
Esas No: 2022/2767
Karar No: 2022/4274
Karar Tarihi: 24.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/2767 Esas 2022/4274 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davanın konusu hizmet tespiti istemidir. Davacı, müvekkilinin davalı işverenlik yanında 01/05/1984-13/08/2011 tarihleri arasında tam ve kesintisiz olarak çalıştığını belirtmiştir. İlk derece mahkemesi, davacının 11/09/1992-13/08/2011 tarihleri arasında aralıksız olarak davalı işverenlik yanında çalıştığının tespitine karar vermiştir. Ancak, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmış ve davada çelişkiler ortaya çıkmıştır. Bu nedenle, davalılar vekillerinin temyiz itirazları kabul edilerek ilk derece mahkemesi hükmü bozulmuştur. Mahkeme kararının dayandığı yasal düzenlemeler ise 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu'nun geçici 7. maddesi ile birlikte 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleridir. Sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanması gereklidir ve sigorta primlerinin eksiksiz yatırılması önemlidir. Tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmemeli, gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak del
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: ... Anadolu 19. İş Mahkemesi
Dava, hizmet tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı davalılar vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, müvekkilinin 01/05/1984-13/08/2011 tarihleri arasında davalı şirket nezdinde tam ve kesintisiz olarak çalıştığına karar verilmesini talep etmiştir.
II-CEVAP
Davalı şirket vekili, davanın hak düşürücü süre yönünden reddi gerektiğini, davalı şirketin 11/09/1992 tarihinde kurulduğunu, bu nedenle davacının bu tarihten önce çalışmasının mümkün olmadığını, davacının iddia ettiği işlemlerin İETT Genel Müdürlüğü tarafından belirlendiğini, davacının çalışmasının davalı şirketle herhangi bir irtibatının bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, kurum resmi kayıtlarının öncelikle incelenerek bu kayıtlara itibar edilmesi gerektiğini, bu kayıtların aksinin davalı tarafça ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
"1-Açılan davanın kısmen kabulü ile,
Davacının, davalı işverenlik yanında 11/09/1992-13/08/2011 tarihleri arasında aralıksız olarak hizmet akdi ile sigortasız şekilde fiilen prime esas kurum taban ücreti ile çalıştığının tespitine,
Fazlaya ilişkin istemlerin reddine" karar verilmiştir.
B-BAM KARARI
"1-Davalı şirket ve davalı Kurum vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı şirket vekili, davacının işvereni olmadığını ve davanın husumetten reddedilmesi gerektiğini, halk otobüslerini denetleme yetkisinin İETT Genel Müdürlüğü'ne ait olduğunu, şirketin sadece vekil sıfatıyla hareket ettiğini, maliki veya işletmecisi olduğu otobüs bulunmadığını, otobüs sahiplerinin kendi nam ve hesabına çalıştıklarını beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
Davalı Kurum vekili, verilen hükmün eksik inceleme ve araştırmaya dayalı olduğunu beyanla, davaya konu kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Hizmet tespitine ilişkin talebin yasal dayanağı 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun geçiş hükümlerini içeren Geçici 7. maddesi gereğince 506 sayılı Kanunun 79/10. ve 5510 sayılı Kanunun 86/9. maddeleri olup Anayasal haklar arasında yer alan sosyal güvenliğin yaşama geçirilmesindeki etkisi gözetildiğinde, sigortalı konumunda geçen çalışma sürelerinin saptanmasına ilişkin bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunludur. Bu bağlamda, hak kayıplarının ve gerçeğe aykırı sigortalılık süresi edinme durumlarının önlenmesi, temel insan haklarından olan sosyal güvenlik hakkının korunabilmesi için, tarafların gösterdiği kanıtlarla yetinilmeyip gerek görüldüğünde kendiliğinden araştırma yapılarak delil toplanabileceği açıktır.
Bu tür davalarda mahkemece yapılacak iş, davacıyla ilgili varsa tüm belge ve kayıtlar işverenden istenilmeli, çalışmanın gerçekleştiği ileri sürülen işyerinin Kurum nezdinde bulunan dosyası, işverence hazırlanması gerekli ücret ödeme bordroları, puantaj kayıtları ve diğer kayıtlar getirtilmeli, dönemsel sigorta primleri bordrosuyla veya aylık prim ve hizmet belgesiyle bildirimleri yapılan sigortalılar tanık sıfatıyla dinlenilmeli, Kurum müfettişlerince inceleme yapılıp yapılmadığı sorulmalı, inceleme yapılmışsa belgeler getirtilmeli, aynı çevrede faaliyet yürüten ve davacının çalışmasını bilebilecek durumda olan tarafsız nitelikte başka işverenler ve bordrolu çalışanlar yöntemince saptanarak tanık sıfatıyla dinlenilmeli, işçilik alacaklarına ilişkin dava dosyasının varlığı araştırılarak celbedilmeli ve işçilik hakları davasında dinlenen tanıkların anlatımları ile bu dosyada bilgi ve görgüsüne başvurulan tanıkların anlatımları karşılaştırılmalı, varsa çelişki giderilmeli, yargılama sürecinde dinlenen tanık anlatımlarının değerlendirilmesinde, iş yerinin kapsamı, kapasitesi ve niteliği nazara alınmalı, işin mevsimlik olduğu anlaşılırsa dönemleri belirlenmeli, bu dönemde davacı ile işveren arasındaki sözleşmenin askıda olduğu ve mevsimlik dönemlerde hak düşürücü sürenin işlemeyeceği gözönünde bulundurulmalı; böylelikle; çalışmanın varlığı, başlangıç ve bitiş tarihleri, mevsimlik mi, sürekli mi olduğu, yapılan işin kapsam ve niteliği de nazara alındığında kısmi çalışma mümkün olduğundan kısmi ve kesintili olup olmadığı yöntemince araştırılmalıdır.
Bu yasal düzenleme ve açıklamalar ışığı altında inceleme konusu dava değerlendirildiğinde, Mahkemece, yapılan araştırmanın hüküm kurmaya yeterli olmadığı anlaşılmaktadır. Davacı, özel halk otobüslerini koordine ettiğine göre, kabule konu dönemde davacının çalıştığı duraklarda kullanılan halk otobüsleri ile bu araçların sahipleri ve şoförleri tespit edilmeli, bu kişilerin tanık olarak beyanları alınmalı ve varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesinin istinaf başvurularının esastan reddine dair kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
... Bölge Adliye Mahkemesi 33. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 24.03.2022 gününde karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.