Esas No: 2022/536
Karar No: 2022/4384
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/536 Esas 2022/4384 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, Kurum tarafından iptal edilen hizmetlerin fiili çalışma olduğunun tespit edilmesi, davacının yersiz ödeme nedeniyle borçlu olmadığının tespit edilmesi, yaşlılık aylığı kesintisinin geri alınması ve ödenmemiş aylıkların faiziyle birlikte ödenmesini talep ediyordu. İlk Derece Mahkemesi davanın reddine hükmetti. Davacı temyiz başvurusunda bulununca, Bölge Adliye Mahkemesi istinaf başvurusunu esastan reddetti. Ancak, temyiz başvurusu üzerine Yargıtay, çalışmanın fiili olup olmadığı yönünde yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle kararı bozdu. Bu nedenle, davacı tarafından gösterilen tanıkların ifadelerinin değerlendirilmesi, diğer kişilerin beyanlarına başvurulması, çevre işyerleri sahiplerinin görüşlerinin alınması gerektiği belirtildi. Bu tür davaların özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmesi gerektiği vurgulandı. Davada uyuşmazlık, fiili çalışmanın ispatlanıp ispatlanmadığı konusuydu. Bu tür sahte sigortalılığa dayalı davalar hizmet tespiti içerikli olduklarından, 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hiz
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi :... 27. İş Mahkemesi
Dava, iptal edilen hizmetlerin fiili çalışma olduğunun tespiti ile aksi kurum işleminin iptali, kesilen yaşlılık aylığının faizi ile ödenmesi istemlerine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın reddine dair verilen karara karşı davacı vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili; davacının Kurum tarafından iptal edilen 12.06.2003 - 07.08.2003 tarihleri arasında 56 gün sigortalı hizmetinin fiili olduğunun tespitine, davacının yersiz ödeme nedeniyle kuruma borçlu bulunmadığının tespitine, yaşlılık aylığının kesilme tarihi itibariyle tekrar bağlanmasına ve ödenmeyen aylıkların yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesini talep etmiştir.
II- CEVAP:
Davalı Kurum vekili; Sosyal Güvenlik Denetmeni tarafından düzenlenen 30.12.2013 tarihli rapor ile sigortalının 2003 yılına ait hizmetlerinden 56 günün iptal edildiğini ve 2829 sayılı kanun kapsamında son 7 yıllık fiili hizmet süresi içinde 4a hizmetinin 1260 gün sayısı şartı oluşmadığından yaşlılık aylığının başlangıç tarihi olan 01.01.2007 tarihi itibariyle durdurulduğunu, ayrıca 01.01.2007 - 25.10.2014 süresi içinde yersiz ödenen 70.296.04 TL’nin borç kaydedildiğini Kurumca yapılan işlemlerde bir hata bulunmadığını belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III- MAHKEME KARARI:
A- İLK DERECE MAHKEME KARARI
İlk Derece Mahkemesince , davanın reddine karar verilmiştir.
B- BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesince, davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Yasa'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Uyuşmazlık, somut olayda fiili çalışma olgusunun ispatı konusunda, İlk Derece Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırmanın hükme yeterli bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 5510 sayılı Yasa’nın 79. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması, inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalıdır.
İnceleme konusu dosyada, davalı Kurum tarafından, 30.12.2013 tarihli Kurum Denetmen raporu ile davacının 12.06.2003-07.08.2003 tarihleri arasında 1012398 sicil numaralı dosyada işlem gören dava dışı Serdilkent Yapı Kooperatifi unvanlı işyerindeki hizmetlerinin iptal edildiği, Mahkemece, davacı adına bildirimde bulunulan dönemde çalışan kişilerin de davacının çalıştığına dair somut beyanlarda bulunmadıkları, davacı lehine beyanda bulunan ve davacının kardeşi olup aynı zamanda kendilerinin de bildirimleri iptal edilen davacı tanıklarının davacıyı koruma güdüsü ile vermiş oldukları beyanlarına itibar edilmesinin mümkün olmadığı, sosyal güvenlik denetmenliğince düzenlenen 30/12/2013 tarih 1382 sayılı inceleme raporu gereğince, Serdilkent yapı kooperatifine ait büro işyerinden birçok kişiye ilişkin yapılan bildirimlerin iptal edilmiş olması, yapılan bildirimlerin fiili çalışmaya dayanmayıp para karşılığı muhasebecilerce ya da 3.kişilerce sahte olarak yapılmış olduğu anlaşılmış olmakla davacının dava dışı Serdilkent yapı kooperatifine ait 1012398.033 sicil sayılı büro işyerinden bildirilen hizmetlerin fiili çalışmaya dayanmadığı ve dolayısıyla Kurumun söz konusu çalışmaların iptaline ilişkin işleminde herhangi bir usulsüzlük ve yasaya aykırılık bulunmadığı belirtilerek davanın reddine karar verildiği anlaşılmıştır.
Mahkemece,çalışmanın fiili ve gerçek olup olmadığı yönünde yapılan araştırma yeterli bulunmamıştır.
Denetim raporundaki tespitler ile Mersin 1 Asliye Ticaret Mahkemesi 2003-594 Esas dosyasındaki bilirkişi raporundan, inşaatın tamamlanamamış olsa da, belirli seviyeye getirildiği anlaşılmaktadır. Denetim raporunda müfettiş tarafından beyanı alınan sigortalıların bir kısmının fiilen hiç çalışmadıkları halde, sigortalı gösterilmek üzere para verdiklerini beyan etmelerine rağmen, davacının da aralarında bulunduğu bir kısım sigortalıların, mesleklerinin inşaat işçiliği olduğunu, inşaatın yeri,kaç bloktan oluştuğu gibi somut açıklamalarda bulunmak suretiyle kısa süreli olarak fiilen çalıştıklarını beyan ettikleri, davacının sigorta sicil dosyasından daha önce de inşaat işyerlerinden bildirilen hizmetlerinin bulunduğu görülmektedir.
Mahkemece, dönem bordroları celbedilerek, davacının çalışmasının geçtiğini iddia ettiği işyerinden sigortalı olarak bildirimi yapılan diğer kişiler tespit edilip beyanlarına başvurulmalı, komşu işyerleri sahipleri ile çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi, Emniyet, Belediye, aracılığıyla tespit edilerek bu kişilerin bilgi ve görgülerine başvurulmalı, davacı tarafından gösterilecek tanıkların hizmet cetvelleri ve vergi kayıtları getirtilip, komşu işyeri tanığı niteliğinde olup olmadığı denetlenmeli, sigortalılığı iptal edilen diğer kişiler tarafından açılan davalar bulunup bulunmadığı araştırılmalı, böylelikle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; bildirimlerin fiili çalışmaya dayanıp dayanmadığı açık ve net bir biçimde belirlenerek ortaya konulduktan sonra,davacının tahsis talep tarihi itibariyle yaşlılık aylığı şartlarını taşıyıp taşımadığı değerlendirilmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/1 maddesi gereği kaldırılarak temyiz edilen İlk Derece Mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 28/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.