6. Ceza Dairesi Esas No: 2017/2331 Karar No: 2017/2683 Karar Tarihi: 05.07.2017
Yargıtay 6. Ceza Dairesi 2017/2331 Esas 2017/2683 Karar Sayılı İlamı
Özet:
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın, şüpheliler hakkında yapılan soruşturma sonrası kovuşturmaya yer olmadığına dair verdiği karara itiraz edilmiştir. Ancak Adalet Bakanlığı'nın kanun yararına bozma istemine dayalı olarak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, mahkemenin kararını bozmuştur. Cumhuriyet savcısının görevini yapmadığına ilişkin değerlendirme sonucunda mahkemenin kararı bozulmuş ve şüphelilerin hukuki durumunun belirlenmesi için daha fazla araştırma yapılması gerektiği belirtilmiştir. Kararın temeli 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 160, 170/2, 172, ve 173/3 maddelerinde yer almaktadır.
6. Ceza Dairesi 2017/2331 E. , 2017/2683 K.
"İçtihat Metni"
Yağma ve hakaret suçlarından şüpheliler ... ve ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonucunda, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 08.03.2016 tarih 2015/144187 soruşturma ve 2016/18336 karar sayılı, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği"nin 18.04.2016 tarih ve 2016/1951 değişik iş sayılı kararına karşı Adalet Bakanlığının 31/07/2016 gün ve 94660652-105-34-7994-2016-KYB sayılı kanun yararına bozma istemine dayalı Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2016 gün ve KYB/2016/329285 sayılı ihbar yazısı ve Yargıtay 8. Ceza Dairesinin 18.05.2017 tarih ve 2016/10269 Esas 2017/5747 Karar sayılı görevsizlik kararı ile dosya Dairemize gönderilmekle incelendi:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 21.09.2016 gün ve KYB/2016/329285 sayılı ihbar yazısında,
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 160. maddesinde yer alan “5271 sayılı Kanun"un 160. maddesi uyarıca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanunun 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun"un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun"un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturma olmadığı durumda anılan Kanun"un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında, somut olayda müştekinin soruşturma aşamasında belirttiği hakaret ve tehdit iddiaları üzerine herhangi bir araştırma yapılmaksızın karar verilmesi karşısında, müştekinin beyanı doğrultusunda dilekçesinde belirttiği tüm tanıkların 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 54/1. maddesi uyarınca yeminli ve ayrıntılı beyanlarının alınması, toplanacak diğer deliller ve yapılacak inceleme sonucuna göre şüphelilerin hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönden kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiş olduğundan bahisle, 5271 sayılı CMK’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması Dairemizden istenilmiştir.
TÜ R K M İ L L E T İ A D I N A
Kanun yararına bozma istemine dayanan Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın gönderme yazısı, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görüldüğünden kabulü ile, İstanbul 9. Sulh Ceza Hakimliği"nin 18.04.2016 tarihli ve 2016/1951 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK"nın 309/4-a maddesi gereğince BOZULMASINA, sonraki işlemlerin yerinde tamamlanmasına, 05.07.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.