![Abaküs Yazılım](/6.png)
Esas No: 2021/8188
Karar No: 2022/1320
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 5. Daire 2021/8188 Esas 2022/1320 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 5. Daire Başkanlığı 2021/8188 E. , 2022/1320 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/8188
Karar No : 2022/1320
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Av. …
Hukuk Müşaviri Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davalı idare bünyesinde sağlık teknikeri olarak görev yapmakta iken Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılan davacı tarafından, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yapılan başvurunun reddine ilişkin … tarih ve … sayılı işlemin iptaline karar verilmesi istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararında; davacının, örgütle iltisaklı Bank Asya isimli bankadaki mevduatında 17/25 Aralık 2013 süreci ve devamında artış meydana getirdiği, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle kapatılan Kimse Yok Mu Derneği'ne 15/06/2015-15/08/2015 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, kapatılan Safa Özel Öğretim Hiz. Eğitim Araç San. Ve Tic. A.Ş' ye; 08/08/2016-28/12/2015 tarihleri arasında toplam 2.950,00-TL ödeme bilgisinin bulunduğu, FETÖ/PDY'ye aidiyeti, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye 03/01/2014-26/04/2016 tarihleri arasında ödeme bilgisinin bulunduğu, söz konusu tespitleri mesnetsiz bırakacak somut herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmadığı, bu durumda davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile en az irtibat derecesinde bağının olduğu, davacının göreve iade talebiyle yaptığı başvurunun reddine dair Komisyon kararında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Davacı tarafından istinaf kanun yoluna başvurulması üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… kararında; davacı hakkında terör örgütüne üye olma suçundan açılmış bir soruşturma ve kovuşturmanın bulunmadığı, davacının ilk katılım hesabını 2008 yılında açtığı ve bu tarihten itibaren 2008 ila 2016 yılları arası rutin olarak katılım hesabı açmaya devam ettiği ve kredi kartı borcu ödemelerinin bulunduğu, bankanın TMSF'ye devredildiği 29/05/2015 tarihi itibariyle de katılım hesabı açmaya devam ettiği, bu durumda davacının Bank Asya işlemlerinin olağan bankacılık faaliyeti kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, davacının FETÖ/PDY'ye irtibatı, iltisakı veya irtibatı olduğu gerekçesiyle TMSF'ye devredilen Cihan Medya Dağıtım A.Ş.'ye 03/01/2014-26/04/2016 tarihleri arasında toplam 2.379,46-TL ödeme bilgisinin bulunduğu tespit edilmiş ise de yapılan ara karara istinaden TMSF tarafından sunulan belgelerin incelenmesinden, anılan tarihte yapılan ödemelerin önceden kaynaklı taksitli satışa ilişkin olduğu bu nedenle davacı aleyhine değerlendirilmediği, davacı tarafından kredi kartından üç farklı işlemde Kimse Yok Mu Derneği'ne yapılan bağışın ise tek başına davacının irtibat ve iltisak haline delil olamayacağı, bu itibarla davacının FETÖ/PDY terör örgütü ile iltisak veya irtibatlı olduğuna kanaat getirilmesini sağlayacak herhangi bir bilgi ve belgenin ortaya konulamadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak, istinaf başvurusunun kabulüne, mahkeme kararının kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından; yapılan ihraçların Devletin görevi ve vatandaşlarına karşı yükümlülüklerinin gereği, terör örgütleriyle mücadele ve yeni bir darbe girişimini önlemeye yönelik, zorunlu, acil ve orantılı bir tedbir niteliğinde olduğu, davacının kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin Kanun Hükmünde Kararnamede, söz konusu tedbirin uygulanması için mutlaka terör örgütüyle, terör faaliyetleriyle ve darbe teşebbüsüyle ilgilinin arasında bağ kurulmasının aranmadığı, davacının FETÖ/PDY terör örgütüyle normal bir vatandaştan beklenebilecek olandan daha yoğun bir bağ içerisinde olduğu, davacının örgüt ile iltisak veya irtibatının varlığına kanaat getirilmesine yeter düzeyde verinin dosyada mevcut olduğu, davacının Anayasa'ya sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, söz konusu örgüt ile ilişkisi ortaya konulan davacının kamu görevinden çıkarılmasına yönelik tesis edilen işleme ilişkin yapılan itirazın reddine dair Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu kararında hukuka aykırılık bulunmadığı, Bölge İdare Mahkemesi tarafından verilen kararın usul ve yasaya aykırı olduğu iddia edilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz dilekçesine cevap verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Davalı idarenin temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının eksik inceleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY ve İLGİLİ MEVZUAT:
Türkiye'de 15 Temmuz 2016 gecesi, kendilerini “Yurtta Sulh Konseyi” olarak isimlendiren bir grup Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) mensubu tarafından, demokratik biçimde halk tarafından göreve getirilen Türkiye Büyük Millet Meclisini (TBMM), Türkiye Cumhuriyeti Hükûmetini ve Cumhurbaşkanı'nı devirmek ve anayasal düzeni ortadan kaldırmak amacıyla darbe teşebbüsünde bulunulmuş, bu teşebbüs Türk Milleti tarafından akamete uğratılmıştır.
Anayasa'nın olay tarihinde yürürlükte bulunan 118. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca Milli Güvenlik Kurulu (MGK) tarafından 20/07/2016 tarihli toplantıda yapılan değerlendirmede, darbe teşebbüsünün TSK içindeki Fetullahçı Terör Örgütü (FETÖ) mensupları tarafından başlatıldığı, bu örgütün kuruluş aşamasından itibaren etkisi altına aldığı eğitim kuruluşları, sivil toplum kuruluşları, medya kuruluşları, ticari kuruluşlar ve kamu görevlileri aracılığıyla Milleti ve Devleti kontrol altında tutmayı amaçladığı belirtilmiştir.
MGK'nın anılan toplantısında "demokrasinin, hukuk devleti ilkesinin, vatandaşların hak ve özgürlüklerinin korunmasına yönelik tedbirlerin etkin bir şekilde uygulanabilmesi amacıyla" Hükûmete olağanüstü hâl ilan edilmesi tavsiyesinde bulunulması hususu kararlaştırılmıştır. Cumhurbaşkanı başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu 20/07/2016 tarihinde, ülke genelinde 21/07/2016 Perşembe günü saat 01.00'den itibaren geçerli olmak üzere doksan gün süreyle olağanüstü hâl ilan edilmesine karar vermiştir. Anılan karar 21/07/2016 tarih ve 29777 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiş ve aynı gün TBMM tarafından onaylanmıştır.
29/10/2016 tarih ve 29872 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Kamu Personeline İlişkin Alınan Tedbirlere Dair Kanun Hükmünde Kararname'nin ''Kamu Personellerine İlişkin Tedbirler'' başlıklı 1. maddesinde: ''(1)Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti (Anayasa Mahkemesinin 24/06/2021 tarih ve E:2018/81, K:2021/45 sayılı kararıyla 7086 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Tedbirler Alınması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Kabul Edilmesine Dair Kanun'un 1. maddesinin 1. fıkrasının birinci cümlesinde yer alan "...üyeliği, mensubiyeti veya..." ibaresinin iptaline karar verilmiştir.) veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olan ve ekli (1) sayılı listede yer alan kişiler kamu görevinden başka hiçbir işleme gerek kalmaksızın çıkarılmıştır. Bu kişilere ayrıca herhangi bir tebligat yapılmaz. Haklarında ayrıca özel kanun hükümlerine göre işlem tesis edilir.'' hükmüne yer verilmiştir.
Davacı, Sağlık Bakanlığı bünyesinde sağlık teknikeri olarak görev yapmakta iken, Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname eki listesinde ismine yer verilmek suretiyle kamu görevinden çıkarılmış, kamu görevine iade edilmesi talebiyle Olağanüstü Hal İşlemleri İnceleme Komisyonu'na yaptığı başvuru … tarih ve … sayılı işlem ile reddedilmiştir.
Bunun üzerine, anılan kararın iptaline karar verilmesi istemiyle temyizen incelenen davayı açmıştır.
Öte yandan, UYAP kayıtlarının incelenmesinden; davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan yürütülen soruşturmanın bulunduğu görülmüştür.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
675 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca terör örgütlerine veya MGK'ca Devletin millî güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu değerlendirilen kamu görevlilerinin, “meslekten veya kamu görevinden çıkarılmasına" ilişkin kararlar, adli suç veya disiplin suçu işlenmesi karşılığında uygulanan yaptırımlardan farklı olarak terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapıların kamu kurum ve kuruluşlarındaki varlığını ortadan kaldırmayı amaçlayan “olağanüstü tedbir" niteliğindedir.
AİHM "demokratik bir devletin, memurlarından anayasal prensiplere sadakat göstermesini isteme hakkı bulunduğunu" belirtmektedir (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 52; Volkmer/Almanya (k.k.), B. No: 39799/98, 22/11/2001; Petersen/Almanya, B. No: 39793/98, 22/11/2001). AİHM'e göre "kamu çalışanlarının devlete sadık kalmaları genel yararı korumakla ve güvence altına almakla yükümlü devlet otoriteleri ile çalışmalarının doğasında bulunan bir şarttır." (Sidabras ve Džiautas/Litvanya, B. No: 55480/00 ve 59330/00, 27/07/2004, § 57; Žičkus/Litvanya, B. No: 26652/02, 07/04/2009, § 28).
Terör örgütleri ile millî güvenliğe karşı faaliyette bulunduğu kabul edilen yapılara iltisak veya bunlarla irtibat, kamu görevlilerinin devlete sadakat yükümlülüğünü yitirildiğini ortaya koyan ve bahse konu olağanüstü tedbirin uygulanmasını gerektiren hâllerdir.
Anayasa Mahkemesi 14/11/2019 tarih ve E:2018/89, K:2019/84 sayılı kararında iltisaklı kavramını ''kavuşan, bitişen, birleşen'', irtibatlı kavramını ise ''bağlantılı'' olarak tanımlamıştır. Bu kavramlar ile kişilerin cezai sorumluluğunu gerektiren örgüte üyelik ve mensubiyet kavramlarına nazaran terör örgütleri ile daha az yoğun ve atipik bir bağlantının vurgulandığı açıktır. Bu kapsamda kişilerin terör örgütleri ile irtibat ve iltisaklarının ortaya konulabilmesi için, örgütün amaçlarının gerçekleştirilmesi ya da örgütten yarar sağlamak maksadıyla gerek örgütten gelen talimatlar doğrultusunda gerekse inisiyatif alarak bulundukları hal ve hareketler neticesinde örgüte veya kendilerine yarar sağladıkları ya da örgüt ile amaç birliği veya sosyal birliktelik görünümü içinde oldukları yönünde kanaat oluşması yeterli olacaktır.
Bu açıklamalar çerçevesinde, iltisak ve irtibatın varlığının tespitinde; ceza mahkemesi kararlarında, savcılık iddianamelerinde, kovuşturmaya yer olmadığına ilişkin kararlarda, tanık ve gizli tanık ifadelerinde yahut idari soruşturma dosyalarında yer alan bilgi ve belgelerin dikkate alınması ve incelenmesi gerektiği açıktır. Zira suç isnadına yönelik incelemede varlığı (subutiyeti) ortaya konulmuş olmasına karşın suçlu sayılma için yeterli görülmeyen kimi maddi olay, olgu ve tespitlerin iltisak ve irtibat için yeterli görülmesi mümkündür.
Bu kapsamda davacı hakkındaki terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut bunlarla irtibatının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi gerekmektedir.
Dava konusu işlemin sebep unsuru yönünden hukuki denetiminin yapılabilmesi; bu değerlendirmeyi haklı kılan maddi sebeplerin yargılama esnasında davalı idarece ortaya konulmasına ve izah edilmesine bağlıdır. Bu konudaki yükümlülük şüphesiz öncelikle dava konusu işlemi tesis eden davalı idareye aittir. Bununla birlikte idari yargı mercilerince 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 20. maddesinde öngörülen resen araştırma ilkesi uyarınca uyuşmazlığın çözümü için her türlü inceleme ve araştırmanın yapılması da mümkün, hatta olayın niteliğine göre gereklidir.
Uyuşmazlıkta, her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi kararında; davacı hakkında FETÖ/PDY terör örgütüne üye olma suçundan açılmış bir soruşturma ve kovuşturmanın bulunmadığı belirtilmiş ise de; Dairemizce temyiz incelemesinin yapıldığı tarih itibarıyla UYAP kayıtları üzerinde yapılan incelemede, davacı hakkında … Cumhuriyet Başsavcılığının … soruşturma sayılı dosyasında "FETÖ/PDY Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan yürütülen soruşturmanın bulunduğu anlaşıldığından, Mahkemece öncelikle davacı hakkında yürütülen ceza soruşturmasında yer alan (kesinleşmiş takipsizlik kararı ile sonuçlanmış olsa dahi) tespitlerin araştırılması ve buna göre karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, TMSF tarafından ara karar cevaben sunulan CD içeriğinin incelenmesinden, davacı adına açılan cari hesaptan ödeme yapıldığı sabit olan üç adet kredi kartının bulunduğu, söz konusu kredi kartı ekstre detaylarının tetkikinden, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan bir çok şirket ve kuruluşa muhtelif tarih ve tutarlarda ödemelerin bulunduğu görüldüğünden, davacının Cihan Medya A.Ş. ve Kimse Yok Mu Derneği'ne hiçbir şekilde ödeme yapmadığına yönelik beyanları da göz önünde bulundurulduğunda, Mahkemece anılan ödemeler tespit edilerek, davacıya tebliğ edilip karşı beyanları da alındıktan sonra davacının terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara iltisakı yahut irtibatının bulunup bulunmadığı değerlendirilmelidir.
Bu itibarla, belirtilen hususlarda araştırma yapılmaksızın, eksik incelemeyle davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararına yönelik yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle kararın kaldırılarak dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kabulüne;
2. Davanın reddine ilişkin İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun kabulüyle mahkeme kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının yukarıda özetlenen gerekçeyle BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın … Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.