Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/1000
Karar No: 2019/8936
Karar Tarihi: 14.05.2019

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/1000 Esas 2019/8936 Karar Sayılı İlamı

Özet:


İstanbul Varlık Yönetimi Anonim Şirketi yetkilileri hakkında kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan soruşturma yapılmış ve kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiştir. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda dosya incelenerek, soruşturmanın eksik yapıldığı gözetilerek, kararın bozulması gerektiği kararı verilmiştir. CMK'nın 160, 170, 172, 173/3 maddeleri karara temel oluşturmaktadır. Ayrıca Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 13. maddesine vurgu yapılmıştır.
18. Ceza Dairesi         2019/1000 E.  ,  2019/8936 K.

    "İçtihat Metni"




    KARAR
    Kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan şüpheliler İstanbul Varlık Yönetimi Anonim Şirketi yetkilileri haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının 02/08/2018 tarihli ve 2018/115146 soruşturma, 2018/60933 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın reddine ilişkin mercii İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/10/2018 tarihli ve 2018/4215 değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 07/02/2019 gün ve 2019/12057 sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
    İstem yazısında; “5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet Savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet Savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet Savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
    Somut olayda müştekinin, İstanbul Varlık Yönetimi Anonim Şirketi tarafından aranarak, adı geçen şirkete borçlu olduğunun belirtilmesinin akabinde, aynı şirket tarafından bir kaç defa daha aranması üzerine şikâyetçi olmasını müteakip herhangi bir somut soruşturma işlemi yapılmadan, suçun kast unsurunun oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, aramanın yapıldığı numaranın HTS kayıtlarının alınması, şüphelilerin belirlenmesi, müştekiye, anılan şirket tarafından ne kadar sıklıkla arama, mesaj ve e-mail geldiğinin tespit edilmesi ve sonucuna göre, şüphelilerin kişilerin huzur ve sükununu bozma suçu açısından hukukî durumlarının değerlendirilmesi gerektiği gözetilmeden itirazın kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuki Nitelendirme
    CMK"nın 160. maddesinin 1. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hali öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlar." 2. fıkrasında, "Cumhuriyet Savcısı, maddi gerçeğin araştırılması ve adil bir yargılamanın yapılabilmesi için, emrindeki adli kolluk görevlileri marifetiyle, şüphelinin lehine ve aleyhine olan delilleri toplayarak muhafaza altına almakla ve şüphelinin haklarını korumakla yükümlüdür." 170. maddesinin 2. fıkrasında,“Soruşturma evresi sonunda toplanan deliller, suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturuyorsa; Cumhuriyet Savcısı, bir iddianame düzenler." 172. maddesinin 1. fıkrasında, “Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir.” hükümleri düzenlenmiştir.
    Aynı Kanun"un 6545 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
    “(3) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, O Yer Cumhuriyet Başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet Savcısına gönderir. Cumhuriyet Savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
    (4) Sulh Ceza Hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet Savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.” hükümleri yer almaktadır.
    Soruşturma evresinin asıl yetkilisi olan Cumhuriyet Savcısı, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez ceza yargılamasının temel amacı olan maddi gerçeğin ortaya çıkarılması için soruşturmaya başlayacaktır.
    Bir fiilin işlendiği haberinin alınması üzerine, suçu takibe yetkili makamlar tarafından derhal hazırlık soruşturmasına başlanmasını ifade eden ilkeye "araştırma mecburiyeti ilkesi"; hazırlık soruşturmasının neticesinde fiilin takibini gerektirecek hususlarda fiilin ve failin belli olması, yeterli emareler teşkil edecek vakıaların bulunması, başka bir ifade ile, şüphelerin ciddi olduğunun tespit edilmesi ve dava şartlarının gerçekleşmiş olması durumunda, yetkili makam tarafından kamu davasının açılmasını ifade eden ilkeye ise "kamu davasını açma mecburiyeti ilkesi" denilmektedir.
    Diğer taraftan Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin (AİHS) 13. maddesi uyarınca da, temel hak ve özgürlükleri ihlal edilen kimselere etkili bir başvuru yapma hakkı tanınması zorunlu olup, anılan hükmün uygulanmasına ilişkin Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarında, (Örn: Vilko E. - Finlandiya kararı 2007; Sürmeli - Almanya kararı 2006) etkili başvuru yolunun hem teoride, hem pratikte erişilebilir, yeterli ve etkili olması gerektiği belirtilmektedir.
    İncelenen somut olayda, müştekinin şikayet dilekçesinde, şüpheli şirketin borcu olduğundan bahisle kendisini telefonla aradıklarını, oysa herhangi bir borcu bulunmadığını, daha sonra yaptıkları aramalara da cevap vermediğini iddia etmesi karşısında, HTS kayıtları getirtilip incelenerek gelen arama, mesajların sıklığı araştırılmayıp , şüpheli yada şüpheliler belirlenmeden, sırf huzur ve sükunu bozmaya yönelik kastın olup olmadığı ile suçun oluşması için gerekli olan ısrar unsurunun gerçekleşip gerçekleşmediği tartışılmadan, eksik soruşturma ile atılı suçun kast unsuru yönünden oluşmadığı gerekçesiyle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği görülmektedir.
    Bu nedenle itiraz merciince soruşturmanın eksik yapılmış olduğu gözetilerek, itirazın kabulü yerine reddine karar verilmesi hukuka aykırıdır.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
    1- İstanbul 9. Sulh Ceza Hâkimliğinin 01/10/2018 tarihli ve 2018/4215 değişik iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK’nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
    2- CMK’nın 309 maddesinin 4-a fıkrası gereğince, sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, 14/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.





    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi