22. Hukuk Dairesi 2012/15015 E. , 2013/4252 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, yıllık izin ücret alacağının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı, emeklilik sebepi ile iş sözleşmesini feshettiğini, ancak mevsimlik işçi olarak çalıştığı süre boyunca yıllık izinlerinin kullandırılmadığını ve fesihte de ücretinin ödenmediğini ileri sürerek, bu döneme ilişkin yıllık izin alacağının hüküm altına alınmasını istemiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı, davacının mevsimlik işçi olarak çalıştığını ve yıllık izin hakkı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan kanıtlara dayanılarak, Anakanun ve 4857 Sayılı iş kanunu gereğince bir tam hizmet yılı çalışanlara yıllık izin verileceğinin düzenlediği, 11 ayı geçen çalışmanın varlığı halinde yıllık izne hak kazanılacağına yönelik içtihadın Kanuna ve Anakanunya aykırı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davacı temyiz etmiştir.
Gerekçe:
Davacının yıllık izne hak kazanıp kazanmadığı taraflar arasında uyuşmazlık konusudur.
Çalışmanın sadece yılın belirli bir döneminde yoğunlaştığı işyerlerinde yapılan işler mevsimlik iş olarak tanımlanabilir. Söz konusu dönemler işin niteliğine göre uzun veya kısa olabilir. Her zaman aynı miktarda işçi çalıştırmaya elverişli olmayan ve işyerinde yürütülen faaliyetin niteliğine göre işçilerin her yıl belirli sürelerde yoğun olarak çalıştıkları ve fakat yılın diğer döneminde işçilerin iş sözleşmelerinin ertesi yılın faaliyet dönemi başına kadar ara vermeyi gerektiren işler mevsimlik iş olarak değerlendirilebilir.
4857 sayılı Kanun"un 53/3 maddesi uyarınca, mevsimlik işlerde yıllık ücretli izinlere ilişkin hükümler uygulanmaz. Bir başka anlatımla, mevsimlik işçi, 4857 sayılı Kanun"un yıllık ücretli izin hükümlerine dayanarak, yıllık ücretli izin kullanma veya buna dayanarak ücret alacağı isteminde bulunamaz. Hemen belirtmek gerekir ki, 53/3. maddede ki kural, nispi emredici kural olup, işçi lehine bireysel iş sözleşmesi ya da Toplu İş Sözleşmesi ile yıllık ücretli izne ilişkin hükümler düzenlenebilir ve mevsimlik işçiler için yıllık izin hakkı tanınabilir.
Somut olayda, davacının sözü edilen çalışmalarının, kapatılan Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü iş yerinde geçtiği gözetildiğinde, mevsim koşullarına göre belli dönemlerde daha fazla iş gücüne ihtiyaç doğması da kaçınılmazdır. Dosya içeriğine göre, 1999 yılına gelinceye kadar davacının yıllık çalışmaları genelde yüzyirmibeş gün ile ikiyüzkırkaltı gün civarında değişmiştir. Yılın kalan bölümünde iş yerinde çalışması olmayan davacı işçi bakımından yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir. Yılın çalışılmayan bölümünde davacı işçi bu hakkını kulanmış olup, kanun koyucunun mevsimlik işte yıllık izin öngörmemiş olmasının temel gerekçesi de çalışılan süre itibarıyla dinlenme ihtiyacının ortaya çıkmamış oluşudur. Bu durumda, mevsimlik iş sözleşmesi kapsamında çalışan davacı işçinin 1999 yılına kadar olan çalışmaları için yıllık izin hakkının doğmadığı kabul edilmelidir.
Bununla birlikte, davacı işçi 1999 yılında onbir ayın üstünde bir süre ile çalışmış olmakla sözü edilen yıl bakımından çalışılan süre işçinin dinlenme hakkının varlığını gerektirmektedir. 4857 sayılı Kanun"un 53. maddesinde mevsimlik işlerde yıllık izin hakkının doğmayacağı belirtilmiş ise de, yılın ne kadar bölümünde çalışılma halinde mevsimlik iş sayılacağı yönünde bir düzenlemeye yer verilmemiştir. Öyle ki yılın tamamına yakın bir bölümünde çalışılma halinde Anayasal dinlenme hakkının tanınmasının gerekeceği açıktır. Somut olayda da, davacı işçi 1999 yılında onbir ayın üzerinde çalışmış olmakla, bu durumda 1999 yılındaki fiili çalışma süresinin mevsimlik statüde değerlendirilemeyeceği dikkate alınarak, bu dönem için davacının yıllık izin alacağının kabulüne karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile reddedilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 01.03.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.