Esas No: 2020/6279
Karar No: 2022/976
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 9. Daire 2020/6279 Esas 2022/976 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 9. Daire Başkanlığı 2020/6279 E. , 2022/976 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DOKUZUNCU DAİRE
Esas No : 2020/6279
Karar No : 2022/976
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ... Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ....
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:...., K:... sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ:
Dava konusu istem: .... Kimya Madeni Yağ Ambalaj Nakliye ve Plastik Sanayi Ticaret Limited Şirketinin kamu borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emirinin iptali istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...Vergi Mahkemesinin .... tarih ve E... K:... sayılı kararıyla; Asıl borçlu şirketin mükellefiyeti, ....Mahallesi, ... ....km ... No:... ... adresinde faaliyet göstermekte iken 31/12/2013 tarihinde resen terkin edilmiş ise de; söz konusu terkin işleminin şirketin anılan adreste faaliyette bulunmadığı gerekçesiyle yapıldığı, ancak şirketin söz konusu adresini 25/09/2014 tarihli Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ilanıyla ... Mahallesi, ... Sokak, No:.. .../Konya adresine taşıdığı, bu halde davalı idarece ilan edilen söz konusu adreste şirketin herhangi bir faaliyetinin olup olmadığının araştırılması gerekmekte iken söz konusu zorunluluğa uyulmadığı ve daha önceki adreste faaliyeti olmadığından bahisle şirket adresine tebliğe gidilmediği, Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'ne yapılan ilanın aleni olduğu, başka bir deyişle artık vergi dairesince yapılacak tebliğlerde ilan edilen bu adresin dikkate alınması gerektiği, vergi dairesinin anılan adresten haberdar olunmadığı iddiasının dinlenemeyeceği, bu durumda davalı idarece asıl amme borçlusu şirket adına düzenlenen ... ana takip dosya numaralı ödeme emrinin ilan edilen yeni adreste tebliğine gidilmesi gerektiği, bilinen/bilinmesi gereken adreslerde tebliğ denenmeden doğrudan kanuni temsilcinin ikametgah adresinde tebliğ edilmeye çalışıldığı durumlarda da tebliğin bizzat şirket yetkilisine yapılması zorunluluk arz ettiğinden, şirketi ilgilendiren tebligatın kanuni temsilcinin ikamet adresinde ... adlı şahsa yapılması usulsüz olduğundan ve bu tebligata dayanılarak alacağın şirket adına kesinleştiğinden söz edilemeyeceğinden, alacağın tahsili amacıyla şirket ortağı sıfatıyla davacı adına düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmamıştır. asıl borçlu nezdinde usulüne uygun bir şekilde kesinleştirilmediği sonucuna varılan amme alacağının kanuni temsilci sıfatıyla davacıdan tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne, dava konusu ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Uyuşmazlıkta, 31/5/2010-12/3/2012 tarihleri arasında asıl borçlu şirketin 1/4 hisse ile ortağı olan davacı adına düzenlenen dava konusu ödeme emri muhteviyatı vergi alacaklarının davacının ortağı olduğu şirketin 2011 ve 2012 yılına ait defter ve belgelerinin incelemeye ibraz edilmemesi nedeniyle şirketin söz konusu dönemlere ait beyan ettiği katma değer vergisi indirimlerinin reddedilerek şirket adına cezalı katma değer vergisi tarhiyatı yapılmasından kaynaklandığı anlaşılmakta olup cezalı tarhiyatın dayanağını teşkil eden söz konusu defter ve belgelerin ibraz edilmesine ilişkin yazının tebliğ edildiği 2016 yılında davacının şirketin ortağı olmaması sebebiyle, defter ve belge ibraz görevinin yerine getirilmediği gerekçesiyle şirkete ait ilgili dönem katma değer vergisinden reddi suretiyle doğan cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarından, söz konusu amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gereken dönemde şirket ortağı olmayan davacı, şirket ortağı sıfatıyla sorumlu tutulamayacağından, defter ve belge ibraz edilmemesinden kaynaklanan 2011 ve 2012 yılları muhtelif dönemlerine ait katma değer vergisi ile bunlara bağlı vergi zıyaı cezası ve gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık, davanın kabulü yolunda verilen Mahkeme kararında ise sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmediğinden bu gerekçeyle istinaf isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI: Asıl borçlu şirket hakkında usulüne uygun şekilde tebliğ edilen ödeme emri akabinde haciz tatbik edilmiş olup herhangi bir malvarlığı bulunmadığından kanuni temsilci adına ödeme emri düzenlenmiş olup sözkonusu borçlar davacının şirket ortağı olduğu döneme ait olduğundan yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğu gerekçesiyle kararın bozulması istnilmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI: Savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...'İN DÜŞÜNCESİ: Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dokuzuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY:
... Kimya Madeni Yağ Ambalaj Nakliye ve Plastik Sanayi Ticaret Limited Şirketinin kamu borçlarının tahsili amacıyla, kanuni temsilci sıfatıyla davacı adına düzenlenen ... tarih ve ... sayılı ödeme emirinin iptali istenilmektedir.
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un 55. maddesinde amme alacağını vadesinde ödemeyenlere 15 gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları lüzumunun bir ödeme emri ile tebliğ olunacağı; 58. maddesinde de kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahısların böyle bir borcu olmadığı veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içerisinde vergi mahkemesi nezdinde dava açabilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Diğer taraftan, 213 saylı Vergi Usul Kanunu'nun "Tebliğ esasları" başlıklı 93. maddesinde, "Tahakkuk fişinden gayri, vergilendirme ile ilgili olup, hüküm ifade eden bilümum vesikalar ve yazılar adresleri bilinen gerçek ve tüzel kişilere posta vasıtasiyle ilmühaberli taahhütlü olarak, adresleri bilinmiyenlere ilan yolu ile tebliğ edilir.Şu kadar ki, ilgilinin kabul etmesi şartiyle, tebliğin daire veya komisyonda yapılması caizdir." düzenlemesine, "Tebliğ yapılacak kimseler" başlıklı 94. maddesinde, "Tebliğ mükelleflere, bunların kanuni temsilcilerine, umumi vekillerine veya vergi cezası kesilenlere yapılır. Tüzel kişilere yapılacak tebliğ, bunların başkan, müdür veya kanuni temsilcilerine, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmıyan teşekküllerde bunları idare edenlere veya temsilcilerine yapılır. Tüzel kişilerin mütaaddit müdür veya temsilcisi varsa tebliğin bunlardan birine yapılması kafidir. Tebliğ, kendisine tebligat yapılacak kimsenin bulunmaması halinde ikametgah adresinde bulunanlardan veya işyerlerinde memur ya da müsdahdemlerinden birine yapılır. (Muhatap yerine bu şekilde kendisine tebliğ yapılacak kimsenin görüşüne nazaran 18 yaşından aşağı olmaması ve bariz bir surette ehliyetsiz bulunmaması gerekir.)" kuralına, "Bilinen adresler" başlıklı 101. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan hâlinde, bu Kanun'a göre bilinen adreslerin; mükellef tarafından işe başlamada bildirilen adresler, adres değişikliğinde bildirilen adresler, işi bırakmada bildirilen adresler, vergi beyannamelerinde bildirilen adresler, yoklama fişinde tespit edilen adresler, vergi mahkemesinde dava dilekçelerinde ve cevaplarında gösterilen adresler, yetkili memurlarca tutanakla tespit edilen adresler (İlgilinin tutanakta imzası bulunmak şartıyla) ve bina ve arazi vergilerinde komisyonlarca tahrir vesikalarında tespit edilen adresler olduğu düzenlenmesine, 102. maddesinin olay tarihinde yürürlükte olan hâlinde, tebliğ olunacak evrakı muhtevi zarfın posta idaresince muhatabına verileceği ve keyfiyetin muhatap ile posta memuru tarafından taahhüt ilmühaberine tarih ve imza konulmak suretiyle tesbit olunacağı, muhatabın zarf üzerinde yazılı adresini değiştirmesinden dolayı bulunamamış olması halinde, posta memurunun durumu zarf üzerine yazacağı ve mektubun posta idaresince derhal tebliği yaptıran daireye geri gönderileceği, muhatabın geçici olarak başka bir yere gittiği bilinen adresinde bulunanlar veya komşuları tarafından bildirildiği takdirde keyfiyet ve beyanda bulunanın kimliğinin tebliğ alındısına yazılarak altı beyana yapana imzalatılacağı, imzadan imtina ederse, tebliği yapanın bu ciheti, şerh ve imza edeceği ve tebliğ edilemeyen evrakı çıkaran mercie iade olunacağı, bunun üzerine tebliği çıkaran merci tarafından tayin edilecek münasip bir süre sonra yeniden tebliğe çıkarılacağı, ikinci defa çıkarılan tebliğ evrakı da aynı sebeple tebliğ edilemeyerek iade olunursa tebliğin ilan yolu ile yapılacağı, aynı maddenin son fıkrasında da adreste bulunamama halinin komşulardan bir kişi veya muhtar veya ihtiyar heyetinden biri veyahut bir zabıta huzurunda taahhüt ilmühaberine yazılarak tarih ve imza atılmak suretiyle tespit olunacağı, yine olay tarihinde yürürlükte bulunan 103. maddesinde de; muhatabın adresi hiç bilinmezse, muhatabın bilinen adresi yanlış veya değişmiş olur ve bu yüzden gönderilmiş olan mektup geri gelirse, başkaca sebeplerden dolayı posta ile tebliğ yapılmasına imkan bulunmazsa tebliğin ilan yoluyla yapılacağı düzenlenmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Asıl borçlu şirketin adreste faaliyette bulunmadığı gerekçesiyle Vergi Dairesi Müdürülüğü tarafından 31/12/2013 tarihinde resen terkin ettirilmiş ise de; şirketin söz konusu adresini 25/09/2014 tarih ve 8661 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi ilanıyla ... Mahallesi, ... Sokak, No:... adresine taşındığı görülmüştür. Söz konusu yeni adreste şirket adına düzenlenen ödeme emrinin tebliği denenmediği görüldüğünden asıl borçlu şirket hakkında kesinleşen bir amme alacağından söz edilemeyeceğinden davacı adına düzenlenen ödeme emrinde usule uyarlık bulunmadığı görüldüğünden davayı kabul eden Vergi Mahkemesi kararına yönelik davalı idare tarafından yapılan istinaf istemini yukarıda yazılı gerekçeyle reddeden Bölge İdare Mahkemesi kararında sonucu itibariyle hukuka aykırılık bulunmamaktadir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1.Davalının temyiz isteminin reddine,
2.... Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA,
3.2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de .. Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın ... Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.