Esas No: 2022/1452
Karar No: 2022/4147
Karar Tarihi: 23.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1452 Esas 2022/4147 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalılardan bir işverenin işyerinde çalıştığının kabul edilmesi halinde sigortalılık başlangıcının 03.08.1986 olarak tespit edilmesini talep etmiştir. İlk verilen karar, gerçek işverenin şahıs mı yoksa şirket mi olduğu araştırılmadan eksik inceleme ile verilmiştir. Bozma sonrası yapılan araştırma neticesinde, davacının davalı şirket nezdinde 03/08/1986-25/03/1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespiti yapılmıştır ancak vefat eden davalının mirasçıları usulüne uygun olarak davaya katılmadığından karar vermek mümkün olmamıştır. Mahkemece yapılan işlem usul ve yasaya aykırı olduğundan hüküm bozulmuştur.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddenin fıkrasının (d) bendine göre taraf ehliyeti konusu dava şartlarındandır ve davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Sigortalıların çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler işveren olarak tanımlanmıştır. Medeni haklardan yararlanma ehliyeti bulunan her gerçek ve tüzel kişi davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanun'un
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverene ait işyerinde 03/08/1986-25/03/1987 tarihleri arasında çalıştığının kabul görmezse; 03.08.1986 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kabulüne karar vermiştir.
Hükmün, davalı Kurum ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Dava; davacının davalı şirkete ait asfalt işyerinde 03.08.1986-25.03.1987 tarihleri arasında geçen çalışmalarının tespitini eğer talebi kabul görmezse; 03.08.1986 tarihinin sigortalılık başlangıcı olarak tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece; davanın kabulü ile davacının davalı ... İnş. San. Ve Tic. A.Ş. İşyerinde 03.08.1986-25.03.1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine ilişkin verilen ilk karar dairemizle birleşen 21. H.D ‘nin 17.04.2018 tarihli 2016/18680 Esas ve 2018/3911 karar sayılı ilamı ile‘’... davacı adına 03.08.1986 işe giriş, 05.08.1986 varide tarihli işe giriş bildirgesinin 5261 sicil numaralı ... ünvanlı konusu 1. Kıs. Asf. Şant. Olan işyerinden işe giriş bildirgesinin verildiği, davacının ihtilaflı dönemde sigortalı çalışmasının bulunmadığı, 5261 sicil numaralı işyerine ait 1986/2. dönem ve 1987/1. dönem bordrolarının gönderildiği, bu işyerinden tanıkların dinlendiği anlaşılmakla gerçek işverenin şahıs işyeri mi yoksa şirket mi olduğu araştırılmaksızın eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı ‘’ gerekçeleriyle bozulmuştur. Bozma sonrası yapılan araştırma neticesinde, davacının, dava konusu dönemde gerçek işveren ... adına kayıtlı işyerinde çalıştığının kabulü ile; davacının davalı ... isimli işveren nezdinde 03/08/1986-25/03/1987 tarihleri arasında 233 gün asgari ücretle çalıştığının tespitine dair hüküm tesis edilmiştir.
Taraf ehliyeti konusu, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 114. maddenin. fıkrasının (d) bendi uyarınca dava şartlarındandır ve davanın her aşamasında ileri sürülebilir. Taraflarca ileri sürülmese dahi gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca tarafların bu yönde bir savunmasının olup olmadığına bakılmaksızın kendiliğinden göz önünde tutulur.
Öte yandan; taraf ehliyeti, davada taraf olabilme yeteneğidir. Taraf ehliyeti, medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyetinin Medeni Usul Hukukunda büründüğü şekildir. Kimlerin taraf ehliyetine sahip bulunduğu Medeni Kanuna göre belirlenir (HMK m.50, TMK m.8 ve m.48). Buna göre; medeni haklardan yararlanma (hak) ehliyeti bulunan her gerçek (TMK m.8) ve tüzel (TMK m.48) kişi, davada taraf olabilme ehliyetine de sahiptir. 506 sayılı Kanun'un 4. maddesinde ise, “sigortalıları çalıştıran gerçek ve tüzel kişiler” işveren olarak tanımlanmıştır. “Çalıştıran” olgusu, tespiti istenen sürelere ilişkin hizmet akdinin tarafı konumunda olan ve hizmet akdini düzenleyen “işvereni” ifade etmektedir. Sigortalının taraf olduğu hizmet akdinin alt işverenler tarafından düzenlenmiş olması durumunda, hizmet tespitine yönelik davanın, anılan Yasanın 79/10. maddesine göre sigortalıyı fiilen çalıştıran işverenlere yöneltmesi gerekir.
Somut olayda; davalı ...’ün işveren olduğu belirgin ise de; 25.03.2019 tarihinde davalının vefat etmiş olduğu gözetilerek usulünce mirasçıların davaya katılımı sağlanmaksızın ve davalı şirket tarafından verilen vekaletname kapsamında yetki verilmeyen vekil aracılığıyla davanın görülmesi ve giderek ölü kişi hakkında 16.03.2021 tarihinde yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece yapılacak iş; mirasçıların usulüne uygun olarak davaya katılımının sağlanarak elde edilecek sonuca göre karar vermekten ibarettir.
Kabule göre de; davalı gösterilen ... İnşaat Sanayi Ticaret A.Ş.’ nin davalı olarak karar başlığında gösterilmemesi ve gerçek işverenin ... olarak belirlenmesi karşısında dava açılan şirket hakkında husumetten red kararı verilmemesi de ayrıca isabetsiz bulunmuştur.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde davalılar vekillerinin bu yönü amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle sair yönler incelenmeksizin, BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 23.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.