18. Ceza Dairesi 2019/1849 E. , 2019/8918 K.
"İçtihat Metni"
KARAR
Konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan suça sürüklenen çocuk ..."ün 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 116/1, 119/1-c, 31/3, 62/1 ve 50/1-a maddeleri uyarınca 4.000,00 Türk lirası adlî para cezası ile cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına dair Nizip 2. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 12/11/2018 tarihli ve 2018/190 esas, 2018/649 sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"nın, 06/03/2019 gün ve 22500 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 19/02/2008 tarihli ve 2006/6 YD-346 esas, 2008/25 sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden 5271 sayılı Ceza Muhakemeleri Kanunu"nun 231/6-c maddesinde yer alan koşulun aranmayacağı cihetle, somut olayda, suça sürüklenen çocuğa atılı konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçunun zarar doğurmaya elverişli bulunmadığı anlaşılmakla, şartları oluşan hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
Hukuksal değerlendirme:
Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni hukuka aykırılık durumlarının incelenmesi gerekmektedir.
CMK"nın 225. maddesindeki; "Hüküm ancak iddianamede unsurları gösterilen suça ilişkin fiil ve faili hakkında verilir. Mahkeme fiilin nitelendirilmesinde iddia ve savunmalarla bağlı değildir." şeklindeki düzenleme gereğince de, hangi fail ve fiili hakkında dava açılmış ise, ancak o fail ve fiili hakkında yargılama yapılarak hüküm verilebilecektir.
İddianamede anlatılan olayın dışında bir fail ve fiilin yargılanması söz konusu olduğunda ise, suç duyurusunda bulunulması ve iddianame ile dava açılması halinde de gerekli görüldüğünde her iki iddianame ile açılan davaların birleştirilmesi yoluna gidebilecektir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 16/04/2013 gün, 2012/6-1307 esas, 2013/151 sayılı kararında da açıklandığı üzere, iddianamedeki olayın anlatım biçimi ve uygulanması istenen yasa maddelerine göre; suça sürüklenen çocuk hakkında, konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan 5271 sayılı CMK"nın 170. maddesine uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığı gibi, iddianame de düzenlenmediğinin anlaşılması karşısında; hükmün konusunun iddianamede gösterilen eylemle sınırlı olduğu gözetilmeden dava konusu dışına çıkılarak 5271 sayılı CMK"nın 225/1. maddesine aykırı davranılması hukuka aykırı bulunmuştur.
Yargıtay incelemesi sırasında saptanan yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, Kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen Kanun yolunun niteliği gereği re"sen giderilemeyecektir. YCGK"nın 17/07/2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27/03/2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun Yararına Bozma" Kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
Sonuç ve karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
1) Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
2) Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedenleri açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Yüksek Adalet Bakanlığı"na gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na tevdiine, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 14/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.