Esas No: 2019/6020
Karar No: 2022/1741
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 4. Daire 2019/6020 Esas 2022/1741 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/6020 E. , 2022/1741 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/6020
Karar No : 2022/1741
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : … İmalat Mühendislik
Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU :… Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı şirket adına, düzenlenen vergi tekniği raporu, vergi inceleme raporu ile görüş ve öneri raporuna dayanılarak, bir kısmı yatırım teşvik belgesi sahibi olan ithalat nedeniyle tam istisna kapsamında ilişkili firmalara yapmış olduğu teslimleri nedeniyle bu firmalara düzenlenen ve kullanılan faturaların sahte olduğundan ve haksız katma değer vergisi iadesi alındığından bahisle re'sen tarh edilen 2014/1,2,3,5,7 ve 10 dönemi üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması ve … tarih ve … sayılı Vergi Tekniği Raporu'nun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı şirket adına düzenlenen vergi tekniği raporunun incelenmesinden,haksız yere katma değer vergisi iadesi alabilmek amacıyla 20 şirketten oluşan bir organizasyon oluşturularak, bu kapsamda ilişkili firmalara düzenlenen katma değer vergisi iadesine esas faturaların gerçek bir mal hareketine dayanmayan sahte faturalar olduğu, kurumun haksız katma değer vergisi iadesi elde edebilmek amacıyla muvazaalı işlemler yaptığı, davacı şirketin 3065 sayılı Kanun'un 13/d maddesi kapsamında ilişkili firmalara yapmış olduğu teslimleri gerçekleşmediğinden ve sahte faturalara konu katma değer vergisi iadesi söz konusu olamayacağından, davacı şirket adına yapılan üç kat vergi ziyaı cezalı katma değer vergisi tarhiyatlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, 6736 sayılı Kanun'un 5/(3)-e maddesinde; artırım talebinde bulunulan yılları izleyen dönemlerde yapılacak vergi incelemelerine ilişkin olarak artırım talebinde bulunulan dönemler için, iade hakkı doğuran işlemlerden doğan terkin ve iade işlemleri ile ilgili inceleme ve tarhiyat hakkının saklı olduğu belirtildiğinden, davacının artırım konusu vergilere ilişkin iddiasının da yerinde olmadığı sonucuna varıldığı, ayrıca, davacı şirket tarafından şirket vekilince imzalanan vergi inceleme tutanağında defter belgelerinin iadesinin istenilmesi nedeniyle, defter ve belge isteme yazısının usulüne uygun olarak tebliğ edilmediği iddiasına da itibar edilmediği, öte yandan 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunun 14/3-d maddesi anlamında kesin ve yürütülebilir bir işlem olmadığından vergi tekniği raporunun iptaline ilişkin dava kısmının incelenme olanağının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen reddine, kısmen incelenmeksizin reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davacı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından, vergi inceleme elemanınca inceleme yapılırken tamamen varsayımlarla hareket edildiği ve eksik inceleme ve tespitlerle söz konusu raporların ve … tarihli ve … sayılı "Görüş ve Öneri Raporu'nun düzenlendiği, Mahkeme tarafından da re'sen araştırma ilkesine aykırı olarak herhangi bir ara kararı yapılmadan, müfettiş raporları mutlak doğru kabul edilerek eksik araştırma ile karar verildiği, şantiye alanlarında Reşadiye Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından Hidroelektrik santrallerinde yapılan keşif üzerine tesisleri ve ekipmanlarının incelenerek yerinde olduğuna dair tespit yapıldığı, ayrıca grup şirketlerin iş makinalarının davacı tarafından kullanılarak faaliyetinin yürütülmesinin hayatın olağan akışına uygun olduğu, ayrıca taraflarınca açılan ve davanın kabulü yönünde verilerek Danıştay Dördüncü Dairesinin E: 2014/2492, 2494 ve K:2018/2256, 2257 sayılı kararlarının bulunduğu, DSİ, EPDK, TEİAŞ, TEDAŞ Genel Müdürlüğü, Valilikler, Belediyelerin kontrol, onay ve kabullerinin göz ardı edildiği, bilirkişi heyeti tarafından Çamlıca Hidroelektrik Santrali Ekipmanının sahada ve projesine uygun olduğunun tespit edildiği, en büyük yatırımları olan ve üretime geçmiş olan bu santralin yılın en iyi santrali seçildiği, Hazine Müsteşarlığınca yerinde ekipman ve tesis kontrolleri sonrasında tüm yatırımlarının "Teşvik Kapama Vize lşlemlerinin", eksiksiz olarak ve mevzuata uygun olarak gerçekleştirildiği, Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından haklarında olayla ilgili suçlamalara ilişkin olarak belirtilen bu tespitler gözetilerek kovuşturmaya yer olmadığına kararları verildiği, 2010-2015 arası tamamlanmış 5 adet HES taahhüt İşleri, 9 adet de inşaatı başlamış, tamamlanmış veya devam eden HES yatırımları projesi gerçekleştirdikleri ve söz konusu yenilenebilir enerji kaynaklarına ilişkin üst düzey devlet erkânının da katılımlarıyla açılan barajlar ve tesislerin dosyalarının dava dosyasına sunulduğu, Müfettişin iddia ettiği gibi 20 şirket kurularak ilişkili şirketlerin piyasadan mal almadan kendi aralarında fatura düzenlenerek haksız KDV İadesi alındığı hususunun gerçek dışı olduğu, Maltepe Vergi Dairesince yerinde yapılan yoklama üzerine düzenlenen yoklama tutanağıyla Çamlıca HES tespit edildiği, raporlardaki depolarının olmadığı eleştirisine yönelik olarak yatırımlarının birbirine yakın yerlerde gerçekleştirilerek orta noktada ana şantiye projesi ile depolama, devasa projeleri varken iş makînaları olmadığı iddiasının gerçek dışı olduğu … İş Makinaları firması ile söyleşilerinin dergilerde yayınlandığı, şirketler grubu üyesi … Ltd. Şti. nin ülkenin en büyük iş makinası parkına sahip firmalardan biri olduğu ve taşıma maliyetini azalttıkları, müfettişin tenkit ettiği düzeltme beyanları olduğu, şirketlerinin diğer şirketler grubu ile birlikte düzeltme beyannamesi ile iki milyon TL’den fazla ek vergi verdikleri, ödemelerinin banka yoluyla yapıldığı, çok sayıda mali müşavirle çalıştıkları bu müşavirlerce 650 yi aşkın karşıt incelemeler yapıldığı, dava konusu KDV iadelerinin Hazine Müsteşarlığınca hazırlanan Yatırım Teşvik Belgesi Global Listesinde ” Yurt İçinden Temin Edilecek Makina ve teçhizat listesi" bünyesindeki kalemlerin temini sonucunda fiilen doğan KDV iadesi olduğu, herhangi bir ithalat veya inşaat işlerinin KDV iadesi olmadığı, henüz inşaat tamamlanmadan da ileride kullanılacak ekipmanın satın alınabileceği, 6736 sayılı Kanun uyarınca matrah artışında bulundukları halde geçmişe yönelik incelemenin ancak iade talebi olması halinde yapılacağı oysa dava konusunun iade talebi olmadığı geçmişte tamamlanmış, mahsup/iadesi tamamlanmış iade işlemi olduğundan incelenmesinin 6736 sayılı Kanun'a aykırı olduğu, müfettişin yatırım teşvik belgesine aykırı bir husus tespit etmesi halinde ancak Ekonomi Bakanlığına haber vermesi gerektiği, hukuka aykırı yetki gaspı ile yapılan incelemenin yok hükmünde olduğu, 2013 yılı defter ve belgeleri istenmeden 2014 ve 2015 için ise sadece dört ilgili firmanın defterleri üzerinden eksik inceleme yapılarak düzenlenen raporlara dayanılak yapılan cezalı tarhiyatlarda ve deliller değerlendirilmeden bilirkişi incelemesi yapılmadan verilen Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uygunluk bulunmadığı belirtilerek bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:2019/585 sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, davacı aleyhine onanan tutar üzerinden binde 9,10 oranında ve … TL den az olmamak üzere hesaplanacak nispi karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.