacının dava açmakta hukuk kuralları tarafından haklı bulunan bir yararı olmalı, hakkını elde edebilmesi için mahkeme kararına ihtiyacı bulunmalı ve davacı mahkemeyi gereksiz yere uğraştırmamalıdır (Arslan, Ramazan; aktaran: Hanağası, Emel: Davada Menfaat, ... 2009, önsöz VII).
    Hukuk Genel Kurulu’nun 24.06.1992 gün ve 1992/1-347 E., 1992/396 K. ve 30.05.2001 gün ve 2001/14-443 E., 2001/458 K. sayılı kararlarında da belirtildiği üzere buna hukuki korunma (himaye) ihtiyacı da denir (Rechts-schutzbedürfnis). Mahkemelerden hukuki himaye istenmesinde, himayeye değer bir yarar olmalıdır.
    Mülga 1086 sayılı Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu’nun yürürlükte olduğu dönem içinde öğreti ve yargısal kararlar, dava açarken hukuki yararın bulunması gereğini, "dava şartı" olarak kabul etmiştir. Bu şart, "dava konusuna ilişkin genel dava şartlarından biri" olup, davanın esası hakkında inceleme yapılabilmesi ve esas hakkında hüküm verilebilmesi için varlığı gerekli olduğundan "olumlu dava şartları" arasında sayılmaktadır.
    Nitekim, aynı görüş, Hukuk Genel Kurulu'nun 24.11.1982 gün ve 1982/7-1874 E.-914 K.; 5.6.1996 gün ve 1996/18-337 E.-542 K.; 10.11.1999 gün ve 1999/1-937 E.-946 K. ve 25.05.2011 gün ve 2011/11-186 E. 2011/352 K. sayılı kararlarında da, benimsenmiştir.
    Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nda öğreti ve yargısal kararların bu uygulaması aynen benimsenerek, davacının, dava açmakta hukuki yararının bulunması “Dava Şartları” başlıklı 114. maddesinin 1. fıkrasının (h) bendinde açıkça dava şartları arasında sayılmıştır. Bir davada, hukuki yarar ilkesinin dava şartı olarak gözetilmesinin, yargılamanın amacına ve usul ekonomisi ilkesine uygun olarak yargılama yapılmasına yarar sağlayacağı, her türlü duraksamadan uzaktır.
    Bu ilkeden hareketle, dava şartı olarak hukuki yararın varlığının, mahkemece, taraflarca dava dosyasına sunulmuş deliller, olay veya olgular çerçevesinde, kural olarak davanın açıldığı tarihe göre, kendiliğinden ve yargılamanın her aşamasında gözetilmesi gerekir.
    Dava açmaktaki hukuki yarar; hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar olmalı, bu yarar, dava açan hak sahibi ile ilgili olmalı ve dava açıldığı sırada halen mevcut bulunmalıdır. Ayrıca, açılacak davanın, ortaya çıkacak tehlikeyi bertaraf edecek nitelikte olması gerekir. Bir kimsenin hakkına ulaşmak için mahkeme kararının, o an için gerekli olması durumunda hukuki yararın olduğundan sözedilebilir. Bir mahkeme kararına ihtiyaç yoksa, hukuki yarardan söz edilemez (Pekcanıtez, H./Atalay, O./Özekes, M.: Medeni Usul Hukuku, ... 2011, s.297).
    Diğer taraftan, sigortalı olmak hak ve yükümünden kaçınılamaz ve vazgeçilemez kuralı gereği, sigortalı ister sosyal güvenlik destek primi, isterse tüm sigorta kollarına tabi olarak çalışsın, Kanunun öngördüğü belli bir sosyal güvenlik kuruluşu sigortalısı olması, kamu düzenine ilişkin, kişiye bağlı, vazgeçilmez ve kaçınılmaz hak ve yükümlülük doğuran bir hukuksal statü yaratır. Bu statüye Kurumun prim tahakkuk ettirmesi, sigortalının iş kazası geçirmesi veya meslek hastalığına yakalanması halinde kendisi ya da hak sahiplerine gelir bağlanması gibi çeşitli sonuçlar bağlanmıştır. Bu sonuçlar ile birlikte işçilik alacakları haklarının doğması gibi hususlar da göz önüne alındığında, davacının bildirim yapılmayan dönemlerdeki çalışmalarının tespitini istemekte hukuki yararının bulunduğu ve aksinin kabulü halinde yaşlılık ya da emekli aylığı alan kişilerin sigortasız çalıştırılabileceği gibi sosyal güvenlik hakkının zorunlu ve vazgeçilemez niteliğine aykırı bir sonuç çıkacağı açıktır.
    O hâlde, davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulü ile davanın reddine dair kararı bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, 23.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi