
Esas No: 2022/3179
Karar No: 2022/4424
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3179 Esas 2022/4424 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Manavgat İş Mahkemesi'nde açılan davada, davacı vekili ödeme emrinin iptalini talep etmiştir. İlk derece mahkemesi davayı kabul etmiş, ancak davalı kurum vekili istinaf başvurusu yapmıştır. Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi, davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermiştir. Ancak, davalı kurum vekili tarafından yapılan temyiz başvurusu sonucunda, ödeme emri borçlusunun davacının yönetim kurulu üyeliği döneminde temsil yetkisi olup olmadığı yeterince araştırılmadığı için karar bozulmuştur. Bu bağlamda, 506 sayılı Kanunun 80, 5510 sayılı Kanunun 88, 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddeleri dikkate alınarak, davacının yönetim kurulu üyeliği başlangıç ve bitiş tarihleri netleştirilmelidir.
Kanun Maddelerinin Açıklamaları:
- 506 sayılı Kanunun 80. maddesi, kamu kurum ve kuruluşları ile tüzel kişiliği haiz işverenlerin tahakkuk ve tediye ile görevli yönetici ve yetkililerinin sigorta primleri için sorumlu olduğunu öngörmektedir.
- 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi, Kurumun sig
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi: Manavgat İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davalı Kurumca yollanan ödeme emrinin iptalini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
Mahkemece, davacının davasının kabulü ile davacı ... hakkında düzenlenmiş olan 2012/44153 - 44154, 2012/55738 - 55739, 2013/84243 - 84244, 2013/151563-151564, 2013/165033, 2013/22035-22036 - 22037-22038, 2014/53965 - 53966, 2014/56441-56442-56443, 2014/56237-56238, 2014/29707-29708 takip numaralı ödeme emirlerinin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun HMK'nın 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, davanın hak düşürücü süre içinde açılmadığından süre yönünden reddi gerektiğini, yönetim kurulu asil üyesi olan davacı aleyhine başlatılan takipte usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmadığını, davaya konu ödeme emrinin davacının Kulüp Yönetim Kurulu Asil Üyeliği dönemine ve davacının temsil ve iltizam yetkisinin bulunduğu zamana ait olduğunu davacının, alacağın %10’u kadar haksız çıkma tazminatına mahkûm edilmesi gerektiğini belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Ödeme emrine konu prim borçları yönünden, tüzel kişi işverenlerin ortak ve yetkililerinin kamu alacaklarından sorumluluğu; mülga 506 sayılı Kanunun 80, bazı maddeleri dışında 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe giren 5510 sayılı Kanunun 88, 6183 sayılı Kanunun 35 ve mükerrer 35. maddelerinde düzenlenmiştir.
506 sayılı Kanunun 80. maddesi; "Sigorta primlerini haklı sebepleri olmaksızın, birinci fıkrada belirtilen süre içerisinde tahakkuk ve tediye etmeyen kamu kurum ve kuruluşların tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri mesul muhasip, sayman ile tüzelkişiliği haiz diğer işverenlerin üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri kuruma karşı, işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü öngörmüş; 5510 sayılı Kanunun 88. maddesinde de bir kısım farklar dışında anılan maddeye benzer düzenleme getirmiş olup, "Kurumun sigorta primleri ve diğer alacakları haklı bir sebep olmaksızın bu Kanunda belirtilen sürelerde ödenmez ise kamu idarelerinin tahakkuk ve tediye ile görevli kamu görevlileri, tüzel kişiliği haiz diğer işverenlerin şirket yönetim kurulu üyeleri de dahil olmak üzere üst düzeydeki yönetici veya yetkilileri ile kanuni temsilcileri Kuruma karşı işverenleri ile birlikte müştereken ve müteselsilen sorumludur." hükmünü getirmiştir.
6183 sayılı Kanunun 35. maddesinde; limited şirketlerin ortaklarının, şirketten tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacağından sermaye hisseleri oranında doğrudan doğruya sorumlu olacakları düzenlenmiş; mükerrer 35. maddesinde ise; amme alacakları ve bu bağlamda davalı Kurumun işveren tüzel kişilerden prim ve diğer alacaklarının, tüzel kişinin mal varlığından kısmen veya tamamen tahsil edilememesi ya da tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması halinde kanuni temsilcilerin şahsi mal varlıklarıyla sorumlu olacağı belirtilmiştir.
Yukarıdaki düzenlemelerden anlaşılacağı üzere, Kurumun prim alacağına ilişkin olarak işveren ile birlikte müteselsilen sorumluluk koşullarının oluşması için, işveren kamu kurum ve kuruluşu ise, kamu görevlilerinin tahakkuk ve tediye ile görevli olması, tüzel kişiliğe haiz diğer işyerlerinde ise üst düzey yönetici ya da yetkilisi ve kanuni temsilci sıfatıyla işveren tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili bulunulması gerekir. Ancak, 5510 sayılı Kanunun 88. maddesi burada bir ayrıma giderek özellikle şirket yönetim kurulu üyelerinin, temsil ve ilzam yetkisi aranmaksızın (haklı sebepleri olmazsa) müştereken ve müteselsilen sorumlu olacaklarını ayrıca belirtmiştir.
Eldeki davada, Mahkemece, 31/12/2011 ve 16/05/2014 tarihli olağanüstü genel kurul toplantısı, elden duyuru ve hazirun listesi ile toplantı tutanağındaki davacının ismi yanında bulunan imzalar ile davacıya ait imzalar arasında irtibat tespit edilemediği, davacının yönetim kurulu üyeliği bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu ödeme emirlerinin iptaline karar verilmişse de, celp edilen 2012, 2013 ve 2014 tarihli bir kısım Yönetim Kurulu kararları altında davacının yönetim kurulu üyesi olarak isminin yer alması karşısında, ödeme emri borçlusu olan davacının, temsil ve ilzam yetkisinin bulunup bulunmadığının yeterince araştırılmadığı görülmektedir. Dava dışı Spor Kulübü’ne ait tüm kayıtlar, genel kurul tutanakları dahil tüm karar defterleri getirtilerek, davacının yönetim kurulu üyeliğinin başlangıç ve bitiş tarihleri netleştirilmek suretiyle davacının dava konusu prim borç döneminde temsil ve ilzam yetkisi olup olmadığı kuşku ve duraksamaya yer kalmayacak şekilde araştırılıp, 506 sayılı Yasa'nın 80. maddesi ve 5510 sayılı Yasa'nın 88/20. maddesi anlamında değerlendirme yapılarak, sonucuna ve yukarıda yapılan açıklamalar çerçevesinde yapılacak araştırmaya göre karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmiş olması, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararı kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
... Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.