Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/10961
Karar No: 2022/4481
Karar Tarihi: 29.03.2022

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/10961 Esas 2022/4481 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Dava, iş kazası sonrası ölen sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat talebine ilişkindir. İlk derece mahkemesi, davacıların taleplerini kısmen kabul etmiş, karar istinaf edilince Bölge Adliye Mahkemesi, istinaf isteminin reddine karar vermiştir. Temyize gidilince ise, Bölge Adliye Mahkemesi ek kararla temyiz isteminin reddine karar vermiştir. Kararın kesin nitelikte olması gerekçesiyle yürürlükte olan kanun maddelerine göre, iş mahkemelerindeki kararlar için temyiz sınırı 40.000 TL'dir. Davaların yığılması durumunda, her bir talep bakımından ayrı ayrı dava açılması gerekmektedir. Karşılaştırmalı Hukuk bakımından incelendiğinde, Türk Hukuku'nda taleplerin tamamının toplanmasını gerektirici bir kanuni düzenleme olmadığına dikkat çekilmiştir. Kanun maddeleri ise şu şekildedir:
- Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin liray
10. Hukuk Dairesi         2021/10961 E.  ,  2022/4481 K.

    "İçtihat Metni"

    Bölge Adliye
    Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesi
    İlk Derece
    Mahkemesi : ... 32. İş Mahkemesi

    Dava, iş kazası nedeniyle vefat eden sigortalının hak sahiplerinin maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davacılar ve davalı ...Ş. vekillerinin istinafa başvurması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine karar verilmiştir.
    ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı ...Ş. vekili tarafından süresi içersinde temyiz edildiği, temyiz isteminin kararın kesin nitelikte olması nedeniyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 7. Hukuk Dairesince verilen ek karar ile reddedildiği, ek kararın süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Mülga 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 20.07.2016 tarihinden itibaren uygulanan 8. maddesinin 3. fıkrasına göre, “Bölge Adliye Mahkemesinin para ile değerlendirilemeyen dava ve işler hakkındaki kararları ile miktar veya değeri beşbin lirayı geçen davalar hakkındaki nihaî kararlara karşı tebliğ tarihinden başlayarak sekiz gün içinde temyiz yoluna başvurulabilir.” Bu fıkradaki “beşbin” ibaresi 6763 sayılı Kanunun 5. maddesi ile “kırk bin Türk Lirası” şeklinde değiştirilmiştir.
    Mülga 5521 sayılı Kanunun, 6763 sayılı Kanun 5. maddesi ile değişik beşinci fıkrasına göre parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı öngörülmüştür.
    25.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun 8. maddesinde “temyiz edilemeyen kararlar” sayılmış ancak miktar itibariyle kesinliğe bu maddede yer verilmemiş, 7/3. maddede, 6100 sayılı HMK’nın kanun yollarına ilişkin hükümlerinin, iş mahkemelerince verilen kararlar hakkında da uygulanacağı belirtilmiştir.
    6100 sayılı HMK’nın 362/1-a maddesi uyarınca, Bölge adliye mahkemelerinin miktar veya değeri kırk bin Türk Lirasını (bu tutar dâhil) geçmeyen davalara ilişkin kararların temyiz yoluna başvurulamayacağı hükme bağlanmıştır. HMK Ek madde 1 hükmüne göre de, 362. maddedeki parasal sınırların, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere, Maliye Bakanlığınca her yıl tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılması suretiyle uygulanacağı belirtilmiştir.
    HMK 362/2. maddesine göre “Birinci fıkranın (a) bendindeki kararlarda alacağın bir kısmının dava edilmiş olması durumunda, kırk bin Türk Liralık kesinlik sınırı alacağın tamamına göre belirlenir. Alacağın tamamının dava edilmiş olması hâlinde, kararda asıl talebinin kabul edilmeyen bölümü kırk bin Türk Lirasını geçmeyen tarafın temyiz hakkı yoktur. Ancak, karşı taraf temyiz yoluna başvurduğu takdirde, diğer taraf da düzenleyeceği cevap dilekçesiyle kararı temyiz edebilir”
    HMK 366. maddenin yollaması ile temyiz yolunda da uygulanan 346. madde uyarınca, temyiz dilekçesi kesin olan bir karara ilişkin olursa, kararı veren mahkeme temyiz dilekçesinin reddine karar verir. Ancak temyiz edilen karar kesin olduğu halde bu konuda inceleme yapılıp karar verilmeksizin dosya Yargıtay’a gönderilmiş ise, 01.06.1990 tarih, 1989/3 E. - 1990/4 K. sayılı içtihadı birleştirme kararı gereğince dosyanın mahalline çevrilmesine gerek olmaksızın Yargıtay tarafından temyiz talebinin reddine karar verebilecektir.
    Yukarıda belirtildiği şekilde, iş mahkemelerinin kararlarının istinaf incelemesi sonucu Bölge adliye mahkemelerince verilen kararlarda karar tarihine göre kesinlik sınırı: 20.07.2016 - 01.12.2016 tarihleri arasında 5.000,00 TL; 02.12.2016 tarihi sonrası için 40.000,00 TL; 01.01.2017 sonrası için 41.530,00 TL, 01.01.2018 tarihi sonrası için 47.530,00 TL; 01.01.2019 tarihi sonrası için 58.800,00 TL ve 01.01.2020 tarihi sonrası için 72.070 TL’dir.
    Bilindiği üzere 6100 sayılı HMK’nun “Davaların Yığılması” başlığını taşıyan 110. Maddesinde “Davacı, aynı davalıya karşı olan, birbirinden bağımsız birden fazla asli talebini, aynı dava dilekçesinde ileri sürebilir. Bunun için, birlikte dava edilen taleplerin tamamının aynı yargı çeşidi içinde yer alması ve taleplerin tümü bakımından ortak yetkili bir mahkemenin bulunması şarttır”
    Davaların yığılması söz konusu olduğunda, görünüşte tek dava, gerçekte ise talep sayısınca dava mevcuttur. Her bir talep için dava dilekçesinde vakıaların ayrı ayrı belirtilmesi ve ispat edilmesi gerekir. Mahkeme de her bir talep hakkında ayrı ayrı inceleme yapacaktır, taleplerden birinin kabulüne diğerinin ise reddine karar verebilir. Yani, görünüşte tek hüküm, gerçekte ise talep sayısınca hüküm mevcuttur. Mahkeme, taleplerin tümü hakkında ayrı ayrı karar vermek ve bunları hüküm fıkrasında göstermek zorundadır. Mahkemenin, taleplerin tümü hakkında tek ve aynı şekilde karar verme zorunluluğu yoktur. Dava şartları, her bir talep bakımından ayrı ayrı belirlenir (Hakan Pekcanıtez, Prof.Dr., Medeni Usul Hukuku, C. II, ... 2017, s.1093 ).
    Karşılaştırmalı Hukuk bakımından incelendiğinde “Alman Usul Kanunu kanun yoluna başvuru sınırının tespitinde, kural olarak, kanun yolu başvurusunun toplam değerini esas almıştır (ZPO § 511/2). Bu nedenle, bu hukuk sisteminde, davacının davaların yığılması şeklinde bir dava açararak, normalde bağımsız davalar olarak kanun yolu kapalı olan usüli taleplere karşı kanun yolunun başvurabilme sonucuna ulaşması mümkündür. Türk hukukunda ise mahkeme kararıyla birleştirilmesi halinde yine taleplerin değeri toplanmamakta her bir davanın bağımsız değeri dikkate alınmaktadır. Bu nedenle davaların yığılması bakımında da benzer sonucun kabul edilmesi mevcut pozitif düzenlemeler karşısında uyumlu olacaktır (…) Nitekim taleplerin tamamının toplanmasını gerektirici bir kanuni düzenleme Türk Hukukunda bulunmamaktadır. O halde davaların yığılmasında usuli taleplerin ve buna bağlı davaların bir yargılama prosedürü içerisinde yürütülse de esasen birbirinden bağımsız olduğu dikkate alınarak sonuca gidilmelidir.“ (Uğur Bulut, Dr, Davaların Yığılması (Objektif Dava Birleşmesi), Dokuz Eylül Üniversitesi Özel Hukuk Anabilim Dalı, Özel Hukuk Programı, Doktora Tezi, ... 2016, s. 316-317)
    Somut olay incelendiğinde, ilk derece mahkemesinin 11.04.2019 tarihli kararında davacı anne Kimya lehine 56.347,18 TL maddi tazminat ve 50.000 TL manevi tazminat, davacı baba ...’ın maddi tazminat isteminin reddiyle lehine 50.000 TL manevi tazminat davacı kardeşler ... ve ... lehlerine de ayrı ayrı 5.000 TL’şer manevi tazminata hükmedilmiş, kararın davacılar ve davalı ...Ş. tarafından istinaf edilmesi üzerine Bölge Adliye Mahkemesinin 04.06.2020 tarihli kararıyla istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiş, iş bu hüküm davalı ...Ş. vekili tarafından temyiz edilmiş, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli kararıyla davalı temyiz isteğinin kesinlik sebebiyle 7036 sayılı İş Kanunun 7/3. maddesi yollamasıyla 6100 sayılı HMK’nun 362/a maddesi gereğince reddine karar verilmiş, iş bu ek kararın aynı davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edildiği anlaşılmıştır.
    O halde dosyadaki yazılara, Bölge Adliye Mahkemesinin 25.06.2020 tarihli ek karar hükmünün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalı ... AŞ vekilinin temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan EK KARARIN ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz eden ilgiliden alınmasına, dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, 29.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi