11. Hukuk Dairesi 2018/471 E. , 2018/1167 K.
"İçtihat Metni"...
Taraflar arasında görülen davada ... 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 29/12/2015 tarih ve 2014/22-2015/690 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için dosya mahalline gönderilmişti. Bu noksanlıkların giderilerek dosyanın gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, "...." ve ".." markalarının müvekkili adına tescilli olduğunu, müvekkilinin müşterisi olmayan bazı kişilerden çeşitli şikayetlerin gelmeye başladığını, müvekkilinin markalarını kullandığı tespit edilen ihtara davalı ..."in "markaların tescilli olmadığı, kullanmaya devam edeceği" yönünde cevap verdiğini, tüketicinin müvekkili ile müvekkilinin markasını haksız kullanan davalı ..."i ayırt etmesinin çok zor olduğunu, davalı şirketin ise diğer davalıya internet servis sağlama hizmeti verdiğini ileri sürerek 1.000 TL maddi, 5.000 TL manevi tazminatın web sayfasının kullanım izninin alındığı tarihten itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili, "..." markasının müvekkiline ait olduğunu, "..." unvan, marka ve logosu ile ticari falliyette bulunduğunu, davacının "...." markasını 17.02.2010 tarihinde tescil ettirdiğini, delil tespitinin ise 04.02.2010 tarihinde yapıldığını, inceleme tarihinde bu markanın kullanımının hukuka aykırılık taşımadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket temsilcisi, kendilerinin sadece yer sağlayıcı olduğunu, tedbir kararının ulaştığı anda diğer davalıya ait sitelerin yayınlarının durdurulduğunu savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, uyulan bozma ilamı, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 2009/07181 nolu “..+...İL” ibareli markanın delil tespiti tarihi itibariyle .... nezdinde davacı adına başvuru aşamasında olduğu, söz konusu göz şeklindeki logonun ve “....” ibaresinin davalıya ait web sayfasında kullanıldığının tespit dosyasından anlaşıldığı, 2009/07181 nolu başvurunun TPE tarafından tescile bağlandığı 15.02.2010 tarihinden sonra işbu davanın açıldığı, 23.03.2010 tarihinde davacıya ait marka ve logoların internet üzerinde
-/-
kullanılmasının engellenmesine dair tedbir kararı verildiği, davalı tarafından dava tarihinden önce kullanıma son verildiğinin kanıtlanamadığı, davalının web sayfasındaki kullanımının dava tarihi itibariyle davacı markasına tecavüz oluşturduğunun tespiti ve önlemesini istemekte davacının hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle 1.000 TL maddi ve 5.000 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, davacıya ait marka ve logoların internet üzerinden kullanılmasının engellenmesine, marka ve logoların kullanıldığı web sayfalarının davacı adına tesciline karar verilmiştir.
Kararı, davalı ... vekili temyiz etmiştir.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve mahkemece 818 sayılı BK"nin 42. (6762 sayılı TBK 50/2.) maddesine göre tazminatın takdir edilmiş olmasına göre, davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde değildir.
2-) Dava, marka hakkına tecavüzün önlenmesi ve tazminat istemine ilişkindir. Davalı ... tarafından, dava dışı 3. kişilere ait web sayfalarında yer alan tanıtım vasıtaları yoluyla marka hakkına tecavüz eylemi gerçekleştirmiştir. Bu durumda, davanın tarafı olmadıkları halde 3. kişilere ait web sayfalarının davacı adına tesciline karar verilmesi isabetli değildir.
Ayrıca, marka hakkına tecavüz halinde 556 sayılı KHK"nın 62/c bendi uyarınca el koyma talebi kabul edildiği takdirde, aynı maddenin d ve e bentleri uyarınca el konulan ürünler üzerinde mülkiyet hakkı tanınması ya da imha hususunda bir karar verilmesi suretiyle el konulan tecavüzlü ürünlerin akibetinin de belirlenmesi gereklidir. Mahkemece, davacı el konulan ürünlerle ilgili olarak yukarıda açıklanan hükümler uyarınca talebi açıklattırılmaksızın bu hususta infazda tereddüte sebebiyet verecek şekilde üretimde kullanılan malzemeler ile ürünlerin toplatılmasına karar verilmekle yetinilmesi doğru olmamış, kararın bu yönlerden mümeyyiz davalı ... yararına bozulmasını gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlere davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile kararın mümeyyiz davalı yararına BOZULMASINA, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
....