Esas No: 2020/2609
Karar No: 2022/1739
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 4. Daire 2020/2609 Esas 2022/1739 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2020/2609 E. , 2022/1739 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2020/2609
Karar No : 2022/1739
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- …
VEKİLİ : Av. …
2- … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek taraflarca aleyhlerine olan hüküm fıkralarının bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem : Davacı adına, … A.Ş'nin vadesi geldiği halde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve ..., … sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacının 18/12/2016 tarihli ortaklar kurulu kararı ile kanuni temsilci olarak atandığı ve 03/01/2017 tarihinde bu durumun Türkiye Ticaret Gazetesinde yayımlandığı, dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin tamamı ile … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin kısımları bakımından, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirketteki karşılığı olan … tarih ve … sayılı ödeme emri ile … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket karşılığı olan … tarih ve … sayılı ödeme emri ile ilgili tebliğ alındısının sunulamadığı görüldüğünden ödeme emirlerinin buna ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin, asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısımları bakımından ise ödeme emrinin usulüne uygun olarak şirket adresinde şirket kaşesi kullanılmak suretiyle tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket yönünden amme alacağının bu kısmı kesinleştiğinden, yapılan mal varlığı araştırması sonucunda da borcun şirketten tahsilinin imkansız olduğu ortaya konulduğu anlaşıldığından … tarih ve … sayılı ödeme emrinin buna ilişkin kısmında hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısmı bakımından, davacının asıl borçlu şirkette 18/12/2016 tarihi itibariyle temsil yetkisinin bulunduğu, ödeme emri içeriği 2013 ve 2014 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin ve vade tarihleri 2014 olan muhtelif vergi borçlarının ödenmesinden kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olmadığından bu kısım bakımından kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ödeme emrinde hukuka uyarlık bulunmadığı; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin tamamı ile … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin kısmı bakımından ise davacının asıl borçlu şirkette 18/12/2016 tarihi itibariyle temsil yetkisinin bulunduğu, 2013 ve 2014 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin ve vade tarihleri 2014 olan muhtelif vergi borçlarının ödenmesinden kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olamayacağından … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı; 2013/12 ve 2014/3 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisi ile gecikme faizinin tahsili amacıyla 2013/12 ve 2014/3 dönemlerine ilişkin vergi ziyaı cezalı gelir stopaj vergisi ile gecikme faizinin tahsili amacıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emri bakımından ise ödeme emri içeriği borçların vade tarihi itibariyle davacının temsil yetkisi bulunduğu, şirket nezdindeki takip sürecinin usulüne uygun gerçekleştirildiği ve şirketten tahsil imkanının bulunmadığı anlaşıldığından davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği borçlara ilişkin kısmının iptali isteminin reddine yönelik hüküm fıkrasının kaldırılarak, buna ilişkin kısım yönünden davanın kabulüne, istinaflara konu kararın; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun kabulüne, buna ilişkin kısım yönünden davanın reddine, istinaflara konu kararın; dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin asıl borçlu şirket adına düzenlenmiş olan … tarih ve … sayılı ödeme emri içeriği vergi borçlarına ilişkin kısmının iptali isteminin kabulüne yönelik hüküm fıkrasına davalı idare tarafından yapılan istinaf başvurusunun reddine, sonuç olarak dava konusu … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptaline, … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali isteminin reddine, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDEN DAVACININ İDDİALARI : Davacı tarafından,18/12/2016 tarihinde Yönetim Kurulu Başkanı seçildiği, Vergi Usul Kanunu gereği kanuni temsilcilerin sorumluluğunun kusura dayandığı, 8 sayılı ödeme emrine ilişkin mahkemeler arasında hukuki gerekçelerin tamamen ayrı olduğu, 7 sayılı ödeme emrine ilişkin; asıl borçlu şirkette 18/12/2016 tarihi itibariyle temsil yetkisi bulunduğu, 2013 ve 2014 yıllarının muhtelif dönemlerine ilişkin vergi borçlarının ödenmesinden kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulması mümkün olamayacağı, 8 sayılı ödeme emrine konu borcun vade tarihinin ise 2017 olması nedeniyle sorumlu olduğu yönünde verilen kararın hukuka aykırı olduğu, borçtan sorumlu tutulması için gereken şartın borcun vade tarihinde temsilci sıfatını taşıması olmadığı, temsilci olduğu dönemde tüm yükümlülüklerini yerine getirdiği belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
TEMYİZ EDEN DAVALININ İDDİALARI : Davalı idare tarafından, yasal mevzuatlara istinaden yapılan işlemlerin yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Bölge İdare Mahkemesi kararının aleyhe olan kısımlarının bozulması istenilmektedir.
DAVACININ SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
DAVALININ SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu İstanbul Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının ONANMASINA,
3. 492 sayılı Harçlar Kanunu'na bağlı (3) sayılı Tarife uyarınca, … TL maktu karar harcından, varsa evvelce ödenen harcın mahsubundan sonra kalan harç tutarının temyiz eden davacıdan alınmasına,
4. Temyiz giderlerinin istemde bulunanlar üzerinde bırakılmasına,
5. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın anılan Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.