Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12157 Esas 2018/1154 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/12157
Karar No: 2018/1154
Karar Tarihi: 19.02.2018

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2016/12157 Esas 2018/1154 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2016/12157 E.  ,  2018/1154 K.

    "İçtihat Metni"

    ....
    VEKİLİ : AV. ...

    Taraflar arasında görülen davada ..... 3.Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 21/09/2015 tarih ve 2015/428-2015/498 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili; müvekkili tarafından büyükşehir belediye mücavir alanları içinde toplu taşıma otomasyonu ve araç takip sistemi kurulması ve işletilmesi için ihale yapıldığını, ihalenin davalı üzerinde kaldığını ve 08.10.2009 tarihinde ihalenin onaylandığını, ardından davalı ile 30.10.2009 tarihli “toplu taşıma elektronik ücret toplama ve araç takip sistemi sözleşmesi”nin imzalandığını, dava dışı bir kişi tarafından anılan ihalenin feshi talepli olarak .... 1. İdare Mahkemesi"nin 2010/184 esas sayılı dosyasından dava açıldığını ve mahkemece anılan ihalenin iptaline karar verildiğini, bunun üzerine müvekkili tarafından sözleşmenin feshedildiğini, ancak sözleşmenin feshine rağmen yüklenici tarafından yasa ve sözleşme hükümlerine aykırı olarak işin tasfiyesinin yapılmadığını, taraflar arasında herhangi bir sözleşme olmamasına rağmen davalı tarafından sözleşmeye konu işlerin görülmeye devam edildiğini, mevcut durumun yasal mevzuata aykırı olduğunu, her ne kadar daha sonra ihalenin feshi davasının reddine karar verilmiş ve karar kesinleşmiş ise de bunun feshedilmiş sözleşmeyi ihya edemeyeceğini, davalının hesaplarının ve hesaplarındaki bakiyelerin ne kadar olduğunun bilinmediğini, işin tasfiyesi esnasında öncelikle ve acilen bu hesapların tasfiyesinin gerektiğini ileri sürerek davalının haksız olarak yürüttüğü iş hakkındaki müdahalesinin ref"ine, hesapların güvenceye alınmasına, hesapların denetim, idare ve tasfiyesi için kayyum atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili; taraflar arasındaki sözleşme gereğince uyuşmazlığın öncelikle Milletlerarası Tahkim Kanununa göre çözülmesi gerektiğini savunarak tahkim ilk itirazında bulunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; taraflar arasında yapılan 30.10.2009 tarihli sözleşmenin 31. maddesinde taraflar arasındaki uyuşmazlıkların tahkim kurulu yoluyla çözülmesi hususunun hükme bağlandığı, hangi biçimde düzenlenmiş olursa olsun tahkim şartının asıl sözleşmeden bağımsız olduğu, asıl sözleşmenin feshedilmesi, süresinin sona ermesi veya askıya alınması ile ortadan kalkmayacağı, asıl sözleşme ile oluşan tüm uyuşmazlıkların tahkim şartı kapsamında hakem heyeti ile çözülmesi gerektiği gerekçesiyle davalının tahkim itirazının kabulü ile davanın dava şartı yokluğundan reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.




    .../...


    Dosyadaki yazılara kararın dayandığı deliller ile gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 6,70 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 19/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.



















    ....



    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.