
Esas No: 2022/1195
Karar No: 2022/4421
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1195 Esas 2022/4421 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacının sigortalılık sürelerini ve yaşlılık aylığını iptal eden kurum işleminin iptali istemiyle açılan davada, ilk derece mahkemesi davacının 20/06/2012-10/12/2012 tarihleri arasında fiilen çalıştığını tespit ederek hizmetlerinin iptaline karar vermiştir. İstinaf başvurusu sonucu davalı Kurum vekilinin istinaf istemi esastan reddedilmiştir. Ancak davalı Kurum vekili, dinlenen kamu tanıklarının beyanlarının davacının işyerinde hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalıştığını ispatlamaktan uzak olduğunu, davacının işyerinde fiilen çalışmadığı hususunun dosya kapsamındaki denetmen raporu ile sabit bulunduğunu ve davacının bu sürelerde çalışmadığına dair yeterli kanıt olmadığı gerekçesiyle temyiz başvurusunda bulunmuştur. Yargıtay ise bu tür davaların somut bilgilere dayanarak çözümlenmesi ve güçlü delillerin yargılamada etkili olmasına rağmen diğer delillerin de değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir. Dolayısıyla, infaza elverişli bir karar verilebilmesi için davacının hangi işleri yaptığı, çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği işyerlerinin bordrolu tanıkları ile komşu işyerleri sahipleri ve
"İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... İş Mahkemesi
Dava, davacının sigortalılık sürelerini ve yaşlılık aylığını iptal eden Kurum işleminin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının davalı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili, davacının davalıya ait ait B.Bölcek Caddesinde faaliyet gösteren satış mağazası ve Toptancılar Sitesinde faaliyet gösteren imalathanede 20/06/2012-10/12/2012 tarihleri arasında çalıştığını belirterek davacının 20/06/2012-10/12/2012 tarihleri arasındaki çalışmasının ve emekliliğinin iptaline ilişkin Kurum işleminin iptalini istemiştir.
II-CEVAP:
Davalı Kurum vekili, davanın reddini istemiştir.
III-MAHKEME KARARI:
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davanın kabulü ile, davacının 20/06/2012-10/12/2012 tarihleri arasında fiilen çalıştığının tespiti ile hizmetlerinin iptaline ilişkin kurum işleminin iptaline karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
Bölge Adliye Mahkemesi, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.1 maddesi uyarınca esastan reddine karar vermiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı Kurum vekili, dinlenen kamu tanıklarının beyanlarının davacının davaya konu dönemde davalı işyerinde hizmet akdi ile kesintisiz olarak çalıştığını ispatlamaktan uzak, davacı tanığı olarak dinlenen kişilerin davacının çalışması hususundaki beyanlarının hem yetersiz hem çelişkili olduğunu, davacının davaya konu işyerinde fiilen çalışmadığı hususunun dosya kapsamındaki denetmen raporu ile sabit bulunduğunu belirterek temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Sahte sigortalılığa dayanan davalar hizmet tespiti içerikli olmakla, davanın yasal dayanağını oluşturan 506 sayılı Yasa’nın 79. maddesi ile 5510 sayılı Yasa’nın 86. maddesinde bu tür hizmet tespiti davalarının kanıtlanması yönünden özel bir yöntem öngörülmemiştir. Kimi ayrık durumlar dışında resmi belge ve yazılı delillerin bulunması sigortalı sayılması gereken sürelerin saptanmasında güçlü delil olmaları itibariyle sonuca etkili olurlar. Ne var ki bu tür kanıtların bulunmaması halinde somut bilgilere dayanması inandırıcı olmaları koşuluyla bordro tanıkları veya iş ilişkisini bilen komşu işyeri çalışanları gibi kişilerin bilgileri ve bunları destekleyen diğer tanıklarla dahi sonuca gitmek mümkündür. Bu tür davalar kamu düzeni ile ilgili olduğundan özel bir duyarlılıkla ve özenle yürütülmeleri zorunlu olup mahkemece, tarafların sunduğu deliller ile yetinilmemeli, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun ilgili hükümleri esas alınarak kendiliğinden araştırma ilkesi benimsenmeli, sigortalılığın kabulü ve hüküm altına alınabilmesi için hizmet akdinin ve eylemli çalışmanın varlığı ortaya konulmalı, çalışmanın geçtiği iddia edilen iş yerine dair düzenlenmiş Kurum müfettiş raporu ve dayanak belgeler varsa dosya içerisine getirtilmeli, yine çalışmanın geçtiği iddia edilen işyerinden bildirimi bulunup iptal edilmeyen bordrolu tanıkların yeteri kadarının beyanlarına başvurulmalı, ilgili işyerinin hangi tarihten itibaren faal olduğu ile çalışma ruhsatı alıp almadığı araştırılmalı, işyeri işvereninin vergi kayıtları irdelenerek çalışan sayısı tespit edilmeye çalışılmalı, komşu işyeri bodro tanıkları ve işverenleri tespit edilerek beyanlarına başvurulmak suretiyle uyuşmazlık konusu husus, hiçbir kuşku ve duraksamaya yer bırakmayacak biçimde çözümlenip; deliller hep birlikte değerlendirilip takdir edilerek varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmelidir.
Eldeki davada; davacı adına dava dışı ... işyerinden 20/06/2012-10/12/2012 bildirimde bulunulduğu, yapılan inceleme neticesinde düzenlenen 29/01/2016 tarih ve İ.Ö.-2016/10 sayılı denetmen raporunda, davacının, 20/06/2012-10/12/2012 tarihleri arasında bu işyerinden gösterilen çalışmalarının fiili çalışma olmadığının tespit edildiği, mahkeme tarafından “SGK müfettişlerinin rapor düzenlediği tarihte davacının işyerinde çalışmadığı, Tanık ...'da denetmenlere verdiği ifadenin tarihi dikkate alındığında davacıdan bahsetmemiş olmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, aşamalardaki beyanlarının birbiriyle çatışmadığı, tanık ...'ün mahkemece alınan ifadesinde davacının çalışmasını doğruladığı” gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmişse de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli ve elverişli değildir.
Mahkemece; ihtilaf konusu dönem yönünden davacının ne kadar süre ile hangi işleri yaptığı konusu davacıya açıklattırılmalı, çalışmalarının geçtiğini iddia ettiği “B.Bölcek Mahallesi” ve “Toptancılar Sitesi” işyerinden ayrı ayrı bordrolu tanıklar ile komşu işyerleri sahipleri ile çalışanları Sosyal Güvenlik Kurumu, Vergi Dairesi, Emniyet, Belediye, Ticaret Odası aracılığıyla tespit edilerek bu kişilerin bilgi ve görgülerine başvurulmalı, sonuç olarak davacının gerçek/fiili duruma uyan hizmetini açıkça ortaya koyan, infaza da elverişli bir karar verilmelidir.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular göz önünde tutulmaksızın, eksik inceleme ve araştırmayla yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin kararının kaldırılarak İlk Derece Mahkemesince verilen hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:
... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK'nın 373/1. Maddesi gereğince kaldırılarak temyiz edilen ilk derece mahkemesi hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 28.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.