Abaküs Yazılım
12. Hukuk Dairesi
Esas No: 2014/10988
Karar No: 2014/13423
Karar Tarihi: 07.05.2014

Yargıtay 12. Hukuk Dairesi 2014/10988 Esas 2014/13423 Karar Sayılı İlamı

12. Hukuk Dairesi         2014/10988 E.  ,  2014/13423 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Ankara 12. İcra Hukuk Mahkemesi
    TARİHİ : 30/01/2014
    NUMARASI : 2013/252-2014/98

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki alacaklı tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp düşünüldü :
    İcra ve iflas hukuku, icra ve iflas takiplerinin usul hukuku niteliğindedir. Bu hukuk dalının amacı, bir yandan takip alacaklısının alacağına kavuşması için borçlu veya üçüncü kişilerin çıkarabilecekleri zorlukları ortadan kaldırmak, diğer yandan kötüniyetli takiplere karşı takip borçlusunun kendisini korumasını sağlayacak hukuki çareler bulmak, bu arada takipten etkilenen üçüncü kişilerin menfaatlerini korumak, takip işlemlerinin yapılması sırasında insan hak ve hürriyetlerinin ihlal edilmesini önlemektir. İcra iflas hukukunun en önemli kaynağı İcra ve İflas Kanunu olup, bu Kanun, icra ve iflas takibinden, tahsile kadar uygulanması gereken usul hükümlerini düzenlemektedir.
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu, İcra ve İflas Kanunu"nda bir hüküm olmayan hallerde, ancak İcra ve İflas Kanunu"nda açıkça gönderme olması (İİK 50, 68/a-4 gibi) veya bu kanunun özel veya genel hükümlerine aykırı olmaması (zorunlu dava arkadaşlığı) hallerinde uygulanabilir. Bu ilkeler ışığında HMK"nun 209/1. maddesinin ilamsız icra takiplerine etkisi değerlendirilmelidir. Bu maddeye göre “adi bir senetteki yazı veya imza inkar edildiğinde, bu konuda bir karar verilinceye kadar, o senet herhangi bir işleme esas alınamaz.” Bu maddenin icra takiplerinde uygulanması gerektiğine ilişkin olarak İcra ve İflas Kanununda bir hüküm bulunmamaktadır.
    Kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile yapılan takipte, takibe konu kambiyo senedi altındaki imzaya itiraz, İİK"nun 170. maddesinde özel olarak düzenlendiğinden, imza inkarı nedenine dayalı sahtelik iddiası hakkında, sonraki genel kanun olan HUMK"nun 209. maddesi uygulanamaz. İmza itirazı, İİK"nun 170/1. maddesi uyarınca satıştan başka icra takip muamelelerini durdurmaz. Ancak icra mahkemesi itirazla ilgili kararına kadar takibin geçici olarak durdurulmasına karar verebilir (İİK 170/2).
    Öte yandan sahtelik iddiasının imza itirazı dışındaki bir nedene (yazıda sahtelik) dayanması halinde Dairemiz, İcra ve İflas Kanunu"nda bir düzenleme bulunmadığından HMK"nun 209. maddesinin uygulanması gerektiği görüşünde iken, daha sonra içtihat değişikliğine gidilerek, senet üzerinde bulunan yazıdaki sahtelik iddiasının borca itiraz niteliğinde olup, bu konunun da İİK"nun 169/a maddesinde düzenlenmiş olması nedeniyle, HMK"nun 209. maddesinin bu yönden de uygulama yerinin olmadığı görüşü benimsenmiştir.
    İcra mahkemesi, önüne gelen itiraz ve şikayetleri, İcra ve İflas Kanunu"nda düzenlenen özel usul kurallarını uygulayarak takip hukuku bakımından kesin hükme bağladığından, anılan mahkemenin kararları kural olarak maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşımaz. Bu nedenle borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremez. Sadece İİK.nun 169/a-2. maddesi uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebilir. İcra mahkemesince takibe konu alacakla ilgili bir karar verilmiş olması, aynı alacak hakkında genel mahkemelerde dava açılmasına engel oluşturmaz.
    Borçlunun sahtelik nedenine dayalı olarak açtığı menfi tespit davası, İİK"nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup, anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibi durdurulabilir. Sahtelik nedeniyle açılan menfi tespit davası gibi, cumhuriyet savcılığına aynı nedenle yapılan şikayet ve ceza mahkemesinde açılan dava da kendiliğinden icra takibini durdurmaz ve bekletici mesele yapılamaz. Ancak cumhuriyet savcılığı veya ceza mahkemesince tedbir kararı verilirse icra takibi durdurulabilir.
    Yukarıda açıklanan ilke ve kurallar ışığında, takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK"nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde açılan davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur.
    Somut olayda alacaklının borçlu aleyhine bonoya dayalı olarak kambiyo senetlerine özgü haciz yolu ile takip başlattığı, ödeme emrinin tebliği üzerine borçlunun süresi içinde icra mahkemesine verdiği dilekçede, alacaklının, borçlunun şirketinde çalıştığı dönemde, borçlu tarafından çeşitli amaçlarla alacaklıya verilen imzalı boş A-4 kağıtlarını, alacaklının bono haline getirerek hakkında takibe giriştiği, bu şekilde açığa atılan imzanın kötüye kullanıldığı ileri sürülerek takibin iptalinin talep edildiği, senet altında muteriz borçluya atfen atılı bulunan imzanın ise inkar edilmediği anlaşılmaktadır.
    Borçlunun bu iddiası borca itiraz niteliğinde olup, icra mahkemesi bu itirazı incelemekle görevlidir. Borçlunun borcunun olmadığına ilişkin ileri sürdüğü sebep, icra mahkemesinin görevini tayinde belirleyici bir unsur değildir. Mahkemece, İİK"nun 169/a ve 170/a maddeleri kapsamında borçlunun itirazının esasının incelenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/41861 sayılı hazırlık dosyasında yürütülen sahteciliğe ilişkin soruşturma gerekçe gösterilerek, HMK"nun 209. maddesi uyarınca anılan soruşturma sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulması yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.
    SONUÇ : Alacaklının temyiz itirazlarının kabulü ile mahkeme kararının yukarıda yazılı nedenlerle İİK"nun 366. ve HUMK’nun 428. maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/05/2014 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    Karşı Oy Yazısı :
    Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun 08.12.1982 günlü 1982/4 Es. ve 1982/4Ka. sayılı kararına göre ""Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 142. maddesi hükmüne göre, mahkemelerin görevleri kanunla düzenlenir. Öte yandan, 5 Aralık 1977 tarihli, 4/4 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da açıklandığı üzere,mahkemelerin görevi kamu düzeni ile ilgili olup kıyas veya yorum ile genişletilmesi yahut değiştirilmeleri mümkün bulunmamaktadır.Şayet kanunda açıklık yoksa,görev genel mahkemelere aittir.""
    Hukuk Genel Kurulunun 16.04.2014 tarihli 2013/12-1310 Es. ve 2014/532 Ka. sayılı ilamına göre icra mahkemesinin yetkisi sınırlıdır.
    T.C. Anayasası"nın 6. maddesine göre ""Hiçbir kimse veya organ kaynağını Anayasa"dan almayan bir Devlet yetkisi kullanamaz."", 36. maddesine göre ""Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir."", 37. maddesine göre ""Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz. Bir kimseyi kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarma sonucunu doğuran yargı yetkisine sahip olağanüstü merciler kurulamaz."", 142. madesine göre ""Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.""
    Hükümlerinin mahiyeti itibariyle herkese veya her olaya uygulanması mümkün olan kanunlara genel kanun, belli kişilere veya belli olaylara uygulanan kanunlara ise özel kanun denilmektedir.İcra ve İflas Kanunu özel,Hukuk Muhakemeleri Kanunu ise genel kanundur.
    Kambiyo senetlerinde İİK."nun 169/a maddesi gereğince dar yetkili icra mahkemesi imza inkarı dışındaki sahtecilik iddiasını inceleyemez.Çünkü bu maddede incelenebilecek itiraz sebepleri; a)İtfa, b)İmhal, c)Zamanaşımı ve d)İmzaya itiraz olmak üzere sınırlı olarak sayılmıştır. Senette sahtecilik iddiasını inceleme görevi genel yetkili mahkemelere aittir.İmza itirazı da borca iitrazdır.Yasa koyucu imza itirazının inceleme şeklini ayrıntılı olarak İİK."nun 170.maddesinde düzenlediği halde sahtecilik itirazının incelenme şeklini İİK."nda düzenlememiştir.Yasa koyucunun böyle bir iradesi olsa idi sahtecilik itirazının incelenme şeklini de belirlerdi.Takip hukukunda düzenlenmeyen bir konuda yorum yolu ile görevli olunduğunu söylemek Anayasa"ya,İİK."nuna ve İçtihadı birleştirme kararına açıkça aykırılık oluşturmaktadır.
    İcra ve İflas Kanunu icra takip hukuku açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu"na göre özel kanun olup, takip hukukuna ilişkin uyuşmazlıklarda öncelikle İcra ve İflas Kanunu hükümlerinin, bu kanunda hüküm bulunmayan durumlarda ise anılan kanuna aykırılık teşkil etmemek koşuluyla genel nitelikte olan Hukuk Muhakemeleri Kanunu hükümlerinin uygulanması gerekir. Sahtelik iddiasının imza inkarı dışında bir nedene dayanması durumunda İcra ve İflas Kanunu"nda özel bir düzenleme bulunmadığından sorunun çözümü için 6100 Sayılı HMK.nun 209.maddesinin uygulanması gerekeceğinden bu maddenin amir hükmü gereğince icra takibi olduğu yerde durur. Bunun için sahtelik iddiasının ileri sürüldüğü mahkemece ayrıca tedbir kararı verilmesi gerekmez. Borçlu tarafından icra dairesine başvurulması halinde icra müdürlüğünce anılan madde uyarınca sahtelik davası sonuna kadar icra takibinin durdurulması gerekir. İcra müdürünün kararının taraflarca İİK. nun 16/2.maddesi uyarınca süresiz şikayet konusu yapılabileceği tabidir. Öte yandan borçlu tarafından doğrudan icra mahkemesine başvurulmasına da yasal engel olmadığı gibi, hakim, 6100 Sayılı HMK.nun 209/1.maddesini re’sen nazara almalıdır.
    Pek tabidir ki mahkemece sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığının belirlenmesi halinde takip hukukunun özelliği ve acele karar verilmesi gerekliliğinin bir sonucu olarak, sahtelik davası bekletici mesele yapılmadan, sahtelik davasında karar verilinceye kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilmesi gerekir.
    Somut olayda;borçlu muteriz vekilinin dilekçesinde;takip alcaklısının müvekkilinin iş yerinde 2006-2012 yılları arasında çalıştığını,müvekkilinin faaliyet gösterdiği işlerle ilgili olarak alacaklıya vekalet verildiğini,taşımacılık ihalelerine teklif vermek veya verilen tekliflerde değişiklik yapmak,sözleşme yapmak gibi amaçlarla imzalı ve kaşeli boş A4 kağıtları verildiğini,firmadan ayrıldıktan sonra elinde kalan boş imzalı kağıtları iade etmediğini, elinde kalan imzalı A4 kağıtlarından birinin kenarlarını keserek kendi lehine 600.000,00TL.yazarak bono haline getirdiğini ve iki ayrı dosyada 300.000,00TL. olarak takibe koyduğunu,davalının malı mülkü olmadığını, müvekkilinin böyle bir şahsa bu miktarda borçlanmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, davalı sahtecilik suçu işlediği için şikayetçi olduklarını ve hakkında Ankara C.Baş savcılığının 2013/41861 numaralı dosyasında takip başlatıldığını,takibe konulan sahte senetten dolayı borçlu olmadıklarını iddia ederek takibin HMK hükümlerine ve dava sonuna kadar durdurulmasına ve takibin iptaline karar verilmesini talep ettiği,mahkemece; sahtelik iddiasının imza inkarı dışındaki bir nedene dayandığından HMK"nun 209/1 maddesinin emredici hükmü gereği icra takibinin olduğu yerde duracağı gerekçesi ile ""Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının 2013/41861 sayılı hazırlık evrakında soruşturma veya dava açılması halinde soruşturma veya dava sonuna kadar takibin durdurulmasına,Dava açılmadığı takdirde kovuşturmama kararının kesinleşmesinden sonra takibin kaldığı yerden devamına,"" karar verildiği görülmüştür.
    Yukarda belirttiğim gerekçelerle çoğunluğun görüşünün icra mahkemelerinin görev alanını yorum yolu ile genişletecek şekilde olduğu,mahkeme kararının ise Anayasaya, HMK."ya,İİK."na, Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulunun kararına ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun kararına uygun olduğu için doğru olduğu ve onanması gerektiği düşüncesinde olduğum için çoğunluk görüşüne katılmıyorum.07/05/2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi