
Esas No: 2022/3490
Karar No: 2022/4407
Karar Tarihi: 28.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/3490 Esas 2022/4407 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, eski eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle kurum tarafından yapılan icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespitini istemiştir. Mahkeme davanın reddine karar vermiş, ancak yapılan incelemenin yeterli olmadığı için karar bozulmuştur. Dosyadaki kayıt ve belgelerden, davacının annesinin vefat ettiği, davalının boşandığı esinden ölüm aylığı aldığı, davacının eski eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığının araştırılması gerektiği belirtilmiştir. Kanun maddeleri olarak, 5510 sayılı kanunun 5754 sayılı kanunla yürürlüğe giren 56. maddesi fıkrası ve 96. maddesi kararda geçmektedir.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Davacı, boşandığı eşiyle birlikte yaşadığı gerekçesiyle kurum tarafından yapılan icra takibine konu borçtan sorumlu olmadığının tespitini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde davanın reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının annesinin 15.08.1999 tarihinde vefat ettiği, davalının 29.02.2000 tarihinde boşanması üzerine annesinden ölüm aylığı almaya hak kazandığı, davacının 1.10.2012 tekrar eski eşi ile evlendiği anlaşılmaktadır. Kontrol memuru tarafından tutulan raporda; "davacının boşanmış olduğu eşi ile aynı adreste birlikte yaşadığı, bu nedenle hak sahipliğinin 5510 sayılı Kanun’un 5754 sayılı Kanun’la yürürlüğe giren 56. maddesi fıkrası kapsamında iptal edilmesi, 22.10.2008 tarihinden itibaren ödenen tutarlar içinde aynı Kanun’un 96. maddesine istinaden işlem yapılması kanaatine varıldığının" belirtildiği, bu idari soruşturmada, mahallinde yapılan soruşturmada “yapılan emniyet araştırmasına göre boşandıkları 29.02.2000 tarihinden yeniden evlendikleri 01.10.2012 tarihine kadar yaz aylarında ...'da kış aylarında ise ... 'da bilinmeyen bir adreste oturduklarının belirtildiği, jandarma araştırması, davacının, annesinin ölümden sonra hemen boşanması ve daha sonra tekrar evlenmesinin birlikte oturdukları gösterdiği” gerekçelerine dayandığı görülmüştür.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de; filli birlikteliğin tespiti yönünden yapılan araştırma ve inceleme hüküm kurmaya yeterli görülmemektedir. Davacının 22.10.2010 tarihinde evren mah. mert sok.no:.../... .../... adresini beyan ettiği, eski eş ...'nun 2007 yılındaki TÜİK adresinin ... mah. kemal cad.no:.../... ... olduğu anlaşılmakla ... ve ... adreslerinde ihtilaf konusu dönemde ikamet eden komşular ile bu dönemde görev yapan muhtar ve azalar tespit edilerek davacının dava konusu dönemde eşiyle birlikte yaşayıp yaşamadığı hususunda beyanları alınmalı, tanıklara ilişkin ikamet kayıtları ile ilgili bilgi ve belgeler celp edilerek tanıkların beyanları denetlenmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığında şüphe bırakmayacak şekilde ortaya konulmalı ve elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
Kabule göre de; takibe konu tutarın 01.10.2012-21.10.2012 ilişkin kısmından davacının yeniden evlenme nedeniyle sorumlu olmadığının da gözetilmemesi isabetsiz bulunmuştur.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu davanın reddine karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, 28.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için destek@ictihatlar.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.