Abaküs Yazılım
4. Daire
Esas No: 2018/2688
Karar No: 2022/1717
Karar Tarihi: 22.03.2022

Danıştay 4. Daire 2018/2688 Esas 2022/1717 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 4. Daire Başkanlığı         2018/2688 E.  ,  2022/1717 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    DÖRDÜNCÜ DAİRE
    Esas No : 2018/2688
    Karar No : 2022/1717


    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
    (… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
    VEKİLİ : Av. …
    KARŞI TARAF (DAVACI) : …
    VEKİLİ : Av. …
    İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacı adına, tesis edilen mükellefiyetin iptali ile tahakkuk eden tüm vergi ve kesilen cezaların kaldırılması istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:… , K:… sayılı kararda; davacı hakkında … gün ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun tanzim edildiği, anılan vergi tekniği raporunda davacı mükellefin tarh dosyası üzerinde yapılan incelemede ticari faaliyete dair bir emareye rastlanmadığı, yapılan yoklamaların hiçbirinde yerinde bulunamadığı, 2004/6,9 ve 10. aylarda … Temizlik Otopark Hizmetleri Taşımacılık İnşaat Gıda ve Tekstil San ve Tic A.Ş'ye KDV dahil 404.697.800.586 TL tutarında fatura düzenlediği, gerçek bir faaliyeti olmayan mükellefin düzenlediği tüm faturaların sahte olduğunun belirtildiği, davacı hakkında açılan davada ise … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararıyla "davacı hakkında açılan mükellefiyete dayanak yoklama fişindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı, üzerine atılı suçu işlediğine dair yeterli delil elde edilemediğinden beraatine" karar verildiği dikkate alındığında davacı hakkında açılan mükellefiyete dayanak yoklama fişindeki imzanın davacının eli ürünü olmadığı görüldüğünden, davacının kimlik bilgileri kullanılmak ve imzası taklit edilmek suretiyle adına vergi mükellefiyeti tesis ettirildiği sonucuna varıldığından, davacı adına tesis edilen mükellefiyet kaydında ve bu mükellefiyete bağlı olarak tahakkuk ettirilen tüm vergi ve cezalarda da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
    Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının yargılandığı ceza davasında yeterli delil elde edilemediğinden beraat ettiği, işyeri kira kontratı ekinde imza beyannamesi bulunduğu, ayrıca davacının ikametgah senedinin de bulunduğu, ikametgah senedini davacının kendisi dışında başkalarının almasının mümkün olmadığı, borç sorgulama sayfasının kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığı ve kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
    KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
    TETKİK HÂKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi gerektiği düşünülmektedir.
    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
    İNCELEME VE GEREKÇE :
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 2. maddesinin 1/a bendinde, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaati ihlal edilenler tarafından iptal davası açılabileceği, 2. fıkrasında, idari yargı yetkisinin, idari eylem ve işlemlerin hukuka uygunluğunun denetimi ile sınırlı olduğu, idari mahkemelerin yerindelik denetimi yapamayacağı, yürütme görevinin kanunlarda ve Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinde gösterilen şekil ve esaslara uygun olarak yerine getirilmesini kısıtlayacak, idari eylem ve işlem niteliğinde veya idarenin takdir yetkisini kaldıracak biçimde yargı kararı veremeyecekleri düzenlenmiştir. Aynı Kanunun 10. maddesinde, ilgililerin haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabileceği, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı ve ilgililerin altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabileceği, 14. maddesinde dava dilekçelerinin kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönünden inceleneceği, 15/1-b maddesinde ise, dava konusu edilebilecek bir işlem bulunmadığı takdirde davanın reddedileceği hüküm altına alınmıştır.
    Vergi mahkemesinde dava açmaya yetkili olanları belirleyen 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 377. maddesinin 1. fıkrasında; mükellefler ve kendilerine vergi cezası kesilenlerin, tarh edilen vergilere ve kesilen cezalara karşı vergi mahkemesinde dava açabilecekleri belirtildikten sonra, 378. maddesinde de; vergi mahkemesinde dava açabilmek için verginin tarh edilmesi, cezanın kesilmesi, tadilat ve takdir komisyonları kararlarının tebliğ edilmiş olması, tevkif yoluyla alınan vergilerde istihkak sahiplerine ödeme yapılmış veya ödemeyi yapan taraftan verginin kesilmiş olması gerektiği hüküm altına alınmıştır.
    Buna göre vergi mahkemelerinde dava konusu edilebilecek kesin ve yürütülmesi zorunlu idari işlemler, tesis sebepleri, şekli, doğuracağı hukuki sonuçları vergi kanunlarıyla belirlenmiş tahakkuk fişi, vergi/ceza ihbarnameleri, vergi tevkifatı yapılması, aleyhe yapılan düzeltme işlemleri, düzeltme ve şikayet yoluyla düzeltme taleplerinin yetkili makamlarca reddi, 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un uygulanmasına ilişkin ödeme emri, haciz, ihtiyati tahakkuk, ihtiyati haciz gibi işlemlerdir.
    Dosyanın incelenmesinden; davacı tarafından 04/11/2003 tarihinde "konfeksiyon ütü paket ve toptan satışı" faaliyetinde bulunmak üzere Avcılar Vergi Dairesine işe başlama bildiriminde bulunulduğu, 13/11/2003 tarihli açılış yoklamasının da davacı imzasıyla düzenlendiği, davacı hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nda da, davacının "fason ütü ve paket" faaliyetinde bulunmak üzere 06/11/2003 tarihi itibariyle mükellefiyet tesis ettirdiği, söz konusu mükellefiyetinin ise 30/04/2005 tarihi itibariyle Avcılar Vergi Dairesince re'sen sona erdirildiği ve mükelelf tarafından düzenlenen faturaların sahte faturalar olduğu tespitlerine yer verildiği, davacının Vergi Usul Kanununa Muhalefet suçundan yargılandığı davada … Asliye Ceza Mahkemesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararı ile "sanık savunması ve sanık savunmasını doğrulayan 21/02/2012 tarihli inceleme konusu yoklama fişinde … 'a atfen atılmış imzanın … 'ın eli ürünü olmadığı sonucuna varıldığını belirten Adli Tıp Raporu ve tüm dosya kapsamına göre, her ne kadar sanık hakkında atılı suçtan cezalandırılması istemi ile kamu davası açılmış ise de, atılı suçun sanık tarafından işlendiğine dair ve cezalandırılmasına yeterli her türlü şüpheden uzak somut, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediğinden atılı suçun sanık tarafından işlendiğinin sabit olmaması nedeni ile sanığın CMK 223/2-e maddesi gereğince.." beraatine karar verildiği, dava dilekçesinde ise davacı vekili tarafından, "müvekkilinin 27/04/2016 tarihinde para çekmek isterken banka hesabına haciz konulduğunu öğrenmesi üzerine Avcılar Vergi Dairesine gittiğinde hakkındaki borç dökümü ile bloke işlemini öğrendiğini, vergi dairesine hakkında verilen beraat kararını ve maddi gerçeği gerek yazılı ve gerekse sözlü olarak beyan ettiğini, vergi dairesince dosya incelemesinde kimlik üzerindeki resmin başkasına ait olduğunun anlaşılmasına rağmen mükellefiyet kaydının kendilerince silinemeyeceği, vergi mahkemesine müracaat edilerek bu kaydın silinmesi gerektiğinin beyan edildiği, zaman kaybı olmaması açısından vergi dairesine tekrar yazılı başvuruda bulunulmadığı, müvekkilinin tüm ısrarlarına rağmen talebinin yazılı olarak işleme alınmadığı ve yazılı olarak cevap verilmediği, müvekkilinin okur-yazarlığı olmadığı ve vekaletnameden de bu hususun anlaşıldığı" belirtilerek müvekkiline ait sahte kimlik ile Avcılar Vergi Dairesinin … numaralı mükellefiyet tesisi işleminin iptali ile tahakkuk eden tüm vergi borçlarının kaldırılması istemiyle işbu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ile tespitler bir arada değerlendirildiğinde, uyuşmazlıkta davalı idarece davacı adına re'sen tesis edilen veya davanın açıldığı tarihe kadar süregelen bir mükellefiyet işleminin bulunmadığı, mükellefiyet tesisi işleminin davacı tarafından işe başlama bildiriminde bulunulması üzerine 06/11/2003 tarihinde tesis edildiği ve 13/05/2005 ile 16/06/2005 tarihli yoklamalara istinaden mükellefiyet kaydının 30/04/2005 tarihi itibariyle re'sen terkin edildiği, davacı tarafından işe başlama ve yoklamalardaki imzaların kendisine ait olmadığı ve kimlik bilgileri ile imzası taklit edilerek adına mükellefiyet tesis ettirildiği iddiasıyla açılan davanın, davacı hakkında 06/11/2003 ila 30/04/2005 tarihleri arasında geçerli olan mükellefiyet kaydının ve vergi dairesinden aldığı "Mükellef Borç Listesi" nin iptali istemiyle açıldığı, dava dilekçesinde her ne kadar davalı idareye yazılı olarak başvurulduğu ileri sürülse de buna ilişkin bir bilgi/belgenin dosyada mevcut olmadığı da dikkate alındığında, 06/11/2003 ila 30/04/2005 tarihleri arasında geçerli olan mükellefiyet kaydının iptali istemiyle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 10. maddesi kapsamında davalı idareye yapılmış bir başvuru ve bu başvurunun reddine dair bir işlem veya davacı hakkında süregelen kesin ve yürütülebilir bir işlem bulunmaksızın doğrudan açılan davada karar verilmesi 2577 sayılı Kanun'un 2. maddesinin 2. fıkrası gereği mümkün bulunmadığından ve mükelleflerin vergi idaresine olan borçlarını gösterir bilgilendirici mahiyette olan borç döküm listeleri idari davaya konu olabilecek kesin ve icrai nitelikte bir işlem olmadığından açılan davanın, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 15/1-b maddesi uyarınca esasının incelenmesine olanak bulunmadığından davanın incelenmeksizin reddine karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
    Bu nedenle, uyuşmazlığın esasını inceleyerek hüküm kuran ve davanın kabulüne karar veren Vergi Mahkemesi kararına yönelik istinaf başvurusunu reddeden Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Temyiz isteminin kabulüne,
    2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:… , K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
    3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.


    (X) KARŞI OY :
    Temyiz dilekçesinde öne sürülen hususlar, temyize konu Vergi Dava Dairesi kararının bozulmasını sağlayacak nitelikte bulunmadığından temyiz isteminin reddi gerektiği görüşüyle karara katılmıyorum.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi