Esas No: 2022/273
Karar No: 2022/4552
Karar Tarihi: 29.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2022/273 Esas 2022/4552 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2022/273 E. , 2022/4552 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : ... 4. İş Mahkemesi
Dava, 5434 sayılı Yasa kapsamında hak kazandığı fiili hizmet süresi zammının tamamının tahsis şartlarında dikkate alınması ile tahsis yapılırken sigortalılık başlangıç tarihinden geriye çekilmesi ve bulunacak sigortalılık süresine göre tabi olunması gereken yaş haddinden de düşülmesi gerektiğinin tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne, dair verilen karara karşı davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince davalı Kurumun istinaf başvurusunun kabulüne, kararın kaldırılması ile davanın kısmen kabulüne, davacının 4 yıl 3 aylık fiili hizmet zammı süresinin tamamının yaş haddinden indirilmesi gerektiğinin tespitine, fiili hizmet zammı süresinin tamamının hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespiti isteminin reddine, dair karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesince verilen kararın, davacı ve davalı Kurum vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; Müvekkilinin 16/05/1973 tarihinde doğduğunu, 15/10/1991-14/02/2012 tarihleri arasında Türk Hava Kuvvetleri'nde muvazzaf subay olarak görev yaptığını, müvekkilinin Türk Hava Kuvvetleri’nde görev yaptığı işbu 20 yıl 11 aya istinaden yıpranma payı olarak 4 yıl 3 aylık fiili hizmet zammının mevcut olduğunu, müvekkilinin bu görevinden sonra SSK'ya tabi sigortalı olarak ... SSK sicil numarası ile özel bir hava yolu şirketinde pilot olarak çalıştığını, 4-a kapsamındaki ilk işe giriş tarihinin 14/09/2012 tarihi olduğunu, müvekkilinin hizmetlerinin ve günlerinin toplanması talebiyle SGK'ya başvurması üzerine Kamu Görevlileri Daire Başkanlığı'na yazı yazılarak müvekkilinin 4-c'ye tabi hizmetlerinin bildirilmesini istendiğini, ilgili dairenin 20/06/2017 tarihli yazısında müvekkilinin 4-c kapsamında 20 yıl 1 aylık hizmet süresi ve 4 yıl 3 aylık fiili hizmet zammı süresi olmak üzere toplamda 25 yıl 2 aylık hizmet süresi olduğunun bildirildiğini, müvekkilinin 27/04/2018 tarihinde emeklilik ve yaşlılık aylığı tahsis talebiyle davalı kuruma bahisle reddedildiğini, davalı kurumca verilen işbu red karanın ve kararda yer alan hesaplamaların usul ve yasaya tamamen aykırı olduğunu, müvekkili bakımından büyük hak kayıplarına yol açtığını, o tarihte yürürlükte bulunan 506 sayılı Yasa'nın Ek 39. maddesi uyarınca fiili hizmet zammı süresinin yaş haddinden indirilmesi gerektiğini, yine ilgili mevzuat gereğince fiili hizmet zammı süresinin hizmet başlangıç tarihinden de geriye FHZ indirimi yapılarak doğum tarihinin 16/02/1969 tarihi olarak kabul edilmesi, hizmet başlangıcı tarihinin ise 15/10/1991 tarihinden 4 yıl 3 ay geriye çekilerek 15/07/1987 tarihi olarak kabul edilmesi gerektiğini, hizmet başlangıç tarihi 14/07/1987 tarihi olarak esas alındığında müvekkilinin emeklilik şartının 50 yaş, 25 sigortalılık yılı ve 5375 prim gün sayısı olduğunun görüleceğini, davalı kurumun yapmış olduğu eksik, hatalı ve dayanaksız hesaplamalar sonucunda müvekkilinin hak kaybına uğrayarak mağdur edildiğini belirterek, müvekkilinin 3 yıl 3 aylık fiili hizmet süresinin tamamının yaş haddinden indirilmesi ve hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespitine karar verilmesini" talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP:
Davalı vekili, davacının fiili hizmet zammı kapsamında iddia ettiği çalışmasının işvereninin davaya dahil edilmesi gerektiğini, davacının emeklilik hizmetlerinin kapsamı ve nevinin kurum uzmanlarınca titizlikle incelendiğini, kurum işlemlerinde herhangi bir yanlışlık ve hata bulunmadığını, davacının çalışmalarının fiili hizmet zammı kapsamında kabul edilse dahi 16/05/1973 olan doğum tarihinden fiili hizmet zammı süresinin düşülerek doğum tarihin 16/02/1969 olarak kabulüne yasal imkan bulunmadığını ayrıca hizmet başlangıç tarihinin 4 yıl 3 ay geriye götürülerek 15/07/1987 tarihine çekilmesinin mümkün olmadığını, Sosyal Güvenlik Hukuku ile ilgili tespit davalıranda hizmet süresi, ücret ve benzeri bakımından resmi nitelikte olan kurum kayıtlarını esas olduğunu, davacının huzurdaki dava ile ileri sürdüğü iddialarını kurum kayıtlarına eş değerde belgelerle kanıtlaması gerektiğini, davacını işyerinde devamlı olarak hizmet akdiyle çalışmış olduğunun tanık beyanları dışında resmi, yazılı ve sağlıklı delillerde ispatlanması gerektiğini belirterek, davanın reddini" talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesi, 16.05.1973 doğumlu olan davacının yapmış olduğu yaşlılık tahsis talebine ilişkin işlem dosyasına göre, davacının ilk işe giriş tarihi olan 15.10.1991 tarihi olduğu, davacının tahsis talep tarihinde 25 yıl. 49 yaş ve 5300 gün emeklilik şartlarından yaş koşulu hariç diğer koşulların gerçekleşmiş olduğu, 506 sayılı kanunun geçici 81. maddesinin B-C bendlerine istinaden 4 yıl 3 aylık fiili hizmet süresinin ilk işe giriş tarihi olan 15.10.1991 tarihinden düşürülmesi neticesinde, ilk işi giriş tarihinin 15.07.1987 tarihine denk geleceği, bu tarih itibariyle 25 yıl 50 yaş ve 5375 günün emeklilik şartlarını karşılayacağı; davacının doğum tarihine göre 4 yıl 3 ay fiili hizmet süresinin düşürülmesi sonrasında, emeklilik tarihinin tahsis tarihinden öncesine denk geldiği, tahsis talep tarihi itibariyle emekliliğe karar verileceği, davacının bu tarih itibariyle emekliliğe hak kazandığı anlaşılarak ve emekli sandığından sonra 1260 günden fazla gün 4/a sigortalılığının mevcut olduğu, hizmetlerin birleştirilmesi hakkındaki yasa hükümleri çerçevesinde de 1260 gün şartının gerçekleştiği görülerek, davacının davasının kabulüne dair karar verilmiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI
... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi, dosyadaki kayıt ve belgelere göre; 16.05.1973 doğumlu ...'nın 27.04.2018 tarihli tahsis talebinin 52 yaş şartını yerine getirmediği gerekçesiyle reddedildiği,
A- Davacının 15.10.1991 - 14.09.1995 (askeri öğrenci) tarihleri arasında 3 yıl 11 ay ve 15.09.1995-14.09.2012 (muvazzaf) tarihleri arasında 17 yıl olmak üzere 5434 sayılı Kanun kapsamında toplam 20 yıl 11 ay hizmet süresi ile 4 yıl 3 ay fiili hizmet zammının bulunduğu, 23.05.2002 tarihine kadarki orantılı fiili hizmet zammının 20 ay 3 gün olduğu,
B- 04.09.2012 - 30.04.2018 tarihleri arasında 4/1-a bendi kapsamında 2037 gün hizmetinin bulunduğu,
C- Davacının 23.05.2002 tarihine göre; muvazzaf subay ve askeri öğrenci olarak 10 yıl 7 ay 8 gün hizmeti ile 20 ay 3 gün (1 yıl 8 ay 3 gün) orantılı fiili hizmet zammı ile birlikte toplam 12 yıl 3 ay 11 gün hizmetinin bulunduğu, 506 sayılı Kanun'un Geçici 81.maddesinin (ı) bendine göre 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş ve 5525 gün üzerinden aylığa hak kazandığı,
D- 27.04.2018 tahsis talep tarihinde sigortalılık süresi ve prim ödeme gün sayısı koşuluna fazlasıyla sahip olduğu ancak 16.05.1973 doğumlu davacının 52 yaşını 16.05.2025 tarihinde doldurduğu, 4 yıl 3 ay fiili hizmet süresinin tamamı kadar geriye çekilmesi ile bulunan tarihin 16.02.2021 tarihi olduğu, davacının 27.04.2018 tahsis talep tarihinde aylığa hak kazanamadığı anlaşılmıştır.
Yukarıda yer alan maddi ve hukuki açıklamalar ışığında;
Dava, davacının 4 yıl 3 aylık fiili hizmet süresinin tamamının yaş haddinden indirilmesi ve hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespitine istemine ilişkindir.
I) Davacının 15.09.1995-14.09.2012 (muvazzaf) tarihleri arasında 17 yılllık 5434 sayılı Kanun kapsamındaki hizmet süresine göre 1/4 oranında 4 yıl 3 ay fiili hizmet zammı süresinin bulunduğu görülmekle; 506 sayılı Kanun’un Ek 39’uncu maddesine göre fiili hizmet zammı süresinin tamamının yaş haddinden indirilmesi yerindedir.
II) Mahkemece, davacının "4 yıl 3 aylık fiili hizmet süresinin tamamının hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespitine" karar verilmiştir.
506 sayılı Kanun'un Geçici 81.maddesinin (B) bendine göre, yaşlılık aylığı koşulları sigortalının 23.05.2002 tarihindeki sigortalılık süresine göre belirlenir. Sigortalılık süresi ise 506 sayılı Kanun'un 108. maddesine göre, sigortalının ilk defa çalışmaya başladığı tarih ile tahsis talep tarihi arasındaki süredir. 506 sayılı Kanun'un 60/G ve Geçici 54. maddelerine göre 01.04.1981 tarihinden itibaren çalışmaya başlayanlar için sigortalılık süresi 18 yaşın ikmali ile başlar. Sigorta başlangıç tarihi ne kadar geriye giderse, aylık koşulları sigortalı yararına o kadar azalır.
Somut olayda, 16.05.1973 doğumlu davacı ...'nın 18 yaşını ikmal etmesinden sonra 15.10.1991-14.09.1995 (askeri öğrenci) ve 15.09.1995-14.09.2012 (muvazzaf) tarihleri arasında toplam 20 yıl 11 ay hizmet süresi ile 4 yıl 3 ay fiili hizmet zammı bulunmaktadır. Davacının 23.05.2002 tarihine göre; muvazzaf subay ve askeri öğrenci olarak 10 yıl 7 ay 8 gün hizmeti ve bu süreye orantılı olarak 1 yıl 8 ay 3 gün fiili hizmet zammı süresi ile birlikte toplam 12 yıl 3 ay 11 gün hizmeti bulunmaktadır.
Davacı taraf fiili hizmet zammı süresinin tamamının sigorta başlangıç tarihinden geriye çekilmesi ve böylece tamamının 23.05.2002 tarihinden önceki sigortalılık süresinden sayılması gerektiğini savunmakta ise de fiili hizmet zammı süresinin tamamı 23.05.2002 tarihinden önceki hizmete ait olmadığından sigortalılık süresinden sayılacak fiili hizmet zammı süresi 23.05.2002 tarihinden önceki hizmete göre (orantılı olarak) belirlenmeli ve sigortalılık süresine eklenmelidir. Kurum alt mevzuatı ve uygulaması da bu yönde olduğundan davacının 506 sayılı Kanun'un Geçici 81.maddesinin (ı) bendine göre 25 yıl sigortalılık süresi, 52 yaş ve 5525 gün üzerinden aylığa hak kazandığı gerekçesiyle talebi reddedilmiştir.
Sonuçta, fiili hizmet süresi zammının orantılı olarak dikkate alınmasına yönelik Kurum işlemi yerinde olduğundan, mahkemece davacının "4 yıl 3 aylık fiili hizmet süresinin tamamının hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespiti" isteminin reddi yerine kabulü hatalı olmuştur.
Ne var ki bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, HMK'nın 355 maddesi ile sınırlı olmak üzere yapılan incelemede, davalı Kurum vekilinin istinaf isteminin kabulü ile 6100 sayılı HMK'nın 353/1-b.2 maddesi gereğince İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, "davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine, davacının 4 yıl 3 aylık fiili hizmet zammı süresinin tamamının yaş haddinden indirilmesi gerektiğinin tespitine, fiili hizmet zammı süresinin tamamının hizmet başlangıç tarihinden geriye çekilmesi gerektiğinin tespiti isteminin reddine" karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davacı vekili, davasının aslen tamamen kabul edilmesi ile ilk derece mahkemesi kararı gibi karar verilmesi gerektiğini belirtmiş ve kararın lehine bozulmasını talep etmiştir.
Davalı kurum vekili, Kurum işlemlerine herhangi bir hatanın mevcut olmadığını aslen davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulünün usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, kararın bozulmasını istemiştir.
V- İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
Eldeki davada, davacı, 5434 sayılı Yasa kapsamında hak kazandığı fiili hizmet süresi zammının tamamının tahsis şartlarında dikkate alınması ile tahsis yapılırken sigortalılık başlangıç tarihinden geriye çekilmesi ve bulunacak sigortalılık süresine göre tabi olunması gereken yaş haddinden de düşülmesi gerektiğinin tespitini talep etmiştir.
Uyuşmazlık, 5434 sayılı Yasanın 32. vd. maddeleri hükümlerince hak kazanılan fiili hizmet zammının hizmet birleştirilmesi ve tahsis aşamasında nasıl dikkate alınması gerektiği ile bu sürenin 2829 sayılı Yasanın 8. maddesi gereğince uygulanması gereken 506 sayılı Yasa kapsamındaki tahsis işlemlerinde sigortalılık başlangıç tarihinden geriye gidilmek suretiyle sigortalılık süresine eklenip eklenmeyeceği ve bu süre üzerinden belirlenecek yaş haddinden de düşülüp düşülemeyeceği hususundadır.
Uyuşmazlığın çözümü bakımından, öncelikle davacının hak kazandığı fiili hizmet zammı kavramı, niteliği ve 5434 sayılı Yasadaki itibari hizmete ilişkin hükümlerin varlığı ile 506 sayılı Yasa kapsamında yer alan itibari hizmet süresi kavramları ile birlikte yaşlılık aylığı tahsis koşulları üzerinde durulmalıdır.
5434 sayılı yasanın 10. kısmında (31. ila 34. maddeleri arasında) fiili hizmet müddeti, 11. kısmında (35 ila 38. maddelerinde) ise itibari hizmet süresi düzenlenmiştir.
5434 sayılı Yasanın 31. maddesinde “Fiili hizmet müddeti; iştirakçinin 30 uncu madde gereğince bu kanunla tanınan haklardan faydalanmaya başladığı tarihten itibaren tam kesenek vermek suretiyle geçirdiği müddet” olarak tanımlanmış, 32. maddesinde; İştirakçilerin, 5434 sayılı Yasa kapsamında kesenek ödenen her yılı için görevlerine göre eklenecek fiili hizmet zamları belirlenmiş ve 32’nci maddede gösterilen vazifelere yılbaşından sonra girenlerin fiili hizmet müddet zamlarının, girdikleri ay hariç olmak üzere, o yılın geri kalan ayları için ve yılsonundan önce ayrılanların fiili hizmet müddeti zamlarının, ayrıldıkları ay da dâhil olmak üzere, yılın geçmiş ayları için hesaplanacağı belirtilmiş, ayrıca fiili hizmet müddeti zamlarının, emeklilik işlemlerinde fiili hizmet sayılacağı fakat toplamının 8 yılı geçemeyeceği belirtilmiş olsa da, Lokomotif makinist ve ateşçilerin bu süreden istisna olduğu, son olarak 34. maddesinde ise, fiili hizmet sürelerinin her yıl ilgili kurumlarınca, yılsonlarından itibaren 3 ay içinde Sandığa göndermeye ilişkin zorunluluk düzenlenmiştir.
Eklemek gerekirse; 5434 sayılı Yasanın geçici 205. maddesinde de, 32’inci madde gereğince fiilî hizmet sürelerine zam yapılanların bu maddede belirtilen yaş hadlerinden, hizmetlerine eklenen fiilî hizmet süresi zammı kadar indirim yapılır. Hükmü yer almaktadır.
5434 sayılı Yasada düzenlenen “itibari hizmet” süresi ise, 35. maddede “Bu kanun gereğince bağlanacak aylıklar ve yapılacak kesenek iadesi ve toptan ödemelerin hesabında fiili hizmet müddetlerine eklenen süredir” şeklinde tanımlanmış, 36. maddede; iştirakçilerin, görevlerine göre fiili hizmet sürelerinin her yıl için fıkralarında gösterilen itibari hizmet süreleri ekleneceği belirtilmiş ve açıkça (zamlar hariç) tutulmuş olup, toplamlarının 3 aydan az ve toplamı 5 yıldan fazla olamayacağı belirtilmiştir.
506 sayılı Yasanın ek 5. maddesinde de “itibari hizmet süresi” kavramına yer verilmiş olup, bu maddede ise, “506 sayılı Kanuna göre sigortalı sayılanların, kanunda sayılan görevlerde geçen sigortalılık sürelerine, bu sürelerin her tam yılı için, hizalarında gösterilen süreler, sigortalılık süresi olarak eklenir.” hükmü ile öncelikle; 18.02.2000 tarihli 1997/1 Esas ve 2000/1 Karar sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’na göre, salt sigortalılık süresine eklenmesi gereken süre olarak tanımlanmıştır.
506 sayılı Yasanın Ek 39'uncu maddesinde de "Bu Kanunun Ek 5 ve Ek 6’ncı maddeleri gereğince sigortalılık süresine ilave edilen gün sayıları, beş yıldan çok olmamak üzere bu Kanun'un 60. ve Geçici 81'inci maddelerinde belirtilen yaş hadlerinden indirilir." düzenlemesine yer verilmiştir.
Konu, son olarak 5510 sayılı Yasa ile düzenlenmiş ve 01.10.2008 günü itibarıyla aynı tarihte yürürlüğe giren “Fiili hizmet süresi zammı” başlıklı 40. maddesinde, belirtilen iş yerlerinde ve işlerde çalışan sigortalıların prim ödeme gün sayılarına, bu iş yerlerinde ve işlerde geçen çalışma sürelerinin her 360 günü için karşılarında gösterilen gün sayılarının, fiili hizmet süresi zammı olarak ekleneceği, çalışmanın fiili hizmet süresi zammı kapsamında değerlendirilebilmesi için, tablonun (13) ve (14) numaralı sıralarında belirtilen sigortalılar hariç, sigortalının kapsamdaki iş yerleri ile birlikte işlerde fiilen çalışması ve söz konusu işlerin risklerine maruz kalmasının şart olduğu açıklanmıştır.
5510 sayılı Yasanın “Malûllük, yaşlılık ve ölüm sigortasına ilişkin bazı geçiş hükümleri” başlıklı geçici 1. maddesinde yer alan “Bu Kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce, 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu ile 2925 sayılı Tarım İşçileri Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi kapsamında, 1479 sayılı Esnaf ve Sanatkârlar ve diğer bağımsız çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanunu ve bu Kanunla mülga 2926 sayılı tarımda kendi adına ve hesabına çalışanlar Sosyal Sigortalar Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendi kapsamında, 5434 sayılı Türkiye Cumhuriyeti Emekli Sandığı Kanununa tabi olanlar, bu Kanunun 4 üncü maddesinin birinci fıkrasının (c) bendi kapsamında kabul edilir.” hükmü nedeniyle, tahsis koşulları bakımından davanın yasal dayanaklarından olan 506 sayılı Kanunun 60 ve geçici 81’inci maddelerinde yaşlılık aylığından yararlanmak için; kural olarak maddede belirlenen yaşa ulaşmış olmak, belirli bir süre prim ödemek, işten ayrılmak ve talepte bulunmak koşulları öngörülmüştür. Ne var ki, Anayasa Mahkemesi 2019/104 Esas, 2021/13 Karar ve 14.01.2021 tarihli kararı ile “17.07.1964 tarihli ve 506 sayılı Sosyal Sigortalar Yasası’nın mülga 62. maddesinin 1. fıkrasında yer alan “....çalıştığı işten ayrıldıktan sonra...” ibaresinin Anayasa’ya aykırı olduğuna ve iptaline” karar vermiş ve Anayasa Mahkemesinin iptal kararının gerekçesinden de anlaşılacağı üzere işten ayrılma koşulunu özünde Anayasaya aykırı kabul etmiştir.
2829 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanun’un 4’üncü maddesindeki; “kurumlara tabi çeşitli işlerde çalışmış olanların hizmet süreleri, aynı tarihlere rastlamamak kaydıyla bu Kanuna göre aylık bağlanmasına hak kazanıldığında birleştirilir.” hükmü uyarınca çeşitli sosyal güvenlik kurumlarına tabi olarak geçen hizmet süreleri de yaşlılık aylığı bağlanmasına esas olmak üzere birleştirilmekte ve sigortalının yaşlılık aylığı bağlanması için tabi olduğu yaş, prim gün sayısı ve sigortalılık süresi tespit edilmektedir.
Yukarıda sayılan düzenlemeler birlikte irdelendiğinde; mahkemece, 2829 sayılı Yasa kapsamında hizmetleri birleştirilen ve 506 sayılı Yasa kapsamında tahsis koşulları uyuşmazlık konusu olan, davacının 5434 sayılı Yasanın 32. vd. maddeleri hükümlerince hak kazandığı “fiili hizmet zammının” tahsis koşullarından olan yaş haddinden indirilmesine ilişkin kabul, 506 sayılı Yasanın Ek 39'uncu maddesi karşısında yerinde ise de, 5434 sayılı Yasada yer alan “fiili hizmet zammının”, iştirakçilerin görev yaptıkları süreler boyunca ve tam kesenek vermek suretiyle geçirdiği sürelere ilişkin olarak yapılan ek bir zam niteliğinde olduğu ve fiili hizmet süresine eklenmesi gerektiği, buna göre eklenen bu hizmetin, iştirakçilerin fiili hizmet süresini, emeklilik ikramiye miktarını ve emekli aylığı bağlama oranını artırdığı ve yaş haddinden de 8 yıla kadar indirim sağladığı, 5434 sayılı Yasanın 11. kısmında 35 vd. maddelerinde ayrıca düzenlenmiş olan “itibari hizmet” sürelerinin de, istekle emekliye ayrılmak için gerekli olan, kadınlarda 20, erkeklerde 25 hizmet yılının hesabı ve emekli ikramiyesinin hesaplanmasında bu sürenin dikkate alınmayacağı, ancak keseneklerin iadesinde, toptan ödeme yapılmasında ödenecek paranın ve aylık bağlanmasına hak kazanılması halinde bağlanacak aylığın oranının artmasına etki ettiği dikkate alınarak, 5434 sayılı Yasanın 32. vd. maddelerinde düzenlenmiş “fiili hizmet zammının”, 506 sayılı Yasadaki ve içtihadı birleştirme kararı gereğince sadece sigortalılık süresine eklenmesi gereken “itibari hizmet” süresinden farklı bir kavram olduğu açıkça anlaşılmakta olduğundan, bu sürenin 506 sayılı Yasa kapsamında tahsise esas sigortalılığın başlangıç tarihinden geriye çekilmesi mümkün değildir. Başka bir deyişle, 5434 sayılı Yasa kapsamında hak kazanılan “fiili hizmet zammının” kişilerin fiili hizmetine eklenmesi gerektiği söylenebilir ise de, birleşen hizmetler sonrasında, 506 sayılı Yasanın 60. ve geçici 81. maddesindeki yaşlılık aylığı bağlanmasına ilişkin koşullar bakımından uygulama yapılırken, sigortalılık süresi yönünden, kişinin sigortalılık başlangıç tarihiden geriye doğru ekleme yapılması ile sigortalılık başlangıç tarihinin geriye çekilmesi suretiyle, ek bir sigortalılık süresine veya başkaca bir uygulama yapılmasına imkân vermediği hususu dikkate alınmalı ve buna göre tahsis koşulları yeniden irdelenmeli, sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Eldeki dava bakımından ise, 27.04.2018 tarihinde tahsis talebinde bulunduğu anlaşılan davacı hakkında, 5510 sayılı Yasanın geçici 1. maddesinin 2. fıkrası gereği uygulanması gereken 2829 sayılı Yasa kapsamında uygulama yapılırken son 7 yıllık süre içerisinde en fazla 506 sayılı Yasa kapsamındaki hizmetlerinin geçtiği anlaşılmakla, tahsis şartları bakımından 506 sayılı Yasanın 60 ve geçici 81. maddeleri hükümlerine tabi olduğu anlaşılmakta olduğundan, 18 yaşından sonra ve ilk kez Emekli Sandığı kapsamına alındığı 15.10.1991 tarihine göre, tahsis talep tarihi itibari ile 26 yıl 6 ay 12 gün, 23.05.2002 tarihi itibari ile de 10 yıl 7 ay 8 gün sigortalılığına ve 11.468 gününün bulunmasına göre, geçici 81. maddenin ilk fıkrasının (B) bendinin (j) alt bendi gereğince 25 yıl sigortalılık süresi, 5600 gün ve 53 yaş şartlarına tabi olduğu belirgin olup, 16.05.1973 doğumlu davacının 53 yaşını doldurduğu 16.05.2026 tarihinden 4 yıl 3 aylık fiili hizmet zammının geriye çekilmesi gerektiği dikkate alınmalı ve sonucuna göre bir karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular gözetilmeksizin, mahkemece, davacı hakkında 23.05.2002 tarihine kadar hak kazandığı fiili hizmet zammının sigortalılık başlangıç tarihinden geriye götürülmesine ilişkin kabul ile yazılı şekilde hüküm tesisi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı ve davalı Kurum vekillerinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 34. Hukuk Dairesi kararının yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz eden ilgiliye iadesine, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 29.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.