22. Hukuk Dairesi 2012/15397 E. , 2013/4408 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ihbar tazminatı, ücret alacağı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı, davalı işveren tarafından kendisinden 29.10.2011 tarihinde vardiya sonrası fazla çalışma yapmasının istendiğini, daha önce yaptığı fazla çalışma ücret alacaklarının ödenmemesi sebebi ile bu isteği kabul etmediğini, bunun üzerine iş sözleşmesinin işverence haksız feshedildiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatları ile bir kısım işçilik alacaklarının tahsilini istemiştir.
Davalı vekili, müvekkiline ait işyerinde günde üç vardiya sistemi ile çalışma gerçekleştirildiğinden davacının fazla çalışma ücret alacağına hak kazanmadığını, ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmadığını, 29.10.2011 tarihinde acil üretim yapılması gerektiğinden işyerinde fazla çalışma yapılacağının duyurulduğunu, davacının buna rağmen işe gelmediğini, iş sözleşmesinin bu sebeple haklı sebebe dayalı feshedildiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının fazla çalışmaya onay verdiğine ilişkin dosya içerisinde onay belgesi bulunmaması sebebi ile davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin haklı sebebe dayanmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Kararı davalı taraf temyiz etmiştir.
1-Taraflar arasındaki uyuşmazlık, ulusal bayram genel tatil günlerinden olan 29. Ekim 2011 tarihinde işyerinde çalışmaya kabul etmeyen işçinin iş sözleşmesinin bu gerekçe ile feshedilmesi halinde feshin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 47. maddesinde, kanunun kapsamındaki işyerleri bakımından, ulusal bayram ve genel tatil günü olarak kabul edilen günlerde çalışma karşılığı olmaksızın o günün ücretinin ödeneceği, tatil yapılmayarak çalışıldığında ise, ayrıca çalışılan her gün için bir günlük ücretin ödenmesi gerektiği hükme bağlanmıştır. 2429 sayılı Ulusal Bayram ve Genel Tatiller Hakkında Kanun"un 2. maddesinde ise, resmi ve dini bayram günleriyle yılbaşı ile 1 Mayıs gününün genel tatil günleri olduğu açıklanmıştır.
Buna göre; genel tatil günleri, 1 Ocak, 23 Nisan, 1 Mayıs, 19 Mayıs, 30 Ağustos günleri ile Arife günü saat 13.00’de başlanan üçbuçuk günlük Ramazan Bayramı ve Arife günü saat 13.00’de başlayan dörtbuçuk günlük Kurban Bayramı günlerinden oluşur. Ulusal bayram günü 28 Ekim saat 13.00"ten itibaren başlayan 29 Ekim günü de devam eden birbuçuk gündür.
Somut olayda; davacı işyerinde ulusal bayram günlerinden olan 29 Ekim tarihinde gerçekleştirilen çalışmaya katılmamıştır. Ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışma olgusu, fazla çalışma olgusundan farklı olup, 4857 sayılı Kanun"da da ayrı düzenlemeye tabii tutulmuştur.
Her ne kadar; İş Kanununa İlişkin Fazla Çalışma ve Fazla Sürelerle Çalışma Yönetmeliğinin 9. maddesinde “Fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma yaptırmak için işçinin yazılı onayının alınması gerekir. Zorunlu nedenlerle veya olağanüstü durumlarda yapılan fazla çalışma ve fazla sürelerle çalışma için bu onay aranmaz. Fazla çalışma ihtiyacı olan işverence bu onay her yıl başında işçilerden yazılı olarak alınır ”şeklinde düzenleme bulunmakta ise de, bu düzenlemenin kıyas yolu ile ulusal bayram genel tatil günlerinde gerçekleştirilecek çalışma için uygulanma imkanı bulunmamaktadır . Başka bir deyişle; işçi ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmaya yazılı onay vermiş dahi olsa, işveren tarafından bu günlerde çalışmaya zorlanamaz ve onay vermesine rağmen ulusal bayram genel tatil günlerinde çalışmaya gelmemesi halinde kabul etmediği iş sözleşmesi bu gerekçeye dayanılarak işveren tarafından feshedilmez..
Bu sebeple işveren tarafından gerçekleştirilen fesih haklı sebebe dayanmadığından, kararın gerekçesi hatalı olmakla birlikte kıdem ve ihbar tazminatı talepleri yönünden davanın kabulüne karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Davalının temyiz itirazlarının reddiyle sonucu itibariyle doğru olan kararın bu gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 05.03.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.