13. Hukuk Dairesi 2016/11915 E. , 2017/212 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı karar verilmesine yer olmadığına yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde taraflar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, davalı ile arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, hakedişlerinin eksik ödenmesi nedeniyle 300.000,00 TL bakiye alacağı bulunduğunu, davalı aleyhine başlatılan icra takibine haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, vaki itirazın iptaline, takibin devamına ve %40 tan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davalının davacıya olan davaya ve takibe konu borcu icra takibinin yapılıp borçlu tarafından borca itiraz edilip, itirazın iptali davası açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakla davacının itirazın iptali davasının konusu kalmadığından karar verilmesine yer olmadığına, borçlu davalının itiraz ederken borcun varlığını bildiği, borç miktarını hesaplayabilecek durumda olduğu anlaşılmakla takip tarihi itibariyle %40 icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, taraflarca temyiz edilmiştir.
1-Yargıtay Hukuk Genel Kurulu"nun 2009/19-109 Esas ve 2009/123 Karar sayılı ilamında değinildiği üzere, 10.04.1992 tarih, 1991-7 Esas 1992-4 Karar Sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hâkimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olması gerektiğini öngörmektedir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İçtihadı Birleştirme Kararlarının bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar ve hüküm arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm veya gerekçe başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır.
Öyle ki, İçtihadı Birleştirme Kararında bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde, başka hiçbir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir. Ayrıca 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 381, 388. ve 389. maddelerinde (yeni HMK 294,297) maddelerinde düzenlenmiş olup, hüküm fıkrasında nelerin yer alacağı açıklanmış; 388. maddesinin son fıkrası (yeni HMK 297/son) ile "Hüküm sonucu kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir" hükmü getirilmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, mahkemece her ne kadar davalı tarafından yargılama sırasında ödeme yapıldığı belirtilerek, davanın konusuz kaldığına hükmedilmişse de, davanın niteliği itirazın iptali olduğundan, tarafların haklılık durumu belirlenip bu duruma göre karar verilmesi ve dava açıldıktan sonra ödeme olması halinde ödemelerin infazda değerlendirilmesine karar verilmesi gerekmektedir.
Ayrıca, takip talebindeki miktar ile dava açılırken belirtilen miktar farklı olduğundan, hükmedilen icra inkar tazminatının hangi bedel üzerinden hesaplanacağı hususunda çelişki doğabileceği düşünüldüğünden, infazda tereddüt oluşacak şekilde açıklanan yasal düzenleme gözetilmeyerek hüküm tesisi, HUMK."nun 388/son (yeni HMK 297/son) madde ve fıkrası gereğince hükmün bozulmasını gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davacının ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenle hükmün BOZULMASINA, 2.bent gereğince davacının ve davalının temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan 25,20 TL harcın istek halinde temyiz eden davacı ve davalıya ayrı ayrı iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.