22. Hukuk Dairesi 2013/2780 E. , 2013/4117 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
AVUKAT ...
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf, davacının 15.08.2008-23.02.2012 tarihleri arasında davalı ortaklık bünyesinde kabin memuru olarak çalıştığını, iş sözleşmesinin haksız olarak feshedildiğini belirterek fesih işleminin iptali ile işe iadesine, haksız ve geçersiz fesih sebebi ile boşta geçen sürelere ait dört aylık ücret ve diğer sosyal hak ve alacaklarının davalıdan tahsiline, yasal ihtara rağmen işe iade kararını uygulamaması halinde 8 aylık ücret ve sosyal hakların güvence altına alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı taraf, davacının görev yaptığı süre içerisinde sık sık rapor alması, işlerin aksamasına, iş arkadaşlarının programlarında değişiklik yapılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle iş sözleşmesinin feshedildiğini belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece kabin memurunun yaptığı işin niteliği, görev süresi, rapor sayısı, resmi kurum tarafından verilen sağlık raporlarının keyfi olmadığı, sağlık problemi olan uçuş görevlisinin rapor almasının doğal olduğu, davalı ortaklık nezdinde çalışan uçuş personellerinin sayısı dikkate alındığında davacının rapor almasının, uçuş operasyonunun aksamasına neden olmayacağı, iş akdinin işveren tarafından geçersiz şekilde feshedildiği gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı tarafça temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli sebebe dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı Kanun’un 18. ve devamı maddeleridir.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe dayanmak zorundadır.
4857 sayılı Kanun’un 18. maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanun"un 25/II. maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan, işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye aykırı davranışlarıdır. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi sürecine herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı Kanun’un 20. maddesinin 2. fıkrasına göre feshin geçerli sebebe dayandığını ispat yükümlülüğü işverene aittir. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını ispatla yükümlüdür.
İşçinin davranışlarına dayanan fesih, herşeyden önce, iş sözleşmesinin işçi tarafından ihlal edilmesini şart koşmaktadır. Bu itibarla, önce işçiye somut olarak hangi sözleşmesel yükümlülüğün yüklendiğinin belirlenmesi, daha sonra işçinin, hangi davranışı ile somut sözleşme yükümlülüğünü ihlal ettiğinin eksiksiz olarak tespit edilmesi gerekir. İşçinin yükümlülüklerinin kapsamı bireysel ve toplu iş sözleşmesi ile kanuni düzenlemelerde belirlenmiştir. İşçinin iş sözleşmesini ihlal edip etmediğinin tespitinde, sadece asli edim yükümlülükleri değil; kanundan veya dürüstlük kuralından doğan yan edim yükümlülükleri ile yan yükümlerin de dikkate alınması gerekir. Sadakat yükümü, sözleşmenin taraflarına sözleşme ilişkisinden doğan borçların ifasında, karşı tarafın şahsına, mülkiyetine ve hukuken korunan diğer varlıklarına zarar vermeme, keza sözleşme ilişkisinin kapsamı dışında sözleşme ile güdülen amacı tehlikeye sokacak özellikle karşılıklı duyulan güveni sarsacak her türlü davranıştan kaçınma yükümlülüğünü yüklemektedir.
Dosya kapsamına göre, davacı işçinin iş sözleşmesi, işyerindeki disiplinsiz davranışları, sık sık rapor alarak işi aksatması ve devamsızlık yapması gerekçesi ile feshedilmiştir. İşyeri dosyasına göre davacının farklı tarihlerde 2009 yılında üç kez, 2010 yılında yedi kez, 2011 yılında onbir kez rapor aldığı anlaşılmaktadır. Her ne kadar davacının devamsızlığı mazerete dayandığından sözleşmenin feshi için haklı neden oluşmamışsa da, davacının devam edegelen devamsızlıkları, davacının yaptığı görev de dikkate alındığında, işyeri düzenini bozacak mahiyette olup, bu haliyle iş sözleşmesinin sürdürülmesi işverenden beklenemez. Davacının eylemleri haklı fesih kabul edilebilecek nitelikte değilse de geçerli fesih sebebi oluşturacağından, davanın reddi yerine yazılı şekilde kabulü hatalı olmuştur.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 77,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL ücreti vekaletin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.02.2013 tarihinde oybirliği ile karar verildi.