Abaküs Yazılım
İdare Dava Daireleri Kurulu
Esas No: 2021/2261
Karar No: 2022/908
Karar Tarihi: 21.03.2022

Danıştay İdare Dava Daireleri Kurulu 2021/2261 Esas 2022/908 Karar Sayılı İlamı

DANIŞTAY İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU         2021/2261 E.  ,  2022/908 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    İDARİ DAVA DAİRELERİ KURULU
    Esas No : 2021/2261
    Karar No : 2022/908


    TEMYİZ EDENLER : 1-(DAVALI): ... Kurumu
    VEKİLİ : Av. ...

    2-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) : ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.
    VEKİLİ : Av. ...

    KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
    VEKİLİ : Av. ...

    İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının uygulanmasını teminen ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti'nin tüm akreditasyonlarının iptali istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin ... tarih ve ... sayılı işlemin iptali istenilmiştir.

    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla;
    Gerçeğe aykırı belge düzenlediği yargı kararıyla ortaya konulan .... isimli şirketin Türkiye'deki daimi temsilcisi olan ve hisselerinin büyük kısmı da adı geçen şirkete ait olan ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ye yönelik akreditasyonların iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlıkta, her ne kadar 1994 yılında düzenlenen bir sertifika nedeniyle akreditasyon iptali talep edilmekte ise de, sertifikanın gerçeğe aykırı olduğu hususunun yapılan yargılama sürecinde ortaya çıkmış olması nedeniyle, anılan durumun ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ye ait akreditasyonların geri çekilmesi şartlarını oluşturduğu açık olduğundan, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle, anılan işlemin iptaline karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve davalı idare ve müdahil tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurularının reddine karar verilmiştir.

    Daire kararının özeti: Danıştay Onuncu Dairesinin 16/09/2020 tarih ve E:2019/13003, K:2020/3027 sayılı kararıyla;
    İdare Mahkemesince, Dairelerinin E:2017/1615 sayılı dosyasında ... & ... (BV) kuruluşunun yetkilendirilmesine ilişkin 10/03/2017 tarihli yetki devri protokolünün iptali istemiyle açılan davada söz konusu protokolün yürütmesinin durdurulmasına karar verildiği ve ... İdare Mahkemesinin E:... sayılı dosyasında açılan davada da, anılan Mahkemenin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile "..." şirketinin kabul edilen klas kuruluşları listesinden çıkarılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptaline karar verildiği dikkate alınarak ve sertifikanın gerçeğe aykırı olduğu hususunun yapılan yargılama sürecinde ortaya çıkmış olması nedeniyle anılan durumun ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ye ait akreditasyonların geri çekilmesi şartlarını oluşturduğu gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiş ve davalı idare ile davalı yanında müdahilin istinaf başvuruları reddedilmiş ise de; Dairelerince ... & ... (BV) kuruluşunun yetkilendirilmesine ilişkin 10/03/2017 tarihli yetki devri protokolünün iptali istemiyle açılan davada ... tarih ve E:..., K:... sayılı karar ile yetkilendirilmiş kuruluşun Gemiler İçin Yetkilendirilmiş Kuruluşlar Yönetmeliği'nin Ek-1 "Bakanlık Adına Sörvey Yapma ve Sertifika Düzenleme Yetkisi Verilecek Kuruluşlar İçin Asgari Kriterler" bölümünde "Özel Gerekler" arasında "Etik prensiplerine sahip olmalıdır." şartını sağlamadığı iddiasının kabul edilebilir olmadığı gerekçesiyle davalı idare ile ... & ... (BV) arasında imzalanan 10/03/2017 tarihli yetki devri protokolünün iptali talebinin reddine karar verildiği, ayrıca ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının da Dairelerinin 09/09/2020 tarih ve E:2019/9583, K:2020/2859 sayılı kararı ile bozulmasına karar verildiği;
    Davacının başvurusuna konu ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile işlemin iptali üzerine davacı tarafından yapılan dava konusu başvuru neticesinde davalı idare tarafından yapılan incelemede, söz konusu olayın ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti'nin akreditasyonlarının geri çekilmesini gerektirmediği, akreditasyonların geri çekilmesi şartlarının oluşmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle başvurunun reddedildiği;
    ... (BV) kuruluşunun satın alınan geminin sac kalınlığına ilişkin yanıltıcı sertifika düzenlemesi ve Türkiye temsilciliğine ilişkin değişikliğin idareye bildirilmemesi hususu yönünden;
    Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından ... tarih ve ... sayılı yazı ile bir şirket tarafından satın alınıp Türk bayrağı çekilecek olan ... adlı geminin satın alım süreci için ... (SA)'ın yetkilendirildiği ancak kuruluşun geminin sac kalınlığına ilişkin yanıltıcı sertifika düzenlemesi nedeniyle adli yargıda tazminat davası açıldığı ve davanın halen devam ettiği;
    ... (SA) tarafından geminin sac kalınlığına ilişkin yanıltıcı sertifika verilmesi hususu yetkilendirilmiş kuruluşun kusurlu bir davranışı olmakla birlikte bu durumun akreditasyon kapsamında yapılmış bir uygunluk değerlendirme faaliyeti olmadığı, akreditasyonunun askıya alınması veya geri çekilmesi için mevzuatta yer verilen sebeplerden biri de olmadığı sonucuna ulaşıldığı;
    Bununla birlikte, Türkiye temsilciliğine ilişkin değişikliğin idareye bildirilmediği hususunun incelenmesinden ise söz konusu kuruluşun 25/06/2012 tarihli yazı ile davalı idareye bildirimde bulunduğunun anlaşıldığı;
    Bu durumda, geminin sac kalınlığına ilişkin yanıltıcı sertifika verilmesi hususunun bir zarara neden olduğu görülmekle birlikte bu hususun adli yargı mercii tarafından verilecek hüküm üzerine tazmin edilmesi gerektiği ve Türkiye temsilciliğine ilişkin değişikliğin idareye bildirilmiş olduğu anlaşıldığından ve İdare Mahkemesince karara dayanak alınan dava dosyalarında Dairelerince verilmiş olan kararlar da dikkate alındığında, davacının ... Gözetim Hizmetleri Ltd.Şti'nin tüm akreditasyonlarının geri çekilmesi gerektiği yönündeki başvurusunun kabul edilebilir olmadığı sonucuna ulaşıldığı gerekçesiyle, ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının bozulmasına karar verilmiştir.

    Bölge İdare Mahkemesi ısrar kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla; istinaf başvurularının reddi yolundaki ilk kararda ısrar edilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, akreditasyonun askıya alınması ve nihayetinde geri çekilmesi ile ilgili usulün, 1994 yılından çok daha sonraki tarihlerde yayımlanan "Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmelik" ile TÜRKAK tarafından yayımlanan ve yürütülen Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Prosedüründe (P701) düzenlendiği, başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat ve TÜRKAK düzenlemelerinin geçmişte, akreditasyon kapsamı dışında yürütülmüş uygunluk değerlendirme faaliyetleri ve düzenlenmiş uygunluk değerlendirme belgelerinde oluşmuş ihlallere yönelik herhangi bir yaptırım veya başvuru şartı içermediği, her ne kadar başvuru tarihi itibarıyla bu konuda bir TÜRKAK düzenlemesi mevcut değilse de sonradan bu konuyla ilgili olabilecek hükümlere 03/11/2017 tarihli Resmi Gazetede yayımlanan "Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmelik"te ve diğer TÜRKAK düzenlemelerinde yer verildiği; mevcut durumun, akreditasyonun askıya alınmasıyla ilgili güncel müeyyideler açısından "uygunluk değerlendirme faaliyetlerine olan güveni sarsıcı faaliyetleri son 3 yıl içinde, objektif delillerle kanıtlanmış kişilerin, UDK'da yönetici, karar verici, denetçi, değerlendirici, sınav yapıcı, belge düzenleyici, belge, sertifika veya rapor onaylayıcı olarak görevlendirilmesi" ve bu hususla ilgili ikinci müeyyide olan "Zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs ile kaçakçılık suçları, ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından biriyle mahkûm olan kişinin UDK'nın ortağı olması veya yönetici olarak görev alması" durumunun, akreditasyonunun iptali istenen ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti. için geçerli olmadığı; tüm bu bilgiler ve ilgili düzenlemeler ışığında, davacının başvurusunun mahkeme kararları doğrultusunda anılan durumun akreditasyonun iptalini gerekli kılıp kılmadığı ve yine akreditasyonların iptalini gerekli kılacak şartların oluşup oluşmadığı yönlerinden irdelendiği ve akredite olmadan önceki dönemde kusurlu uygunluk değerlendirme faaliyetinde bulunduğu yargı tarafından tespit edilen Bureau Veritas SA tüzel kişiliğinin sahipliğinde kurulan ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti'ye veya diğer tüzel kişiliklere ait akreditasyonların geri çekilmesi şartlarının oluşmadığı sonucuna varılarak dava konusu işlemin tesis edildiği ileri sürülmektedir.
    Davalı yanında müdahil tarafından, Bureau Veritas şirketinin, Türkiye'de denizcilik sektöründeki gözetim faaliyetlerini yürüten ... Deniz ve Gemi Sınıflandırma Hizmetleri Limited Şirketine ait olan akreditasyonunun, hâlihazırda davacının Ulaştırma Bakanlığına açmış olduğu yetki protokolünün iptali davasında Danıştay Onuncu Dairesi tarafından yürütmeyi durdurma kararı verildikten sonra TÜRKAK'ın inisiyatifi ile askıya alındığı, davacının şahsi menfaatini ortaya koyarken ileri sürdüğü “denizde can ve mal güvenliği” kaygısının, zaten TÜRKAK tarafından ilgili ... şirketinin akreditasyonu askıya alınarak bir müeyyideye tabi tutulduğu; şimdi ise kara faaliyetlerini yürüten ... Gözetim Hizmetleri Limited Şirketinin akreditasyonunun geri çekilmesinin hukuka aykırı ve orantısız bir müeyyide olduğu; akreditasyonlarının iptal edilmesi ile şirketin Türkiye'deki denizcilikle alakası dahi olmayan tüm denetleme ve belgelendirme faaliyetlerinin duracağı ve pek çok çalışanın işsiz kalacağı; şirketin devam etmekte olan ve gerçekleştirilmelerinde kamu yararı bulunan kamu ve kamu-özel işbirliği projelerinin sekteye uğrayacağı; davacı, talebini 1993 yılında yaşadığı bir denizcilik olayına dayandırmakta ise de ...'ın Türkiye'deki denizcilik faaliyetlerinin 01/04/2012 tarihinden itibaren ... Deniz ve Gemi Sınıflandırma Hiz. Ltd. Şti.'ne aktarıldığı ve bu durum ile ilgili TÜRKAK'a gerekli bilgilendirmenin de yapıldığı; güncel durumda denizcilik alanında uygunluk değerlendirme faaliyeti yürütülmediği, iptali talep edilen beş TÜRKAK akreditasyonunun da denizcilik faaliyetlerini kapsamadığı ileri sürülmektedir.

    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, istemlerin reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ... 'UN DÜŞÜNCESİ : Başvuru tarihinde yürürlükte olan mevzuat ve TÜRKAK düzenlemelerinin geçmişte, akreditasyon kapsamı dışında yürütülmüş uygunluk değerlendirme faaliyetleri ve düzenlenmiş uygunluk değerlendirme belgelerinde oluşmuş ihlallere yönelik herhangi bir yaptırım veya başvuru şartı içermediği, her ne kadar başvuru tarihi itibarıyla bu konuda bir TÜRKAK düzenlemesi mevcut değilse de sonradan bu konuyla ilgili olabilecek hükümlere yer verilen 03/11/2017 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan "Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmelik" incelendiğinde de, akreditasyonların iptali için aranan koşulların oluşmadığı sonucuna varıldığından, yargı kararının gereği yerine getirilerek yapılan incelemeler sonucu tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varıldığından, temyize konu ısrar kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden davalı idare ile müdahilin yürütmenin durdurulması istemleri hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:
    Başkan ... ile üyeler ... ve ...'in, davacının sahibi olduğu şirket tarafından tüm hak ve borçları devralınan ... Denizcilik Şirketi tarafından 1994 yılında finansal kiralama yoluyla ... Şirketinin verdiği klas belgesine istinaden satın alınan geminin sertifikalandırmasında yaşanan ve hukuki süreci devam eden olaylar nedeniyle denizcilik alanında uygunluk değerlendirme faaliyeti yürütmeyen müdahil şirketin denizcilik faaliyetlerini kapsamayan akreditasyonlarının iptali isteminin reddine ilişkin dava konusu işlemin iptalini istemekte hukuken korunması gereken bir menfaatinin bulunmadığı yönündeki usule ilişkin ayrışık oylarına karşılık, davacının ehliyetli olduğuna oyçokluğu ile karar verilerek, işin esasına geçildi.

    İNCELEME VE GEREKÇE:
    MADDİ OLAY :
    Davacının sahibi olduğu şirket tarafından tüm hak ve borçları devralınan ... Denizcilik Şirketi, 1994 yılında '...' adlı gemiyi finansal kiralama yoluyla satın almıştır. Bu satın alma sürecinde geminin survey yapılmak üzere Denizcilik Müsteşarlığı İstanbul Bölge Müdürlüğü tarafından 13/06/1994 tarih ve 1986 sayılı yazı ile Fransa'da kurulu bulunan ... S.A. şirketi yetkilendirilmiş, bunun neticesinde adı geçen şirket 14-16/06/1994 tarihleri arasında Lizbon'da yaptığı surveyler sonucunda gemiyi 27/10/1997 tarihine kadar yüksek klas olarak sertifikalandırılmış, ancak daha sonra ortaya çıkan belgelere göre Lizbon surveyi sonrası düzenlenen 01/07/1994 tarihli raporda geminin gerçekte çok kötü durumda olduğu, yüksek klas sertifikası alacak durumda bulunmadığı, %75-%80 dolaylarında sac incelmelerinin bulunduğunun belirtildiğinin ortaya çıkması üzerine, gemi için yüksek klas sertifikası veren ... S.A. Şirketine karşı zararının tazmini amacıyla davacı tarafından adli yargı merciinde tazminat davası açılmıştır. Davacı tarafından, adli yargıda görülen ve Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun önüne giden uyuşmazlıkta, ... S.A. şirketinin kusuruna yönelik olarak irdelemenin tamamlandığı ve adli yargıda devam eden davanın zarar kalemlerinin hesabına yönelik olduğu, buna göre yargı kararıyla gerçeğe aykırı sertifika düzenlediği sabit olan ... S.A. ve anılan şirketin Türkiye'deki daimi temsilcisi ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ne ait tüm akreditasyonlarının iptali istemiyle 03/02/2016 tarihli dilekçe ile başvuruda bulunulmuş, ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'nin '...' isimli geminin satın alınma tarihinden sonraki bir tarih olan 31/7/2013 tarihinde akredite edildiği, ayrı bir tüzelkişiliği olduğu, ... S.A. şirketinin ise Türk Akreditasyon Kurumu tarafından akredite edilmiş bir şirket olmadığı, buna göre ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'nin, akredite edildiği dönemden önceki süreci kapsayan bir işlem nedeniyle kusurlu sayılamayacağı gerekçesiyle bu başvurunun reddi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada, ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararıyla "gerçeğe aykırı belge düzenlediği yargı kararıyla ortaya konulan ... S.A. isimli şirketin Türkiye'deki daimi temsilcisi olan ve hisselerinin büyük kısmı da adı geçen şirkete ait olan ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ye yönelik akreditasyonların iptali isteminden kaynaklanan uyuşmazlıkta, her ne kadar 1994 yılında düzenlenen bir sertifika nedeniyle akreditasyon iptali talep edilmekte ise de, sertifikanın gerçeğe aykırı olduğu hususunun yapılan yargılama sürecinde ortaya çıkmış olması nedeniyle anılan durumun akreditasyonun iptalini gerekli kılıp kılmadığının ve yine akreditasyonların iptalini gerekli kılacak şartların oluşup oluşmadığının irdelenmesi gerekirken, bu konulara yönelik bir saptama yapılmaksızın salt geminin ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti'nin akredite edildiği tarihten önceki bir tarihte alındığı ve geçmişteki bir işlem nedeniyle sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle talebin reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı" gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
    Davacı tarafından, yargı kararının uygulanmasını teminen ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti'nin tüm akreditasyonlarının iptali istemiyle davalı idareye yapılan başvurunun, ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'ye ait akreditasyonların geri çekilmesi şartlarının oluşmadığından bahisle ... tarih ve ... sayılı işlemle reddedilmesi üzerine, bu işlemin iptali istemiyle temyizen incelenen dava açılmıştır.

    İLGİLİ MEVZUAT :
    04/11/1999 tarih ve 23866 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 4457 sayılı Türk Akreditasyon Kurumu Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun'un 'Kuruluş amacı" başlıklı 1. maddesinde; ''Bu Kanun ile, uygunluk değerlendirme kuruluşlarını akredite etmek, bu kuruluşların ulusal ve uluslararası standartlara göre faaliyette bulunmalarını ve bu suretle uygunluk değerlendirme kuruluşlarınca düzenlenen belgelerin ulusal ve uluslararası alanda kabulünü temin etmek amacıyla, merkezi Ankara'da olmak üzere Başbakanlıkla ilgili, özel hukuk hükümlerine tabi, tüzel kişiliği haiz, kâr amacı gütmeyen, idari ve mali özerkliğe sahip, Türk Akreditasyon Kurumu, kısa adı TÜRKAK kurulmuştur.'',
    'Tanımlar' başlıklı 2. maddesinin birinci fıkrasında, ''Akreditasyon: Kurum tarafından; laboratuvarların, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre değerlendirilmesi, yeterliğinin onaylanması ve düzenli aralıklarla denetlenmesini, Akredite etmek: İlgili mevzuat çerçevesinde ihtiyari veya zorunlu alanlarda, özel veya kamu laboratuvarlarının, muayene ve belgelendirme kuruluşlarının ulusal ve uluslararası kabul görmüş teknik kriterlere göre faaliyet gösterdiğinin Kurum tarafından onaylanmasını, (…) ifade eder'',
    'Kurumun görev ve yetkileri' başlıklı 3. maddesinde ise; ''Kurumun görev ve yetkileri şunlardır:
    a) Ülkemizde uygunluk değerlendirme kuruluşlarına akreditasyon hizmeti sunan tek kuruluş olarak Kurum faaliyetleri ile ilgili düzenlemeleri yapmak, akreditasyon ile ilgili gerekli kıstas ve tedbirleri belirlemek, bunları uygulamak ve gerektiğinde değiştirmek, yürürlükten kaldırmak ve ilgili önlemleri almak.
    b) Akredite edilmek üzere başvuran kuruluşların ilgili standartlara ve ölçütlere göre denetimini yapmak ve bu denetim sonucunda kuruluşun akredite edilip edilmemesine karar vermek, akredite edilen kuruluşları izlemek, akreditasyonun kapsamını değiştirmek, gerektiğinde akreditasyonu askıya almak veya iptal etmek ve akredite edilen kurum ve kuruluşlar arasında Kurumun görev alanına giren konularda iş birliğini sağlamak.
    c) Uluslararası ve bölgesel akreditasyon birlikleri ve örgütleri, ülkelerin akreditasyon kuruluşları ve akreditasyon kuruluşu bulunmayan ülkelerdeki akreditasyonla ilgili kurum ve kuruluşlarla ilişkiler kurmak ve iş birliğinde bulunmak.
    ç) Akreditasyon amacıyla başvuran kuruluşların müracaatı, değerlendirilmesi ve akredite edilmesi ile ilgili olarak elde edilmiş bilgilerin gizliliğini korumak.
    d) Yurt içinde ve yurt dışında, akreditasyonun önemini ve kalite bilincini artırıcı faaliyetlerde bulunmak, görev alanına giren konularda eğitim vermek, araştırma ve yayın yapmak.
    e) Kurum faaliyetlerinin icrası için hizmet almak, taşınır ve taşınmaz mal satın almak, yaptırmak, satmak, kiralamak.
    f) İyi laboratuvar uygulamaları konusunda ulusal izleme otoritesi olarak hizmet vermek.
    g) Faaliyet alanıyla ilgili diğer görevleri yerine getirmek. Kurum, uygunluk değerlendirme kuruluşlarının gerçekleştirdikleri faaliyetleri icra edemez,
    verdikleri hizmetleri sunamaz, bir uygunluk değerlendirme kuruluşunda hissedar olamaz ve bu kuruluşlara danışmanlık hizmeti veremez. Kurum, uygunluk değerlendirme faaliyetleri yürüten kuruluşların bağlı, ilgili veya ilişkili olduğu bir bakanlık veya kamu kurumu ile ilişkilendirilemez.'' hükümleri yer almaktadır.
    11/02/2012 tarih ve 28201 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmeliğin 'Akreditasyonun Askıya Alınması' başlıklı 10. maddesinin 1. fıkrasında; ''TÜRKAK aşağıdaki hallerde akreditasyonu askıya alabilir:
    a) 7 nci maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen değişiklikler meydana geldiğinde, durumunu TÜRKAK’a bildirmemesi,
    b) Kuruluşun sözleşmede belirtilen yükümlülükleri yerine getirmemesi,
    c) Gözetim denetimi sırasında, akreditasyonun sürdürülmesine imkân vermeyecek önemli uygunsuzlukların bulunması,
    ç) Grev, lokavt, tabii afetler ve laboratuvar cihazlarının arızalanması gibi mücbir sebeplerden dolayı akredite kuruluşun çalışamaz durumda olması,
    d) Kuruluş tarafından askıya alma için başvuruda bulunulması,
    e) Kuruluşun akreditasyon belgesi ve markasını yanıltıcı şekilde kullanması ve TÜRKAK’ın bu konuda yapacağı ikazlarla ilgili düzeltici işlem gerçekleştirmemesi,
    f) Kuruluşun reklam, promosyon çalışmaları ve kamuoyu bilgilendirme faaliyetlerinde, TÜRKAK’dan gelecek düzeltme talebi ve ikazın gereğini yapmaması,
    g) TÜRKAK’a karşı mali sorumluluklarını yerine getirmemesi,
    ğ) TÜRKAK tarafından akreditasyonla ilgili yapılan değişikliklere uygunluk sağlanmaması.'',
    'Akreditasyonun Geri Çekilmesi' başlıklı 12. maddesinde ise; ''1) TÜRKAK;
    a) Akreditasyonun askıya alınmasını gerektiren sebeplerin giderilememesi, gerekli düzeltici faaliyetlerin yeterli bulunmaması,
    b) Kuruluşun akreditasyonun geri çekilmesi için başvuruda bulunması,
    c) Kuruluşun, akreditasyon şartlarında yapılan değişikliklere uygunluk sağlayamaması,
    ç) Akreditasyon kurallarını ihlal edici faaliyetlerinin tespit edilmesi,
    durumunda akreditasyonu geri çekebilir ve akreditasyon sözleşmesini feshedebilir.'' düzenlemelerine yer verilmiştir.
    Anılan Yönetmeliği yürürlükten kaldıran ve 03/11/2017 tarih ve 30229 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmeliğin "Akreditasyonun askıya alınması" başlıklı 9. maddesinde; "(1) TÜRKAK aşağıdaki hallerde akreditasyonu askıya alır;
    a) UDK’nın, akreditasyonun askıya alınması yönündeki talebi,
    b) UDK’nın yeterliliğinin ortadan kalktığının tespit edilmesi,
    c) UDK’nın yapısının veya faaliyetlerinin ilgili akreditasyon standartlarındaki tarafsızlık şartlarını ihlal ettiğinin tespit edilmesi,
    ç) UDK’nın akreditasyon kapsamındaki faaliyetlerini etkileyen personel, yerleşim, teçhizat ve yönetim değişikliklerinin TÜRKAK tarafından potansiyel risk olarak değerlendirilmesi,
    d) ...
    j) Akreditasyona ve uygunluk değerlendirme faaliyetlerine olan güveni sarsıcı faaliyetleri son 3 yıl içinde, objektif delillerle kanıtlanmış kişilerin, UDK’da yönetici, karar verici, denetçi, değerlendirici, sınav yapıcı, belge düzenleyici, belge, sertifika veya rapor onaylayıcı olarak görevlendirilmesi,
    k) Zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs ile kaçakçılık suçları, ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından biriyle mahkûm olan kişinin UDK’nın ortağı olması veya yönetici olarak görev alması," ,
    "Düzeltici faaliyetler" başlıklı 10. maddesinde; "(1) UDK, denetim sırasında tespit edilen uygunsuzluklarla ilgili yapacağı düzeltici faaliyetleri ve süresini TÜRKAK’a bildirir. Düzeltici faaliyetler ile ilgili esas ve usuller Kurum tarafından yayımlanan rehber dokümanda belirtilir.
    (2) Akreditasyonu askıya alınan UDK, askıya alma gerekçeleri ile ilgili işlemlerini ve düzeltici faaliyetlerini TÜRKAK’a bildirir. UDK’lar akreditasyonlarının askıya alınma sebepleri ile ilgili düzeltici faaliyetleri azami altı ay içerisinde tamamlar. Askıya alma sebebi ortadan kalkan veya düzeltici faaliyeti uygun bulunan kuruluşların akreditasyonu devam ettirilir. Ancak düzeltici faaliyetleri yeterli bulunmayan UDK’nın akreditasyon kapsamı daraltılır veya akreditasyonu geri çekilir.",
    "Akreditasyonun geri çekilmesi ve kapsamının daraltılması" başlıklı 11. maddesinde; "(1) TÜRKAK tarafından;
    a) UDK’nın akreditasyonun geri çekilmesine yönelik talebi,
    b) Akreditasyonun askıya alınmasını gerektiren sebeplerin süresi içerisinde giderilememesi veya düzeltici faaliyetlerin yeterli bulunmaması,
    c) UDK’nın uygunluk değerlendirme faaliyetlerinde gerçek dışı kayıt, rapor, sertifika ve benzeri belgeler düzenlediğinin veya oluşturduğunun, ağır veya kasıtlı ihmalinin tespit edilmesi,
    ç) UDK’nın TÜRKAK’ı kasıtlı olarak yanlış bilgilendirmesi veya TÜRKAK’a gerçek dışı kayıt veya delil sunması,
    d) UDK’nın, akreditasyonun veya TÜRKAK’ın saygınlığını azaltıcı ve itibarını zedeleyici beyan ve davranışlarda bulunması,
    e) UDK’nın uygunluk değerlendirme faaliyetlerindeki yeterliliğini veya tarafsızlığını kaybetmesi nedeniyle akreditasyona olan güvenin ortadan kalkması,
    f) UDK’nın kasıtlı olarak akreditasyon kurallarını ihlal etmesi,
    g) UDK’nın akredite olmadığı kapsamlarda veya alanlarda kasten TÜRKAK akreditasyon markası veya ILAC/IAF markasını kullanması,
    durumlarında UDK’nın akreditasyonu geri çekilir."
    düzenlemeleri yer almaktadır.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    Uyuşmazlık konusu olayda hukuken irdelenmesi gereken husus, geçmiş bir tarihte gerçekleşen ve yargılama sürecinde tespit edilen akreditasyon kapsamı dışında yürütülen kusurlu uygunluk değerlendirme faaliyeti bulunan bir tüzel kişiliğin sahipliğinde kurulan diğer tüzel kişiliğe ait akreditasyonların iptal edilip edilmeyeceğidir.
    Davacı tarafça, ... S.A. şirketinin güven, tarafsızlık ve dürüstlük ilkelerini kaybetmiş bir kuruluş olduğu, sertifikalandırma yetkilerini kötüye kullandığı, şirket değişikliği yapmasına rağmen bunu süresinde idareye bildirmediği, akreditasyon iptali için gerekli şartların oluştuğu ileri sürülmekte ise de; 11/02/2012 tarih ve 28201 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan ve davaya konu başvuru tarihinde yürürlükte bulunan Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmeliğin ilgili hükümleri incelendiğinde, bir uygunluk değerlendirme kuruluşunun akreditasyona başvurmadan önce gerçekleştirdiği uygunluk değerlendirme faaliyetleri ve verdiği uygunluk değerlendirme belgeleri sebebiyle akreditasyon kuralları gereği sorumlu tutulacağına ve bu sebeple akreditasyonun geri çekileceğine dair herhangi bir hüküm bulunmadığı gibi, ilgili Yönetmelik düzenlemelerinde yer alan geri çekme koşullarının yalnızca akreditasyon kapsamı altında yürütülen faaliyetlerde gerçekleşen ihlallerle ilgili olduğu görülmektedir.
    Yargılama sürecinde tespit edilen akreditasyon kapsamı dışında yürütülen uygunluk değerlendirme faaliyetindeki kusurun niteliği itibarıyla akreditasyonların iptalini gerektirip gerektirmeyeceği noktasında başvuru tarihi itibarıyla bir düzenleme mevcut değil ise de sonradan bu konuyla ilgili olabilecek hükümlere 03/11/2017 tarih ve 30229 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan “Uygunluk Değerlendirme Kuruluşlarının Akreditasyonu Hakkında Yönetmelik”te yer verilmiştir. Konu, bu Yönetmelik kapsamında akreditasyonun askıya alınmasıyla ilgili düzenlemeler açısından incelendiğinde; "uygunluk değerlendirme faaliyetlerine olan güveni sarsıcı faaliyetleri son 3 yıl içinde, objektif delillerle kanıtlanmış kişilerin, UDK'da yönetici, karar verici, denetçi, değerlendirici, sınav yapıcı, belge düzenleyici, belge, sertifika veya rapor onaylayıcı olarak görevlendirilmesi"nin ve "Zimmet, irtikâp, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, güveni kötüye kullanma, hileli iflâs ile kaçakçılık suçları, ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma suçlarından biriyle mahkûm olan kişinin UDK'nın ortağı olması veya yönetici olarak görev alması" durumunun, akreditasyonunun iptali istenen ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti. için geçerli olmadığı; yani yürürlükte bulunan Yönetmelik hükümleri açısından da müdahil şirketin akreditasyonlarının iptalini gerektirir bir durumun bulunmadığı anlaşılmaktadır.
    ... (SA) tarafından geminin sac kalınlığına ilişkin yanıltıcı sertifika verilmesi hususu yetkilendirilmiş kuruluşun kusurlu bir davranışı olmakla birlikte, bu durumun akreditasyon kapsamında yapılmış bir uygunluk değerlendirme faaliyeti ve akreditasyonun askıya alınması veya geri çekilmesi için mevzuatta yer verilen sebeplerden biri olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
    Bununla birlikte, Türkiye temsilciliğine ilişkin değişikliğin idareye bildirilmediği hususuna ilişkin iddiaya ise; söz konusu kuruluşun 25/06/2012 tarihli yazı ile davalı idareye bildirimde bulunduğu görüldüğünden itibar edilmemiştir.
    Bu itibarla, 1994 yılında meydana gelen ve zarara yol açtığı iddiasıyla tazminat davasına konu edilen olaydaki ilgili şirketin Fransa'da kurulu olan ... S.A. Şirketi olduğu, olay tarihinde ne davalı idarenin ne de müdahil şirketin kurulu bulunduğu, idarenin akreditasyon faaliyetlerine kuruluşundan sonra 2001 tarihinde başladığı, diğer taraftan Türkiye'de kurulan ve Türk hukukuna göre faaliyetini sürdüren ... Gözetim Hizmetleri Ltd. Şti.'nin ayrı bir tüzel kişilik olduğu, sermayesinin çoğunun Fransa'da bulunan şirkete ait olmasının bu durumu değiştirmediği, bu şirketin davalı idare tarafından ilk defa 31/07/2003 tarihinde akredite edildiği, dolayısıyla kuruluşundan çok önce meydana gelmiş bir olayın aktarılan düzenlemeler uyarınca müdahil şirketin akreditesinin geri çekilmesine neden olacak bir durum olmadığı sonucuna ulaşıldığından, davalı idarece başvurunun reddi yolunda tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Bu durumda, dava konusu işlemin iptali yönündeki İdare Mahkemesi kararına yönelik istinaf istemlerinin reddine ilişkin temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesi ısrar kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.Davalı idare ile müdahilin temyiz istemlerinin kabulüne;
    2.Dava konusu işlemin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurularının reddi yolundaki ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin temyize konu ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının BOZULMASINA,
    3. ...-TL yürütmeyi durdurma harcının istemi hâlinde davalı yanında müdahile iadesine,
    4.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 21/03/2022 tarihinde kesin olarak oyçokluğu ile karar verildi.




    KARŞI OY

    X- Temyiz edilen kararla ilgili dosyanın incelenmesinden; ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesince verilen ... tarih ve E:..., K:... sayılı ısrar kararının usul ve hukuka uygun bulunduğu, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenlerinin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı anlaşıldığından, davalı idare ile müdahilin temyiz istemlerinin reddi ve ısrar kararının onanması gerektiği oyuyla, karara katılmıyoruz.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi