Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2022/236
Karar No: 2022/4457
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/236 Esas 2022/4457 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davanın konusu sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığın tespiti istemidir. Mahkeme, davayı konusuz kalan bir karar vermeye hükmetmiştir. Ancak davalı kurumun ödemeleri icra takibi nedeniyle yaptığı iradi bir ödeme olmamıştır ve taraflar arasındaki uyuşmazlık devam etmektedir. Dolayısıyla, davanın konusu kalmamış değildir ve uyuşmazlığın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmektedir. Kanun maddeleri ise 5510 sayılı Yasa'nın ek 17. maddesinin 4. fıkrası ve 7103 sayılı Yasa'nın 70. maddesidir.
10. Hukuk Dairesi         2022/236 E.  ,  2022/4457 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
    İlk Derece Mahkemesi : ... 33. İş Mahkemesi



    Dava, sosyal güvenlik mevzuatında prim teşviki, destek ve indirim uygulamalarından kaynaklanan uyuşmazlığın tespiti istemine ilişkindir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak ilâmında belirtildiği şekilde konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
    Hükmün, davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mahkemece uyulmasına karar verilen bozma ilamında; “5510 sayılı Yasa'nın 81’inci maddesi hükümlerinden faydalandırılma ve fazla ödenen tutarın iadesi istemi ile 24.12.2015 tarihinde açılmış eldeki davada, mahkemece verilen 06.12.2016 tarihli ilk karar ile davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair karar verilmiş, bu kararın temyizi aşamasında ise 01.04.2018 tarihi itibari ile 7103 sayılı Yasa'nın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasa'ya eklenen ek 17. maddesi yürürlüğe girmiş ve dairemizce anılan ek 17. madde hükümlerinin dikkate alınması gereğine işaret edilerek kararın sair yönleri incelenmeksizin bozulmasına dair karar verilmiş olduğu anlaşılmaktadır.
    Ne var ki, mahkemece dikkate alınan bozma ilamı ve 5510 sayılı Yasa'nın ek 17. maddesinin 4. fıkrası hükmündeki “Görülmekte olan davalarda, ayrıca bir başvuru şartı aranmaksızın, dava öncesi yapılan idari başvuru tarihinden itibaren işleyecek kanuni faiziyle birlikte hesaplanacak tutar üçüncü fıkra hükümlerine göre mahsup veya iade edilir. Mahkemelerce, bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce açılmış davalarda davanın konusuz kalması sebebiyle karar verilmesine yer olmadığına karar verilir. Yargılama giderleri idare üzerinde bırakılır ve vekâlet ücretinin dörtte birine hükmedilir. Ayrıca, ilk derece mahkemelerince verilen kararlar hakkında ...'nca kanun yollarına başvurulmaz ve bu maddenin yürürlüğe girdiği tarihten önce yapılan kanun yolu başvurularından vazgeçilmiş sayılır.” İbaresinin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne başvuruda bulunulmuş ve Anayasa Mahkemesince 19.02.2020 gün ve 2018/139 E. 2020/12 K. sayılı karar ile bu hükmün iptaline karar verilmiş ve karar 05.05.2020 tarih ve 31118 sayılı Resmi Gazetede yayımlanmıştır.
    Anayasa'nın 153. maddesi uyarınca, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları gerekçesi yazılmadan açıklanamamakta ve ancak Resmi Gazete'de yayımlandıktan sonra yürürlüğe girmektedir. Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararlarının yasama, yürütme ve yargı organları, idari makamlar, gerçek ve tüzel kişileri bağlayacağı açıktır. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 33. maddesi hükümlerine göre, Türk hukukunu resen uygulamakla yükümlü olan mahkemelerin ve giderek Yargıtay’ın iptal kararı ile yok hükmünde olan ve böylece yürürlükten kalkan bir yasa maddesine dayanarak inceleme yapma ve karar verme yetkilerinin bulunmadığının kabulü doğal olup, bu yönde bir uygulama yapılmasına imkânı yoktur. Belirtilmelidir ki, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararları, bozma kararları ile oluşan usulü kazanılmış hakların istisnasını teşkil ederler. Buna göre; usuli kazanılmış hak gereğince uygulanması gereken bir kanun maddesi Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiği taktirde artık usuli kazanılmış hakka göre değil, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararıyla ortaya çıkan yeni hukuki duruma göre karar verilir. Şu halde, Anayasa Mahkemesi'nin iptal kararı karşısında, yeni oluşan durumun kesin hüküm halini almamış derdest tüm davalar yönünden uygulanmasının zorunluluğu ortadadır.
    Eldeki davada ise, mahkemece yazılı şekilde karar verilmiş ise de, 5510 sayılı Yasa'nın ek 17. maddesinin 4. fıkrasının iptali ile oluşan bu yeni durumun dikkate alınması ve davaya konu uyuşmazlığa ilişkin yasal dayanaklar ve teşvik hükümlerinden faydalandırılması veya fazla ödenen tutarların iadesi/mahsubu istemleri bakımından yasal tüm şartların varlığı incelenmeli ve sonucuna göre işin esası hakkında bir karar verilmesi gerektiği” belirtilmiş olup, mahkemece bozma sonrası yapılan yargılama sonucunda, davacı şirket vekili tarafından 7103 sayılı Yasa kapsamında yararlandırılmaları istemiyle 28.05.2018 tarihinde Kurumdan KEP aracılığıyla talepte bulunulduğu, Bağcılar Sosyal Güvenlik Merkezinin 24.09.2021 tarihli yazı cevabına göre, şirketin teşvik hakkından yararlandırıldığının bildirildiği, ilk derece mahkemesi tarafından verilen kararın henüz kesinleşmeden ... 5. İcra Müdürlüğünün 2017/2682 Es. sayılı dosyasında başlatılan ilamlı icra takibi ile Kurum tarafından asıl alacak ve faiziyle birlikte davacı şirkete ödendiği, keza davacı vekilinin alacağı tahsil ettikleri hususunu teyit ettiği gerekçeleriyle, yargılama sırasında yürürlüğe giren 7103 sayılı Yasanın 70. maddesi ile 5510 sayılı Yasaya eklenen ek 17. maddesi hükmü uyarınca konusuz kalan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, hüküm eksik inceleme ve araştırmaya dayalıdır.
    Davanın konusunun kalmadığından bahsedebilmek için, dava açıldıktan sonra meydana gelen bir olay nedeniyle dava konusunun ortadan kalkması; eş söyleyişle tüm tarafların, davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmaması gerekir.
    Eldeki davada ise, davalı Kurumca, davacı şirkete yapıldığı belirtilen ödemenin, mahkemece verilen ilk kararın icra takibine konu edilmesi üzerine yapıldığı, şu halde kesinleşmemiş ilamın infazının söz konusu olduğu, icra tehdidi altında davalı Kurum tarafından yapılan ödemenin iradi bir ödeme olmadığının anlaşılması karşısında, taraflar arasındaki uyuşmazlığın devam ettiği, netice itibariyle davanın konusuz kalmadığı hususu dikkate alınarak ve uyuşmazlığın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davalı SGK vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesince verilen hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi kararının HMK’nın 373/2. maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29/03/2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi