1. Ceza Dairesi 2016/4921 E. , 2018/1191 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Kasten öldürme
HÜKÜM : 1- Sanıklar ... ve ...hakkında;
Maktul ..."i öldürme suçlarından; CMK.nun 223/2-e maddesi gereğince ayrı ayrı beraat.
2- Sanık ... hakkında;
..."i kasten öldürmek suçundan; TCK.nun 81/1, 29/1, 62/1, 53, 63. maddeleri uyarınca 15 yıl hapis cezası.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, sanık ..."in maktul ..."e yönelik kasten öldürme suçunun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonuçlarına uygun şekilde suç niteliği tayin, tahrike ve takdire ilişkin cezayı azaltıcı sebeplerin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş, sanıklar ... ve... hakkında maktul ..."e yönelik kasten öldürme iddiası hakkında elde edilen delillerin hükümlülüklerine yeter nitelik ve derecede bulunmadığı gerekçeleri gösterilerek mahkemece kabul ve takdir kılınarak beraatlerine hükmedilmiş, incelenen dosyaya göre verilen mahkumiyet hükmünde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, hakkında mahkumiyet kararı verilen sanık ... müdafiinin temyiz dilekçesinde ve duruşmalı incelemede sanığın eyleminin kendini savunma amacından doğduğuna, eylemini yaralama kastıyla gerçekleştirdiğine, hakkında 5237 sayılı TCK"nun 87/4 maddesinin uygulanması gerektiğine, mahkemece yapılan kabulün isabetli olmadığına, 5237 sayılı TCK"nun 25 ve 27. maddelerinin şartları oluştuğu halde tartışılmadığına, tahrikin oranına, yine aynı müdafiinin hakkında beraat kararı verilen sanıklar ... ve ... lehine, hazine aleyhine ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğine, katılanlar vekilinin sanık ..."e az ceza verildiğine,tahrik hükümlerinin uygulanmaması gerektiğine, diğer sanıklar ... ve ..."un sanık ... ile irade ve eylem işbirliği içinde hareket ettiğine, mahkum olmaları gerektiğine yönelen ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih, 2014/140 esas ve 2015/85 sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin iptal edilen bölümleri nazara alındığında mahkemenin bu maddeyle yaptığı uygulamanın hukuka aykırı olduğu anlaşıldığından ve bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 1412 sayılı CMUK"nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, sanık ... hakkında maktul ..."i kasten öldürme suçu nedeniyle kurulan mahkumiyet hükmü fıkrasında yer alan 5237 sayılı TCK"nun 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin bölümün "Anayasa Mahkemesinin iptal kararındaki hususlar gözetilerek 5237 sayılı TCK"nun 53/1-2-3. maddelerinin tatbikine" şeklinde değiştirilmesine karar verilmek suretiyle DÜZELTİLEN mahkumiyet hükmü üye ..."ın sanık lehine haksız tahrik hükümleri uygulanırken yasal ve yeterli gerekçe gösterilmediği yönündeki karşı oyu ve oy çokluğuyla, sanıklar Orhan ve Yusuf hakkında verilen beraat hükümlerinin tebliğnamedeki düşünce gibi ONANMASINA, 14.03.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.
KARŞI OY:
Yerel Mahkeme, sanık ... hakkında TCK’nun 81, 29, 62. maddelerini uygulamak suretiyle sanığa 15 yıl hapis cezası vermiş, Dairemizin sayın çoğunluğu tarafından bu karar onanmıştır.
Dairemizin sayın çoğunluğu ile aramızdaki uyuşmazlık tahrik uygulaması konusunda gösterilen gerekçenin yeterli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Yerel Mahkemenin tahrik uygulaması ile ilgili gerekçesi; “dinlenen sanık, katılan, müşteki ve tanık beyanları itibariyle maktul ... ve sanık ...’in yakınları arasında olan kavgayı haber almaları üzerine sonradan olay yerine geldikleri ve çıkan tartışmanın kavgaya dönüşmesi sonucu sanık ...’in sopa ile maktule vurarak ölümüne sebep olduğu anlaşılmış olup ilk haksız hareketin kim tarafından gerçekleştirildiği şüphe bırakmayacak şekilde tespit edilemediğinden sanık ... hakkında TCK 29 anlamında lehine olarak haksız tahrik hükümleri uygulanmıştır.” şeklindedir.
Yerel Mahkeme gerekçenin bir yerinde maktulün elinde bıçak olmadığını kabul etmiş ancak tahrik gerekçesi olarak gösterdiği gerekçeye baktığımızda sanığa yönelen tahrik sayılan eylemin ne olduğunu tarif etmemiştir. Mahkeme kararlarının gerekçeli olacağı Anayasa ve Yasa hükmüdür. Mahkemeler uyguladıkları kanun maddeleri ile ilgili gerekçe göstermek zorundadırlar. TCK’nun 29. maddesi sanık lehine uygulandığına göre, sanığa yönelen haksız fiilin ne olduğu denetime imkan verecek şekilde karara yazılmalıdır. Karara yazılan tahrik oluşturan eyleme göre Yargıtay bir denetim yapacak ve tahrikin derecesini denetleyecektir. Yetersiz gerekçeye dayalı olarak sanık lehine tahrik hükümlerini uygulayan yerel Mahkemenin kararının onanmasına dair, Dairemizin sayın çoğunluğunun görüşüne, yeterli gerekçe gösterilmediği için hükmün bozulmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle katılmıyorum.
14/03/2018 gününde verilen işbu karar Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ..."ın huzurunda ve duruşmada savunmasını yapmış bulunan sanık ... müdafii Avukat ..."nun yokluğunda 15/03/2018 gününde usulen ve açık olarak anlatıldı.