
Esas No: 2021/7698
Karar No: 2022/4309
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/7698 Esas 2022/4309 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme Kararı, işçi mahkemesi tarafından verilmiştir. Kanunla kurulu meslek kuruluşlarına kayıt olan ve gelir vergisi yükümlüsü olanlar zorunlu sigortalı kabul edilirler. Sigortalılık niteliğine sahip olmak için ilgili vergi kaydı, kanunla kurulu meslek kuruluşu veya esnaf ve sanatkârlar sicil memurluğu kayıtlarının zorunlu olduğu belirtilmektedir. 1479 sayılı Kanun sistematiğinde, \"sigortalılık başlangıç tarihi\" kavramı yer almamaktadır. Sigortalı hak ve yükümlülüklerinde \"primi ödenmiş gün sayısı\" kabul edilir. Davacının sigortası başlangıç tarihi konusunda tereddüt olması nedeniyle araştırma yapılması ve uyuşmazlık konusu olan dönemin belirlenmesi gerektiği belirtilmektedir. Mahkeme tarafından yapılan yanılgılı değerlendirme nedeniyle kararın bozulması gerektiği sonucuna varılmıştır. Kanun maddeleri olarak, 1479 sayılı Kanun, 3165 sayılı Kanun ve 4956 sayılı Kanun belirtilmiştir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
ve sanatkârlar gibi ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar yönünden vergi kaydı, gelir vergisinden bağışık olanlar yönünden kanunla kurulu meslek kuruluşlarına usulüne uygun olarak kayıtlı bulunma koşulu getirilmiş; anılan madde 22.03.1985 günü yürürlüğe giren 3165 sayılı Kanunla bir kez daha değiştirilip kapsam genişletilerek, gerçek veya götürü usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar (vergi kaydı bulunanlar) veya esnaf ve sanatkâr siciline kayıtlı bulunanlar ya da kanunla kurulu meslek kuruluşunda usulüne uygun kaydı olanlar zorunlu sigortalı olarak kabul edilmiş, anılan düzenleme 4956 sayılı Kanunun yürürlüğe girdiği 02.08.2003 tarihine kadar geçerliliğini korumuştur. 4956 sayılı Kanunun 14’üncü maddesiyle değiştirilen hükümle 02.08.2003 gününden itibaren zorunlu sigortalılık kapsamına yalnızca, ticari kazanç veya serbest meslek kazancı dolayısıyla gerçek veya basit usulde gelir vergisi yükümlüsü olanlar alınmış, gelir vergisinden bağışık tutulanlar yönünden ise Esnaf ve Sanatkâr Sicili ile birlikte aynı zamanda kanunla kurulu meslek kuruluşuna yöntemince kayıtlı bulunma koşulları getirilmiştir.
Kural olarak, 1479 sayılı Kanunda yapılan bu değişiklikler, değişiklikten önceki madde hükümlerinin öngördüğü koşullara sahip sigortalıların sigortalılıklarını sonlandırıcı etkiye sahip olmayıp, bu kişilerin sigortalılık nitelikleri geçerliliklerini korumaktadır ve anılan düzenlemeler, yürürlük tarihinden itibaren sigortalılık niteliği kazananlar yönünden kayıt ve koşullar içermektedir. Başka bir anlatımla, yeni düzenlemeler, değişikliklerin yürürlüğe girdiği tarihlerden sonra ilk kez kayıt ve tescil edilecekler için uygulanmalıdır ki, buna aykırı bir düşünce, yasaca ve hukukça kabulü olanaksız olan kazanılmış hakları ortadan kaldırmak niteliğindedir.
Önemle vurgulanmalıdır ki; ilgili vergi, kanunla kurulu meslek kuruluşu, esnaf ve sanatkârlar sicil memurluğu kayıtları zorunlu sigortalılığın dayanak belgeleri niteliğinde olup, anılan kayıtlara sahip kişiler yönünden ancak, “(diğer) sosyal güvenlik kuruluşları kapsamı dışında kalma” ve “herhangi bir işverene hizmet akdi ile bağlı olmaksızın kendi adına ve hesabına bağımsız çalışma” olgularının birlikte gerçekleşmesi durumunda zorunlu sigortalılık söz konusu olabilir. Belirtilen kayıtların yokluğunda zorunlu sigortalılıktan söz edilemeyeceği gibi, anılan sigortalılık niteliğine sahip olunmadığı döneme/sürelere ait prim borçlarının daha sonraki tarihlerde Kurumca hatalı olarak geriye dönük tahsil edilmesi, ödemeler icra takibi sonucu gerçekleşmediği veya 06.03.1992 günü yürürlüğe giren 3780 sayılı Kanun ile 16.05.1997 tarihinde yürürlüğe giren 4247 sayılı Kanun hükümleri kapsamında primler yatırılmadığı sürece ilgili yararına usulü kazanılmış hak olgusunu da oluşturmaz.
Dosya içeriğinden, (2.1.1979-30.5.1981) ve (22.2.1984-14.11.1984) tarihleri arasında vergi kaydı, bulunan davacının, Kurumca, 11.9.2001 tarihinde kuruma intikal eden işe giriş bildirgesine istinaden, 4.10.2000 tarihinden itibaren 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı kabul edildiği, davacının dava dilekçesiyle 2.1.1979 tarihinin itaberen 1479 sayılı Yasa kapsamında sigortalı sayılması gerektiğinin tespitini istediği; Mahkemece, davanın kabulü ile 2.1.1979 tarihinin sigorta başlangıcı olarak tespitine karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıdaki yasal düzenlemeler ve açıklamalar ışığı altında Mahkemece; 1479 sayılı Kanun sistematiğinde, 506 sayılı yasadan farklı olarak, "sigortalılık başlangıç tarihi" kavramı yer almamakta, sigortalı hak ve yükümlülüklerinde (1479 sayılı Yasa 35. ve geçici 10. maddesi, 29. maddesi ile 21. maddesi) "primi ödenmiş gün sayısı" geçerli kabul edilmektedir. Bu durumda davacı vekiline talep ettiği dönem açıklatılarak taraflar arasında uyuşmazlık konusu olan dönem tereddütsüz belirlenmeli, ihtilaf konusu olan döneme yönelik yapılacak araştırma sonucuna göre karar verilmelidir.
Mahkemenin bu maddi ve hukuki olguları gözetmeksizin eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar vermiş olması, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 24.3.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.