22. Hukuk Dairesi 2013/2777 E. , 2013/4114 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı taraf, davacının, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan işverence feshedildiğini, ayrıca işyeri yetkilisinin davacıdan 14.06.2011 tarihli kendi el yazısıyla yazdığı istifa dilekçesini aldığını ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücretinin belirlenmesini istemiştir.
Davalı taraf, davacının davalı işyerinden istifa ederek ayrıldığını belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece bozucu yenilek doğuran bir irade beyanı olana fesih bildiriminin şarta bağlı olarak açıklanmasının mümkün olmadığı, davacının garson olarak işe alındığı, geçici olarak resepsiyonda boşluğun doldurulması amacıyla idari işler kısmına alındığı, Mehmet ... isimli kişinin resepsiyonda görevlendirilmesi üzerine davacının eski görevinde çalıştırılmak istendiği, davacının bu isteği geri çevirerek yasal haklarının ödenmesi kaydıyla işten ayrılma talebinde bulunduğu, buna gore davacının işyerinden istifa ile ayrılmadığı, ayrıca dosya kapsamına gore fesih bildiriminin yazılı yapılmadığı ve fesih sebebinin açık ve kesin bir şekilde bildirilmediği, bu nedenle geçerli bir fesih olmadığı gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karar davalı şirket tarafından temyiz edilmiştir.
Genel olarak iş sözleşmesini fesih hakkı, karşı tarafa yöneltilmesi gereken tek taraflı bir irade beyanı ile iş sözleşmesini derhal veya belirli bir sürenin geçmesiyle ortadan kaldırabilme yetkisi veren, bozucu yenilik doğuran bir haktır. İşçinin haklı nedenle iş sözleşmesini derhal feshi 4857 sayılı İş Kanunu"nun 24" üncü maddesinde düzenlenmiştir. İşçinin önelli fesih bildiriminin normatif düzenlemesi ise aynı yasanın 17" nci maddesinde ele alınmıştır. Bunun dışında Kanun"da işçinin istifası özel olarak düzenlenmiş değildir.
İşçinin haklı bir nedene dayanmadan ve bildirim öneli tanımaksızın iş sözleşmesini feshi, istifa olarak değerlendirilmelidir. İstifa iradesinin karşı tarafa ulaşmasıyla birlikte iş ilişkisi sona erer. İstifanın işverence kabulü zorunlu değilse de, işverence dilekçenin işleme konulmamış olması ve işçinin de işyerinde çalışmaya devam etmesi halinde gerçek bir istifadan söz edilemez. Bununla birlikte istifaya rağmen tarafların belirli bir süre daha çalışma yönünde iradelerinin birleşmesi halinde, kararlaştırılan sürenin sonunda iş sözleşmesinin ikale yoluyla sona erdiği kabul edilmelidir.
Somut olayda dosya içeriğine gore iş sözleşmesi davacı tarafından verilen yazılı dilekçe ile feshedilmiştir. Her ne kadar istifa dilekçesinde “tüm haklarımın verilmesi kaydıyla” ibaresi yer almakta ise de bu dilekçenin verilmesinden sonra işverenin buna karşı tutumu beklenmeden işyerinden ayrılması karşısında artık istifa dilekçesinin şarta bağlı olduğundan söz edilerek geçersiz olduğu söylenemez. Davacının çalıştığı bölümün değiştirilmek istenmesi nedeniyle iş sözleşmesini feshettiği dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Feshin haklı nedene dayanıp dayanmadığı bu davanın konusu olmadığından çalışma koşullarının davacı aleyhine esasla tarzda değiştirilip değiştirilmediği üzerinde durulmamış olup, haklı da olsa iş sözleşmesini fesheden işçi iş güvencesi hükümlerinden yararlanamaz.
Yapılan açıklamalar doğrultusunda davanın reddi gerekirken kabulüne karar verilmesi isabetsizdir.
Belirtilen nedenlerle, 4857 sayılı Kanun"un 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen nedenlerle;
1-Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Harç peşin alındığından yeniden alınmasına yer olmadığına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalının yaptığı 70,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsili ile davalıya ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan tarifeye göre 1.320,00 TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Peşin alınan temyiz harcının isteği halinde davalıya iadesine, kesin olarak 28.02.2013 tarihinde oy birliği ile karar verildi.