Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/10885 Esas 2016/6792 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
18. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10885
Karar No: 2016/6792
Karar Tarihi: 28.04.2016

Yargıtay 18. Hukuk Dairesi 2015/10885 Esas 2016/6792 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Mahkeme, davanın konusu olan taşınmazın hissedarları olan kişilerden uzun süredir haber alınamaması sebebiyle gaipliklerine karar verilmesi talebini inceledi. Ancak kararda gaiplikleri istenilen kişilerin ölü mü sağ mı oldukları ve en son haber alma tarihi tespit edilmediği belirtilerek, nüfus kayıtlarının getirtilerek gerekli araştırmaların yapılması gerektiği vurgulandı. Kararda özellikle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 32. ve 35/2. maddeleri ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297/2. maddeleri açıklanarak bu maddelerin gereklilikleri hatırlatıldı.
18. Hukuk Dairesi         2015/10885 E.  ,  2016/6792 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Dava dilekçesinde, gaiplik kararı verilmesi istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.

    Y A R G I T A Y K A R A R I

    Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Davacı vekili dava dilekçesinde, ... ili ... İlçesi ... Mahallesi 146 pafta 836 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ...ndan icareli olduğunu, bu taşınmazın mutasarrıfları olan ..., ..., ... ve ..."den uzun zamandır haber alınamadığını ileri sürerek bu kişilerin gaipliklerine karar verilmesini talep etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Dosya içerisindeki bilgi ve belgelerin incelenmesinden; ... ili ... İlçesi ... Mahallesi 146 pafta 836 ada 10 parsel sayılı taşınmazın ...ndan icareli şerhli olarak ... çocukları ..., ..., ... ve ... adlarına 26.11.1962 tarihinde tesis kadastrosu İle tapu kaydının bulunduğu, maliklerin bulunamadığından dolayı .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 13.02.1997 tarih ve 1991/872 Esas 1992/97 Karar sayılı kararı ile bu kişileri .... Sulh Hukuk Mahkemesinin 1990/698 esas sayılı ortaklığın giderilmesi davasında temsil etmek üzere Av. ..."ün kayyım tayin edildiği, daha sonra Av. ..."ün avukatlığı bırakması nedeniyle 14.10.1996 tarihinde kayyımın değiştirilerek ... Defterdarının kayyım atandığı, taşınmaza ait kadastro tespit tutanaklarında ..."nın 1930 yılında vefat ettiği, geriye çocukları ..., ..., ... ve ...’in kaldığı, taşınmaz intikal talepnamelerine göre ... kızı ... "un 319 doğumu ile, ... kızı ... "nun 326-328 doğumu ile ... nüfusa kayıtlı oldukları, davacı tarafından ..., ..., ... ve ..."den uzun zamandır haber alınamaması nedeniyle bu kişilerin gaipliklerine karar verilmesi istemiyle eldeki davanın açıldığı, mahkemece az yukarıda belirtilen nüfus kaydından araştırma yapılmadan davanın kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
    4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 32. maddesinde: " Ölüm tehlikesi içinde kaybolan veva kendisinden uzun zamandan beri haber alınamayan bir kimsenin ölümü hakkında kuvvetli olasılık varsa, hakları bu ölüme bağlı olanların başvurusu üzerine mahkeme bu kişinin gaipliğine karar verebilir." 35/2. maddesinde ise: "Gaiplik kararı ölüm tehlikesinin gerçekleştiği veya son haberin alındığı günden başlayarak hüküm doğurur.”
    6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 297/2. maddesinde ise; "Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında: açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir." hükümleri yer almaktadır.
    Dava konusu olayda, mahkemece 836 ada 10 parsel sayılı taşınmazın hissedarları olan ..., ..., ... ve ...’in gaipliğine karar verilmiş ise de, gaipliğine karar verilen kişilerin nüfus kayıtlarından ayrıntılı araştırılıp ölü mü sağ mı oldukları, bu kişilerden en son haber alma tarihi tespit edilmemiştir. Bu itibarla, gaiplikleri istenilen ..., ..., ... ve ..."in nüfus kayıtları getirtilerek açık kimlik bilgileri, ölü mü sağ mı oldukları tespit edilip gerekli araştırma yapılarak en son haberin alındığı tarih belirlenip bu tarihin karar yerinde açıkça gösterilmesi gerekirken eksik inceleme ve yetersiz araştırma ile infazda tereddütlere neden olacak şekilde yazılı biçimde davanın kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 28.04.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.