Esas No: 2022/1759
Karar No: 2022/4500
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/1759 Esas 2022/4500 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davacı, davalılara ait işyerinde iş kazası geçirdiğini iddia ederek tespit istemiştir. Mahkeme bozmaya uyarak davayı kabul etmiştir. Ancak, işverenlik sıfatlarının yeterince araştırılmadığı gerekçesiyle hüküm bozulmuştur. İşverenlik sıfatı tam olarak belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulması gerekmektedir. Davalıların temyiz itirazları kabul edilmiştir.
KANUN MADDELERİ: Medeni Usul Kanunu 113/1, 460/2.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
No : 2016/601-2021/130
Dava, davacının 16.04.2010 tarihinde davalılara ait işyerinde iş kazası geçirdiğinin tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilâmında belirtildiği şekilde bozmaya uyularak davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hükmün, davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
1- Dosyadaki yazılara, toplanan delillere ve hükmün dayandığı gerektirici sebeplere göre, aşağıdaki bentler dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2- Mahkemece, bozmaya uyularak karar verilmesine rağmen, bozma gereği tam olarak yerine getirilmemiş; önceki bozma ilamımızda “Dava konusu sübjektif hak (dava hakkı) ile taraflar arasındaki ilişkinin varlığı medeni usul hukukumuzda "sıfat" olarak tanımlanmaktadır ve bir davada taraf olarak gösterilen kişilerin o dava ile ilgili kimseler olması zorunludur. Taraf ehliyeti, dava ehliyeti ve davayı takip yetkisi, davanın taraflarının kişilikleriyle ilgili olmasına karşın, taraf sıfatı dava konusu sübjektif hakka ilişkindir. Sübjektif bir hakkı dava etme yetkisi (dava hakkı) kural olarak o hakkın sahibine ait olduğundan, anılan hakka ilişkin bir davada davacı olma sıfatı da hakkın sahibine aittir ve buna aktif husumet denilmektedir. Bir sübjektif hak kendisinden istenebilecek olan kişi ise, o hakka uymakla yükümlü olan kimsedir ve bu da pasif husumet (davalı sıfatı) olarak adlandırılmaktadır. Sübjektif hakkın sahibi olan kimse ile o hakka uymakla yükümlü bulunan kişinin kimler olduğunun saptanması, bir başka anlatımla davada davacı ve davalı sıfatlarının kimlere ait olduğu hususu, dava konusu (sübjektif) hakkın özüne ilişkin maddi hukuk sorunudur. Dava açan veya aleyhine dava açılan kişiler o davada davacı veya davalı olarak taraf sıfatına sahip değillerse, mahkemece dava konusu hakkın esası (var olup olmadığı) hakkında inceleme yapılmadan dava sıfat yokluğundan reddedilir ve bu karar davanın dinlenemeyeceğine ilişkin değil esasına yönelik bir karar niteliğindedir. Davacı veya davalıdan birisinin taraf sıfatına sahip olmaması durumunda verilecek olan red kararı, o davadaki taraflar arasında maddi anlamda kesin hüküm oluştursa da, dava konusu hak ve taraf sıfatına sahip olan kişiler bakımından kesin hükümden söz edilemeyecektir. Dava konusu hakkın özüne ilişkin bir maddi hukuk sorunu olan taraf sıfatı (husumet) ve sıfat yokluğu, davada taraf olarak görünen kişiler arasında dava konusu hakkın doğumuna engel olan bir itiraz niteliğindedir ve yargılamanın her aşamasında, isteme gerek kalmaksızın mahkemece kendiliğinden gözetilmesi zorunludur.
Yapılan açıklamalar çerçevesinde inceleme konusu dava değerlendirildiğinde; öncelikle, işverenliğin kime ait olduğunun açıkça belirlenmesi gerekir. Bu yönde kazanın gerçekleştiği iddia olunan işyeri dosyası getirtilmeli, bir devir olgusu bulunup bulunmadığı ortaya konulmalıdır.
Davacı vekili, davacının inşaat söküm işi yapan davalılara ait işyerinde, omurgasında hasar meydana getirecek şekilde demir merdivenden düşerek kazalandığını iddia ederek, bu olayın iş kazası olduğunun tespitini talep etmiş; Mahkemece, davacının davalılarla yapmış olduğu telefon görüşmelerinin davacının olay günü davalılara ait iş yerinde çalıştığını ve bu iş yerinde kaza geçirdiğinin isbatı aracı olamayacağı, dinlenen tanık beyanlarının ise görgüye değil duyuma dayalı bulunduğu gerekçesiyle yazılı şekilde karar verilmiş ise de yeterince inceleme ve araştırma yapılmadığı, dosya içerisine getirtilen kanıtların hüküm kurmaya elverişli olmadığı belirgindir...” şeklindeki bozma ilamımızda da belirtildiği üzere davalıların işverenlik sıfatları yönünden inceleme ve araştırma yeterince yapılmamıştır.
Mahkemece, yapılacak iş; davalılar ... ve ...’in işverenlik sıfatı araştırılmalı, 1029530 işyeri sicil numaralı işyerinin 16/04/2010 tarihinde kapsama alındığı, 31/01/2011 tarihinde de kapsamdan çıktığı, mahiyetinin enkaz söküm işi olduğu, davalılardan ... adına tescilli olduğu getirtilen kayıtlardan anlaşılmakta olup, işverenlik sıfatının tam olarak belirlenerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır.
O hâlde, davalılar vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz edilen kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde ilgililere iadesine, 29/03/2022 gününde oybirliği ile karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.