3. Ceza Dairesi 2018/9422 E. , 2019/13836 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
HÜKÜM : Hükmün açıklanması suretiyle mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak;
Gereği görüşülüp düşünüldü;
1) O yer Cumhuriyet savcısının temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Duruşmaya katılmayan o yer Cumhuriyet savcısının yokluğunda,11.06.2015 tarihinde verilen hükmü, 1412 sayılı CMUK"un 310. maddesinde belirtilen 1 aylık yasal süre geçtikten sonra, 15.07.2015 tarihinde temyiz etmiş olduğu anlaşılmakla, o yer Cumhuriyet savcısının temyiz talebinin 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8. maddesi gereğince yürürlükte bulunan CMUK"un 310/3. ve 317. maddeleri gereğince isteme gibi REDDİNE,
2) Sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
a) 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesinin; “Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklinde düzenlendiği, buna göre anılan madde fıkrasının ikinci cümlesi uyarınca, cezanın kısmen infazı, ertelenmesi veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar verilebilmesinin ancak yükümlülüklerini yerine getiremeyen sanıklar yönünden mümkün bulunduğu cihetle, hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilen sanığın, denetim süresi içinde yeniden suç işlemesi nedeniyle CMK"nin 231/11. maddesi uyarınca hakkındaki hükmün açıklanması sırasında ilk hükmün aynen açıklanması ile yetinilmesi gerektiği halde, yeni kurulan hükümde önceki hükümden farklı olarak ceza miktarının değiştirilerek ertelenmesine karar verilmesi suretiyle CMK’nin 231/11. maddesine muhalefet edilmesi,
Kabule göre de;
b) Adli tıp kriterleri açısından kemik kırıklarının hayat fonksiyonlarına etkisinin hafif (1) ila ağır (6) derece şeklinde sınıflandırılması ve 5237 sayılı TCK"nin 87/3. maddesinde kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisine göre cezanın en fazla (1/2) oranında artırılmasının öngörülmüş olması karşısında, mağdur hakkında Bursa Adli Tıp Şube Müdürlüğünün 13.01.2015 tarihli adli raporunda, vücudundaki kemik kırığının hayat fonksiyonlarına etkisinin orta (2.) derece olduğunun belirtilmesine rağmen, TCK"nin 3. maddesine göre orantılılık ilkesine aykırı olarak sanığın cezasında (1/3) oranında artırım yapılması suretiyle fazla ceza tayini,
c) 5237 sayılı TCK"nin 51/3. maddesi gereğince cezanın ertelenmesi sebebiyle belirlenen denetim süresinin mahkum olunan ceza süresinden az olamayacağının gözetilmemesi,
d) Hakkındaki uzun süreli hapis cezası ertelenen sanığın, Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı ibarelerin iptal edilmesi nedeniyle, hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu nedenlerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca istem gibi BOZULMASINA, CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanığın erteleme yönünden kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 27.06.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.