Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/1740
Karar No: 2022/4519
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1740 Esas 2022/4519 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2022/1740 E.  ,  2022/4519 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 35. İş Mahkemesi


    Dava, iş kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemlerine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı taraf vekilleri tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince verilen kararın, davalı vekili tarafından duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan, dosya incelenerek, işin duruşmaya tâbi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 07/12/2021 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü duruşmalı temyiz eden davalı şirket yetkilisi ... Ağ ve adına Av. ... ile davacılar adına Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak, hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek aynı gün dosyanın mahalline geri çevrilmesine karar verilmiştir. Dosyanın tekrar Dairemiz’e gönderilmesinden sonra Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi
    I-İSTEM
    Davacılar davacı eş için 254.086,30 TL maddi, 150.000,00 TL manevi, çocuk Yasin için 33.201,04 TL maddi, 100.000,00 TL manevi, çocuk...için 1.000,00 TL maddi, 100.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsilini talep ve dava etmişlerdir.
    II-CEVAP
    Davalı davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
    III-MAHKEME KARARI:
    A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
    İlk derece mahkemesince davacı eşin talebiyle bağlı kalınarak maddi tazminat isteminin kabulüne, yine davacı çocuk Yasin’in maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocuk ...’ın destek kapsamında olmadığından bahisle maddi tazminat isteminin reddine, eş lehine 40.000,00 TL, çocuklar lehine 20.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
    B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
    İlk derece mahkemesi kararına karşı taraflarca istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesince davalının istinaf başvurusunun esastan reddine, davacıların başvurularının manevi tazminatların azlığı noktasından kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davacı eşin talebiyle bağlı kalınarak maddi tazminat isteminin kabulüne, yine davacı çocuk Yasin’in maddi tazminat isteminin kabulüne, davacı çocuk Fazıl’ın destek kapsamında olmadığından bahisle maddi tazminat isteminin reddine, eş lehine 50.000,00 TL, çocuklar lehine 30.000,00’er TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
    IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
    Davalı vekili temyiz dilekçesinde özetle iş mahkemelerinin görevli olmadığını, istisna akdi söz konusu olduğunu, tanık ifadeleri ile davacılar murisinin cep telefonu ile konuşarak çatıya çıktığının ortaya çıktığını, ayrıca otopsi sonucunda müteveffanın kanında diklofenak metaboliti bulunduğunu, bunun yan etkileri (uyku, baş dönmesi vb) incelendiğinde ve ilacın olaydan hemen önce içildiği dikkate alındığında düşmenin ilacın etkilerinden kaynaklı olabileceğinin değerlendirilmediğini, ayrıca olaydan bir süre önce müteveffanın başka ilaç da aldığını, bu ilaçların etkileşiminin de kalp vb rahatsızlıklara sebebiyet vereceğinin de dikkate alınmadığını, murisin aşırı baş ağrısı çektiğini, özellikle olay öncesi çok aşırı ağrı çektiğinin de tanık beyanları ile sabit olduğunu, dolayısıyla dava konusu ölüm olayının sebebi olan düşmenin, yapılan iş nedeniyle değil, başka sebeplerin etkisiyle (kalp krizi, aşırı ağrılar vb) meydana gelmiş olma ihtimalinin çok yüksek olduğunu, bu durumun bilirkişiler ve mahkeme tarafından ayrıntılı olarak incelenmediğini, savcılık aşamasında takipsizlik kararı verildiğini, dikkate almadığını, kusurun hatalı tespit edildiğini, kusur raporları arasındaki çelişkiler giderilmeden karar verildiğini, kusur raporunu düzenleyen bilirkişiler arasında istisna akdi konusunda uzman bilirkişi olmadığını, diğer kurumlardan emsal ücret araştırması yapılmadan salt odanın bildirdiği ücretten hesap yapılmasının hatalı olduğunu, sonraki yıllar için araştırma yapılmadan odanın 2015 için bildirdiği ücretin katı alınarak hesap yapılmasının doğru olmadığını, tam yıl çalışma varsayımı ile yapılan hesabın hatalı olduğunu, ayda 22 günden fazla çalışılamayacağını, yılda 4-5 ay inşaatların durduğunu, ıslahla manevi tazminat istenemeyeceğini ileri sürmüştür.
    V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
    Dosya kapsamından mahkemece davacılar murisi ile davalı şirket arasındaki ilişkinin hizmet diğer bir deyişle işçi/işveren ilişkisi olarak kabul edildiği, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından zararlandırıcı olayın iş kazası olarak kabul edildiği, aynı olaydan dolayı Kurum tarafından açılan rücuan tazminat dava dosyasının sözleşmenin istisna akdi olduğunan bahisle davanın reddi ile sonuçlandığı, anılan dosyanın bölge adliye mahkemesinde istinaf incelemesi için bulunduğu, ceza soruşturmasında müteveffanın olay tarihinde işyerinin iç kısımlarının duvarlarının yapımı işini ücret karşılığında alıp işçileriyle birlikte çalıştığı, işçiler inşaatta çalışırlarken inşaatın çatı kısmına çıkarak buradan dengesini kaybederek düştüğü, olayda bir başkasının kasıt veya kusuru olmadığından bahisle takipsizlik kararı verildiği, davalı şirketin müdürü ... Ağar’ın SGK tahkikatı esnasında verdiği ifadesinde; 2013 yılı sonu gibi şirket binalarının giriş katının duvarlarının olmaması nedeniyle etrafını basit duvarla ördürmek istediklerini, bu amaçla profesyonel inşaat şirketlerine başvurduklarını, ancak işin küçük, ederinin az olması nedeniyle bu şirketlerin işi yapmaya yanaşmadıklarını, bunun üzerine bu duvar çekme işini, götürü usulde kazalı müteveffa usta...'a bir tanıdık vasıtasıyla havale ettiklerini, müteveffanın kazanın vuku bulduğu gün sabah 10:30 civarında işyerine (kendisi dahil) üç kişiden oluşan-ekibiyle geldiğini, … ölenle yevmiye usulü anlaştığını ve o günkü iki işçilik yevmiyeyi asgari ücret üzerinden peşin olarak ona elden verdiğini, ölenin işçi tedarik ettiğini, başlarında durduğunu, çalışmadığını, bu ödemeye ilişkin herhangi bir kayıt veya belge düzenlemediğini, aynı gün saat 3 gibi, Kılıç'ın çatıdan düştüğü haberini aldığını, yapılan işin çatı ile bir alakası olmadığını, ayrıca düştüğü çatının çalıştıkları binanın değil bir yan binanın çatısın olduğunu, buraya nasıl çıktığını, ne amaçla çıktığını ve nasıl düştüğünü gören bilen olmadığını, … yaptıkları bu ufak tadilatı götürü usulde ustaya havale ettiği için, bu inşaat işi ile ilgili bir işyeri tescili yaptırmadığını ve bu işte çalışan işçileri kuruma bildirmediğini beyan ettiği, müteveffa ile birlikte çalışan tanık ...’ın poliste kaza günü verdiği ifadesinde “Aras Asansör isimli işyerinin tadilat çalışması için murisin taşeronluğunu yaptığı yerde duvar örme işi yapmaktayız. 04/12/2013 günü saat:13.00 sıralarında yemek arası bittikten sonra taşeronumuz... (muris) bize işin nasıl yapılması gerektiği konusunda bilgiler verdi, biz de kendisinin vermiş olduğu bilgiler doğrultusunda iş başı yaptık. ... bilgileri verdikten sonra yanımızdan ayrıldı. Çalıştığımız sırada... isimli arkadaşım bulunmaktaydı. Biz birlikte çalıştığımız sırada aynı gün saat:14.00 sıralarında taşeronumuz...’ın düştüğünü belirttiler. Ben hemen düştüğü yere geldiğimde, murisi yan yatar vaziyette hakaretsiz olduğunu gördüm….” şeklinde, aynı tanığın temyiz incelemesine konu dava dosyasında tarafların ortak tanığı olarak ifade verdiği ve “Ben davacının vefat eden eşi... Kılıç'ın işçisi olarak çalışıyordum. Davacı davalı işverenliğe ait bina işinin duvar örme işini almıştı. usta olarak çalışıyordu. Ben de işçisi olarak çalışıyordum. Ben birinci katta çalışıyordum. Davacının eşi üst katta çalışıyordu. düştüğü anda görmedim. Ancak yoldan geçen bir vatandaş...'ı yerde yatarken görüyor, bize haber verdi. Ben hemen yanına koştum. Gittiğimde vefat etmişti. ... günlük bize 100 TL veriyordu. Kendisi ne kadar ücret alıyordu bilmiyorum. ...'ın benimle beraber dört beş işçisi olarak alıyordu…” şeklinde, rücuan tazminat dava dosyasında ise “ben vefat eden... ile dönem dönem birlikte çalışırdım, duvar örerdik, ücreti bana... verirdi. kaza günü işe başladığımız ilk gündü...’ın minibüsü ile işe gittik, beni işe... çağırdı, ben çalıştığımız yerde Ramazandan başka kimseyi tanımıyordum, yapacağımız işe ile ilgili...'ın ne şekilde anlaştığını bilmiyorum, kesin bilgim yok ancak götürü usulle anlaştığını sanıyorum, işe gittiğimizde... iş bölümü yaptı ben giriş kattaydım, bir kaç kişiyi çatı katına yönlendirdi. kendisi temizlik yapıp çay hazırlayacaktı, … işe gittiğimizde... dışında bir kişi bana gelip talimat vermedi, iş sahipleri...'a ayrı bir talimat verdiyse bilmiyorum. .... işe gitmeden önce bana bir iş var beraber çalışalım bana yardımcı ol demişti” şeklinde ifade verdiği, davalı şirketin müdürü ile müteveffa arasındaki sözleşmeye kısmen tanık olduğunu beyan eden ve aynı zamanda murisin akrabası olan tanık ... poliste verdiği ifadesinde “... benim akrabam olur. Olaydan bir hafta kadar önce tanıdığım olan ... isimli kişi, ... ...isimli şahsa ait işyerinde duvar örme işinin olduğunu, yapıp yapamayacağımı sordu. Bende bu işyerine giderek yapılacak işi gördüm ve işyeri sahibi ...'e bu iş benim yapacağım iş değil, ben duvar işinden anlamam ancak akrabam olan... bu işi yapabilir dedim. ... in isteği üzerine...'ı telefonla arayarak işi tarif ettim, işi yapıp yapamayacağını sordum. ... bana işlerinin yoğun olduğunu şuan için yapamayacağını söyledi. Aradan 3-4 gün geçtikten sonra beni telefonla arayan..., geçen gün söylediğin iş duruyor mu ben boşa çıktım yapabilirim dedi. Bende ... Beyin numarası bende yok işin durup durmadığını bilmiyorum, fayanscı ...'i arayıp sor dedim. ... yaptığı telefon görüşmesi sonrasında işin durduğunu, işyerine işe bakmak için geleceğini söyledi. Ben de o esnada sanayide bulunduğum için... ile buluşarak iş yerine gittik, ... yapılacak işi incelerken bana gelen telefon üzerine ben olay yerinden ayrıldım. Tekrar geldiğimde... ... Beyle iş karşılığında anlaştığını, işi yapacağını söyledi. Daha sonra birlikte iş yerinden ayrıldık, aradan 2 gün geçtikten sonra...’ın ... Bey’in işyerinde iş yaptığı esnada geçirdiği kaza sonucu vefat etiğini öğrendim. ... ile benim çalıştığım sektör birbirinden farklı olduğundan dolayı...’ın işçi olarak kimleri çalıştırdığını bilmiyorum. Ancak... çoğu zaman yaptığı işlerde gündelik yevmiyeli işçi çalıştırdığından işçilerin teminini Ulus’daki işçi pazarından yapmaktadır. Sonradan öğrendiğim kadarıyla olayın meydana geldiği gün yine isçi pazarından temin etttiği Afgan uyruklu şahıslarla çalışmaktaymış…” şeklinde, aynı tanık ...’nın rücuan tazminat dava dosyasında verdiği ifadesinde genel olarak polis ifadesiyle aynı ifadeyi verdiği, polis ifadesindekilere ek olarak araç gerecin kim tarafından temin edildiğini bilmediğini ancak genelde inşaat sahibi tarafından temin edildiğini beyan ettiği, kaza günü aynı işte çalışan... isimli kişi poliste verdiği ifadesinde...’ın çağırması üzerine inşaata gittiğini, ... ve işçiler ile çalışmaya başladıklarını, kendisi çalışırken...’ın düştüğünü söylediklerini, ...’ı yalnız olarak cep telefonu ile konuşarak binanın çatısına çıkarken gördüğünü beyan ettiği anlaşılmaktadır.
    Hizmet sözleşmesi ile eser sözleşmesi işgörme borcu doğuran sözleşmelerdendir. İşgörme sözleşmelerinin hemen tümünde müşterek olan nokta, taraflardan birinin (işgörenin) diğer tarafa (işsahibine) karşı daima bir iş görme borcu altına girmesi ve onun bu borcunu iş görme olarak nitelendirdiğimiz bir faaliyette bulunmak suretiyle yerine getirmesidir.
    4857 sayılı Kanunun 8/1 maddesinde "İş sözleşmesi, bir tarafın (işçi) bağımlı olarak iş görmeyi, diğer tarafın (işveren) da ücret ödemeyi üstlenmesinden oluşan sözleşmedir." hükmü düzenlenmiştir. Maddede öngörülen tanıma göre iş sözleşmesi işgörme, ücret ve bağımlılık unsurlarından oluşmaktadır. Bağımlılık iş sözleşmesinin belirleyici unsurudur.
    6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 470 maddesinde "Eser sözleşmesi, yüklenicinin bir eser meydana getirmeyi işsahibinin de bunun karşılığında bir bedel ödemeyi üstlendiği sözleşmedir." tanımı yapılmıştır. Tanımdan hareketle; eser sözleşmesinin unsurlarının, bir eserin meydana getirilmesi, eser meydana getirmeye karşılık ücret ödenmesi veya ücret ödemenin vaad edilmesi, tarafların meydana getirilecek eser ve karşılığında ödenecek ücret konusunda anlaşmaları olduğu söylenebilir.
    Eser sözleşmesinde yüklenici kural olarak işi, iş sahibine bağımlı olmaksızın serbestçe yaptığı halde, hizmet sözleşmesinde işçi, sadece belirli veya belirsiz bir süre için "zaman" itibariyle işverene bağımlı olarak ve onun direktifi altında çalışır. İşçi, işverene karşı bağımlı bir halde çalışırken, yüklenici iş sahibine karşı daha bağımsız bir durumdadır. Her ne kadar eser sözleşmesinde, yüklenici iş sahibinin talimatlarına uymak zorunda olsa da, yapılan iş bakımından bağımsız bir niteliktedir. Yüklenici genel olarak eseri kendi araç ve personelleri ile yerine getirir.
    Diğer yandan; eser sözleşmesinde, yaratılacak sonuç (eser) önemli öge olduğu halde; hizmet sözleşmesinde, belirli ya da belirli olmayan bir süreyle işgörme ögesi önemlidir. Yani bir eser ortaya çıkarmayan emek harcamaları da, iş sözleşmesi yönünden işgörme sayılır. Eser sözleşmesi belli bir sonucun meydana getirilmesi şeklinde oluşurken, hizmet sözleşmesinde herhangi bir sonuç taahhüt edilmemektedir. Başka bir ifadeyle, eser sözleşmesinde, bir bina gibi eserin tamamlanması taahhüt edilirken, hizmet akdine bağlı çalışan işçinin bu tarz bir taahhüdü bulunmamaktadır. Hizmet sözleşmesinde, belirli veya belirsiz bir süreliğine hizmet ediminin hasredilmesi söz konusu iken işçi açısından sonucun varlığı önemli değildir.
    Ayrıca, eser sözleşmesinde iş sahibi eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye doğrudan doğruya ya da dolaylı olarak talimat verebilir. İş sahibinin eserin meydana getirilmesi aşamasında yükleniciye bizzat verdiği talimata doğrudan talimat, temsilcisi aracılığıyla verdiği talimata dolaylı talimat denir. İş sahibinin yükleniciye talimat verme yetkisi bizzat eser hakkında olabileceği gibi, eserin meydana getirilme tarzına ilişkin de olabilir.
    Somut olayda kazaya konu inşaat işinin kime ait olduğu ya da kimden alındığı, kazaya konu iş dışındaki kaba inşaatın ya da sair imalatların kim tarafından yapıldığı veya kime verildiği, dolayısıyla söz konusu inşaat ve imalatların yapılmasında davalı şirketin bir dahlinin veya faaliyetlerinin söz konusu olup olmadığı, bu çerçevede davalı şirket ile davacılar murisi arasındaki ilişkinin hukuki niteliğinin hizmet akdine mi yoksa istisna akdine mi dayalı olduğu hususu, Kurum iş kazası inceleme raporunda alınan beyanlar, ceza soruşturması aşamasında alınan beyanlar, rücuan tazminat dava dosyası içeriği, davacılar murisinin vergi mükellefiyeti, meslek kuruluşu kayıtları, davacılar murisinin davalı işyeri ve dava dışı işyerlerinden yapılan bildirimleri ve kazanın oluş şekli de nazara alınarak belirlendikten sonra; aradaki ilişkinin hizmet akdi olduğu sonucuna varıldığı takdirde bölge adliye mahkemesi kaldırma kararı öncesi ve sonrasında alınan kusur raporları arasındaki çelişkiler de giderildikten sonra, aradaki ilişkinin istisna akdi olduğu sonucuna varıldığı takdirde ise bu duruma göre irdeleme yapılıp karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuştur.
    Yapılacak iş, yukarıda açıklanan esaslar doğrultusunda araştırma yaptıktan sonra usuli kazanılmış hakları da gözeterek elde edilecek sonuca göre bir karar vermekten ibarettir.
    O hâlde, davalının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi‘nce verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, ... Bölge Adliye Mahkemesi 5. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, davalı avukatı yararına takdir edilen 3.815,00 TL. duruşma avukatlık parasının davacılara yükletilmesine, temyiz harcının istek halinde ilgilisine iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesi‘ne gönderilmesine, 29/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi