11. Ceza Dairesi 2019/637 E. , 2019/6054 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A) 2009 yılında sahte fatura düzenleme suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
5237 sayılı TCK’nin 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli, 2014/140 Esas ve 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüş, aynı takvim yılında birden fazla sahte fatura düzenlemek eylemleri nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni sayılmamıştır.
Yargılama sürecindeki işlemlerin hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşler ile delillerin gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, vicdanî kanının deliller ve dosyadaki bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, fiilin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, fiile uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlenip uygulandığı, kurulan hükümde bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmış; sanığın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükmün ONANMASINA,
B) 2010 yılında sahte fatura düzenleme suçundan sanık hakkında verilen mahkûmiyet hükmüne yönelik sanığın temyiz talebinin incelenmesi:
1- ... Vergi Dairesi Müdürlüğünün ... numaralı mükellefi olan sanık hakkında 2010 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçunu işlediği iddiasıyla açılan kamu davasında, sanığın savunmasında sahte fatura bastırıp kullanmadığını, iş yerini kapattıktan sonra defterlerini evine taşıdığını, evine hırsız girmesi nedeniyle defter ve belgelerini incelenmek üzere ibraz edemediğini, bir buçuk yıl kadar çalıştığını, personel iş kıyafetleri imal edip sattıklarını, düzenlediği
faturaların gerçek ticari ilişkiye dayandığını söylemesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer bırakmayacak şekilde ortaya çıkarılması için;
a) Sahte olarak düzenlendiği iddia olunan faturaların asıllarının, bu faturaları kullanan mükelleflerden veya bu mükelleflerin ve sanığın bağlı bulunduğu vergi dairesinden sorulmak suretiyle, getirtilip dosya içine konulması,
b) Faturaların sanığa gösterilerek yazı ve imzaların kendisine ait olup olmadığının sorulması, kendisine ait olmadığını söylemesi halinde; yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olup olmadığı konusunda uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması,
c) Faturalardaki yazı ve imzaların sanığa ait olmadığının anlaşılması halinde ise;
aa) Ba-Bs formlarında tespit edilen faturaları kullanan mükellefler hakkında vergi inceleme raporu düzenlenip düzenlenmediğinin ilgili vergi dairesinden sorularak, düzenlenmiş ise onaylı örneklerinin getirtilmesi,
bb) Aynı mükellefler hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması; dava açılmış ise, dosyalarının getirtilerek incelenmesi ve bu davayla ilgili belgelerin onaylı örneklerinin çıkartılarak dosya içine konulması,
cc) Faturaları kullanan mükelleflerin, CMK"nin 48. maddesi uyarınca çekinme hakları hatırlatılarak tanık sıfatıyla dinlenmesi; kendilerinden, sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanığı tanıyıp tanımadıklarının ve faturaların alınması konusunda sanığın bir iştirakinin bulunup bulunmadığının sorulması,
d) Gerektiğinde, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi için;
aa) Faturayı düzenleyen sanığa ait mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyelerinin, teslim ve tesellüm belgelerinin, bedelinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun ve kanıtlama yeterliliği olan banka hesaplarının ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgelerin olup olmadığının araştırılması,
bb) Daha sonra, faturaları düzenleyen sanık ile kullanan şirket ve kişilerin ticari defterleri ve belgeleri üzerinde karşılıklı bilirkişi incelemesi yaptırılması,
Sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;hükümden sonra 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz nedenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA,
10.09.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.