Abaküs Yazılım
10. Daire
Esas No: 2017/3411
Karar No: 2022/1505
Karar Tarihi: 22.03.2022

Danıştay 10. Daire 2017/3411 Esas 2022/1505 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 10. Daire Başkanlığı         2017/3411 E.  ,  2022/1505 K.

    "İçtihat Metni"

    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    ONUNCU DAİRE
    Esas No : 2017/3411
    Karar No : 2022/1505

    TEMYİZ EDEN (DAVACILAR) : … ve …'a velayeten, kendisine asaleten …
    VEKİLLERİ : Av. …

    TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Bakanlığı / ANKARA
    VEKİLİ : 1. Huk. Müş. Yrd. …

    İSTEMİN_KONUSU : ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

    YARGILAMA SÜRECİ :
    Dava konusu istem: Davacılar tarafından; yakınları …'ın … Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken, 11/07/2007 tarihinde meydana gelen trafik kazasında yaşamını yitirmesi nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararlara karşılık olarak; … için 200.000,00 TL, … için 20.000,00 TL ve … için 30.000,00 TL olmak üzere toplam 250.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatı ile her bir davacı için ayrı ayrı 30.000,00 TL olmak üzere toplam 90.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istenilmiştir.
    İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince, Danıştay Onuncu Dairesi'nin 25/11/2014 tarih ve E:2010/708, K:2014/7050 sayılı bozma kararına uyularak yapılan yargılama neticesinde, davacıların tazminat isteminin kısmen kabulüne, 7.125,34 TL maddi ve 60.000,00 TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olan 14/12/2007 tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin 242.874,66 TL maddi tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

    TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
    I- Davacılar tarafından; bozma kararında sosyal yardımların yarar hesabına dahil edilmeyeceği belirtilmesine rağmen, çalışırken maaştan kesinti, prim/aidat vs. ödemek kaydıyla yapılmış olan ve ifa amacı taşımayan Emniyet Genel Müdürlüğü Sosyal Hizmetler Daire Başkanlığı tarafından yapılan 10.000,00 TL ölüm yardımı ödemesinin tamamının davacı eş zararından indirilmesinin bozma kararına aykırı olduğu, bu tutarın ifa amacı taşımaması nedeniyle zarardan indirilemeyeceği, indirilebilse bile sadece eş zararından düşürülmesinin de hatalı olduğu, kararın dayanağı olan bilirkişi raporunda zarar tespit ve hesabının idare hukukuna hakim ilkeler gözetilmeden yapılmış olması nedeniyle İdare Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmesi gerektiği, eksik yatırılan harcın kendilerine tamamlattırılmasına karar verilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyize konu İdare Mahkemesi kararının aleyhlerinde olan kısımlarının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.
    II- Davalı İdare tarafından; davacıların maddi zararlarının tamamının yapılan ödemeler ve yardımlarla karşılandığı, vazife malullüğü aylığının tamamının yarar olarak kabul edilmesi gerektiği, manevi tazminatın koşullarının oluşmadığı, idareleri lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği ileri sürülerek temyize konu İdare Mahkemesi kararının aleyhlerinde olan kısımlarının bozulmasına karar verilmesi istenilmektedir.

    TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Davalı idare tarafından, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

    DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
    DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile temyize konu İdare Mahkemesi kararının kısmen onanması, kısmen bozulması gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    İNCELEME VE GEREKÇE :

    MADDİ OLAY :
    Davacıların eşi ve babası …, … Emniyet Müdürlüğü emrinde polis memuru olarak görev yapmakta iken 11/07/2007 tarihinde bir siyasi parti genel başkanının özel koruması olarak görev yaptığı sırada, başka bir polis memurunun kullandığı, … İl Emniyet Müdürlüğü’ne ait … plakalı aracın şarampole yuvarlanması sonucunda vefat etmiştir.
    Davacıların, bu olay nedeniyle uğradıklarını ileri sürdükleri zararların tazmini amacıyla 14/12/2007 tarihinde davalı idareye yaptıkları başvuru, 23/01/2008 tarihinde tebliğ edilen işlemle reddedilmiştir.
    Bunun üzerine davacılar tarafından, 20/03/2008 tarihinde bakılan dava açılmıştır.
    Dava açıldıktan sonra, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun … tarih ve … sayılı kararıyla, davacılara 2330 sayılı Kanun uyarınca 53.124,00 TL nakdi tazminat ödenmesine karar verilmiştir.

    İLGİLİ MEVZUAT:
    Anayasanın 125. maddesinde; idarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolunun açık olduğu belirtildikten sonra, son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
    İdare, kural olarak yürüttüğü kamu hizmetiyle nedensellik bağı kurulabilen zararları tazminle yükümlü olup; idari eylem ve/veya işlemlerden doğan zararlar, idare hukuku kuralları çerçevesinde, hizmet kusuru veya kusursuz sorumluluk ilkeleri gereği tazmin edilmektedir.
    Kusursuz sorumluluk, kamu hizmetinin görülmesi sırasında kişilerin uğradıkları özel ve olağan dışı zararların idarece tazmini esasına dayanmakta olup; kusur sorumluluğuna oranla ikincil derecede bir sorumluluk türüdür. Başka bir anlatımla idare, yürüttüğü hizmetin doğrudan sonucu olan, idari faaliyet ile nedensellik bağı kurulabilen, özel ve olağan dışı zararları kusursuz sorumluluk ilkesi gereği tazminle yükümlüdür. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin görevini yaparken, görevi nedeniyle uğramış olduğu zararların da kusursuz sorumluluk ilkesi uyarınca tazmini gerekmektedir.

    HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
    A- Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının; Manevi Tazminat İstemlerinin Kabulüne İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
    Temyizen incelenen kararın, davacıların manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmı usul ve hukuka uygun olup, davalı idarece ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bu kısmının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemektedir.

    B- Temyize Konu İdare Mahkemesi Kararının; Maddi Tazminat İstemlerinin Kısmen Kabulüne, Kısmen Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi:
    Temyize konu İdare Mahkemesi kararında, Danıştay Onuncu Dairesinin 25/11/2014 tarih ve E:2010/708, K:2014/7050 sayılı bozma kararına uyularak yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 05/06/2017 tarihli bilirkişi raporunda yer alan, davacı eşin 7.125,34 TL destekten yoksun kalma zararının bulunduğuna, davacı çocukların maddi zararlarının karşılandığına ilişkin değerlendirme ve hesaplamalar esas alınarak davacıların maddi tazminat istemlerinin 7.125,34 TL'lik kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin istemlerinin ise reddine karar verilmiştir.
    İdare Mahkemesince, her ne kadar Dairemizin 25/11/2014 tarih ve E:2010/708, K:2014/7050 sayılı bozma kararına uyulmuş ve davacıların uğradıklarını ileri sürdükleri maddi zararın tespiti amacıyla dosya üzerinden bilirkişi incelemesi yaptırılmışsa da, bu inceleme sonucunda hazırlanan ve hükme esas alınan 05/06/2017 tarihli bilirkişi raporunun, PMF yaşam tablosunun esas alınmış olması ve kullanılan hesaplama yönteminin gerek anılan bozma kararımızda belirtilen yönteme gerekse de Dairemizin son dönem yerleşik kararlarında öngörülen hesaplama yöntemine uygun olmaması nedeniyle, hükme esas alınması mümkün değildir.
    Olayda, polis memuru iken, görevli olduğu sırada, kendi kusuru bulunmaksızın gerçekleşen kaza sonucu yaşamını yitiren …'ın eşi ve çocuğu olan davacılara, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanunu'nun vazife malüllüğü hükümlerine göre vazife malüllüğü aylığı bağlandığı ihtilafsız olmakla birlikte, bağlanan aylık ve yapılan ödemelerin uğranılan maddi zararı tam olarak karşılamadığını ileri süren davacıların uğradıkları destekten yoksun kalma zararlarının belirlenebilmesi için bilirkişi tarafından aşağıda belirtilen şekilde hesaplama yapılması gerekmektedir.
    Aktif dönemde işlemiş dönem zararı, desteğin ölüm tarihinden bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle aldığı görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenen vazife malullüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin hesaplanmayacağı da dikkate alınmalıdır.
    Aktif dönemde işleyecek dönem zararı, bilirkişi raporunun düzenlendiği tarihten desteğin yasal emeklilik yaşını dolduracağı tarihe kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde de, desteğin emsali polis memurunun aylar itibariyle alabileceği görev aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malulüğü aylıkları dikkate alınarak, desteğin görev aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destekten yoksun kalma zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontoya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
    Pasif dönemdeki zararı, desteğin yasal emeklilik yaşını tamamladığı tarih ile TRH 2010 tablosuna göre belirlenecek muhtemel ömrünün sonuna kadar olan dönemi ifade eder. Bu dönemde, yasal emeklilik yaşını tamamladığı ve yasal emekli olma koşullarına sahip olduğu farz edilen desteğin alacağı emekli aylıkları ile SGK tarafından davacılara bağlanan ve aylar itibariyle ödenecek vazife malullüğü aylıkları dikkate alanarak, desteğin emekli aylığı üzerinden her bir davacıya ayıracağı destek tutarı ile SGK tarafından her bir davacıya bağlanan vazife malulüğü aylık tutarı arasındaki fark, davacıların destek zararını oluşturmaktadır. Bu dönemdeki zarar kalemlerinin -fiilen gerçekleşmemiş olması nedeniyle- peşin sermaye değerlerinin (her yıl %10 artırılmak ve %10 iskontaya tabi tutulmak suretiyle 1/kn formülü uygulanarak) dikkate alınması gerekmektedir.
    Aktif dönem gelir hesabında, 5434 sayılı Kanun'un 40. maddesi uyarınca, davacıların yakını polis memurunun öğrenim durumu itibarıyla görevde yükselme olanağı yok ise 55 yaşın; var ise yükselebileceği rütbeye ilişkin anılan Kanun maddesinde düzenlenen emeklilik yaşının dikkate alınması gerekmektedir.
    Öte yandan, davacılara ilgili kanunlar uyarınca başkaca herhangi bir ödeme yapıldığının tespit edilmesi halinde, bu ödemenin de Borçlar Kanunu'nun 55. maddesi kapsamında değerlendirilerek tazminat hesabının yapılması, yarar olarak değerlendirilmesi halinde rapor tarihindeki güncel değerinin hesaplanarak zarar tutarından indirilmesi gerektiği, kamu kaynağı kullanılmak suretiyle ve ifa amacı taşıyarak yapılan ödemelerin yarar olarak değerlendirilmesi, kamu kaynağı kullanılmadan sosyal yardım niteliğinde yapılan ödemelerin ise yarar olarak değerlendirilmemesi gerektiği açıktır.
    Bu itibarla; 2330 sayılı Nakdi Tazminat ve Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında, Emniyet Genel Müdürlüğü Nakdi Tazminat Komisyonu'nun … tarih ve … numaralı kararı uyarınca davacılara ödenen nakdi tazminat ile mevcutsa 5434 sayılı Kanun'un Ek 79. maddesi kapsamında ödenen tütün ikramiyesinin ve kamu kaynağı kullanılmak suretiyle ifa amacı taşıyarak yapılan ödemelerin; ayrıca davacıların yakınının ölümü ile sonuçlanan kazaya karışan aracın sigortacısı şirket tarafından davacılara yapılan ödemelerin olay nedeniyle sağlanan yarar niteliğinde olduğu kabul edilerek, hesaplanan maddi zarar tutarından, rapor tarihindeki güncel değerleri hesaplanmak suretiyle düşülmesi gerekmektedir.
    Yukarıda belirtilen hususlara göre bilirkişice yeniden yapılacak hesaplamada, davacı eşin medeni durumunda herhangi bir değişiklik olup olmadığına göre evlenme şansı oranı ve destek süresi yeniden belirlenmelidir.
    Bu durumda, temyize konu İdare Mahkemesi kararının maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmamakta olup, İdare Mahkemesince, yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda, yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenecek rapora göre maddi tazminat istemleri hakkında yeni bir karar verilmesi gerekmektedir.
    Diğer taraftan; dava, İçişleri Bakanlığı'nı temsilen hukuk müşaviri tarafından takip edildiğinden, işbu bozma kararı üzerine yeniden yapılacak yargılama sonucu davacıların maddi tazminat isteminin kısmen veya tamamen reddedilmesi halinde, Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu tarafından da benimsendiği üzere, 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğe girmesinden önce açılmış olsa dahi, anılan Kanun Hükmünde Kararname'nin yürürlüğünden sonra karar verilecek olması nedeniyle, ilgili mevzuata göre hükmedilmesi gereken tutar üzerinden idare lehine vekâlet ücreti takdir edilmesinin zorunlu olduğu, "ilgili mevzuat" ifadesinden de Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin anlaşılması gerektiği, maddi tazminat isteminin kısmen reddi halinde davacı lehine verilecek vekalet ücretini aşmayacak şekilde nispi, tamamen reddi halinde ise maktu olarak belirlenen vekalet ücretine hükmedileceği açık olmakla birlikte, işbu bozma kararı uyarınca İdare Mahkemesi tarafından yeniden yapılacak yargılama sonucu vekalet ücretine yönelik olarak tekrar karar verileceğinden, davalı idarenin vekalet ücretine yönelik temyiz istemi hakkında ve aynı nedenle davacıların nispi karar harcına yönelik temyiz istemi hakkında bu aşamada karar verilmesine gerek görülmemiştir.


    KARAR SONUCU :
    Açıklanan nedenlerle;
    1. Tarafların temyiz istemlerinin KISMEN KABULÜNE, KISMEN REDDİNE,
    2. Davanın kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin temyize konu ... İdare Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının, manevi tazminat istemlerinin kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, maddi tazminat istemlerinin kısmen kabulüne, kısmen reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA,
    3. Bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine,
    4. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesi, 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 15 (on beş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi