3. Hukuk Dairesi 2019/2569 E. , 2019/5020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki alacak davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davada; davalı Devlet Planlama Teşkilatı Müsteşarlığı adına olan ... ve ... no.lu aboneliklere ait ödenmeyen su faturalarının ve ödenmemesi nedeniyle biriken gecikme zammı ve KDV"nin tahsili talep edilmiştir.
Mahkemece bozmaya uyularak yapılan yargılama sırasında alınan bilirkişi raporu doğrultusunda; davanın kısmen kabulü ile; 2.491,24TL asıl alacak, 12.594,78TL gecikme cezası, 2.261,65TL KDV olmak üzere toplam 17.317,67TL"nin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, 26/06/2003 tarihinden itibaren asıl alacak üzerinden değişen oranlarda gecikme zammı ve KDV uygulanmasına, fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Anılan karar Dairemizin 2014 / 2124 Esas - 2014 / 9834 Karar sayılı ve 18/06/2014 tarihli kararı ile; "Görüldüğü üzere; iltihaki nitelikteki davaya konu abone sözleşmesinde, ödemelerde gecikme olması halinde fatura bedeline 6183 sayılı yasada belirlenen gecikme zammı uygulanacağına dair açık ve anlaşılır bir ifadeye yer verilmemiştir. Bu durumda davalı şirket ancak bu konuda bir kararlaştırmanın bulunduğunu ispat ettiği taktirde dava konusu ödenmeyen fatura bedeli alacaklarına 6183 sayılı yasada öngörülen oranlarda gecikme zammı uygulanmasını isteyebilir, aksi durumda ise, fatura bedellerine son ödeme tarihlerinden itibaren ancak yasal faiz uygulanmasını talep edebilecektir.
O halde mahkemece; ...ve ... no.lu abonelik sözleşmelerinde olduğu gibi ... no.lu abonelik sözleşmesine ait ödenmeyen fatura alacağına da yasal faiz uygulanacağı göz önünde bulundurularak, yeniden rapor hazırlanması sağlanmalı, varılacak sonuca göre bir karar verilmelidir... " gerekçesi ile bozulmuş, mahkemece bozma kararına uyulmuş yargılamaya devam edilmiştir. Hukukçu bilirkişi ve iki mali müşavir bilirkişi tarafından hazırlanan bilirkişi raporu hükme dayanak alınmıştır.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne; 2.491,24 TL asıl alacak ile 14.613,60 TL işlemiş yasal faiz olmak üzere toplam 17.104,84 TL toplam alacağın asıl alacak olan 2.491,24 TL"sine dava tarihinden itibaren tahsil tarihine kadar yasal faiz uygulanmak suretiyle davalıdan alınarak davacı yana verilmesine, davacının fazlaya dair talebinin reddine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir .
1-)25.2.2011 tarihinde Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılması ile Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu ile Diğer Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkındaki 6111 sayılı Kanunun 1.maddesinin 9. fıkrası ile, 2560 sayılı kanun kapsamında kalan idarelerin, vadesi 31.12.2010 tarihinden (bu tarih dahil) önce olduğu halde, bu kanunun yayımlandığı tarih itibariyle ödenmemiş bulunan su ve atıksu bedeli alacakları ile bu alacaklara bağlı faiz, gecikme faizi, gecikme zammı gibi fer"i alacakları hakkında bu kanun hükümlerinin uygulanacağı hükme bağlanmış; aynı kanunun 18.maddesi ile de, borçluların bu kanunun yayınlandığı tarihi izleyen ikinci ayın sonuna kadar ilgili idareye başvuruda bulunmaları ve belirtilen şartları yerine getirmeleri halinde, borcun yeniden yapılandırılacağı belirtilmiştir.
Somut olayda, davacı kurumun 25/02/2019 tarihli yazısında dava konusu su borçlarının 6111 sayılı yasa kapsamında yapılandırılarak ödendiği belirtildiğine göre, mahkemece ilgili birimler ile yazışma yapılarak borcun ödenip ödenmediği, ödenmiş ise ödeme tarihleri belirlenmelidir. Dava konusu borca ilişkin olarak, ödeme yapılmış ve dava konusuz kalmış ise; karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ve yargılama giderlerinin buna göre belirlenmesi gerekir.
2-) Bozma nedenine göre diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir .
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, ikinci bentte açıklanan nedenlerle diğer temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.