11. Hukuk Dairesi 2018/3968 E. , 2020/1056 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Erzurum 2. Asliye Hukuk Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 22/03/2018 tarih ve 2014/637-2018/85 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş olup duruşma için belirlenen 04.02.2020 günü hazır bulunan davacı asil ... ve vekili Av. ... ile davalı vekili Av. ... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı banka şubelerinde bulunan hesaplarından para çekme yetkisinin yalnızca şirket müdürü ... a ait olduğunu, buna rağmen davalı bankanın usulsüz ve yasaya aykırı olarak müvekkilinden habersiz bu hesaplardan üçüncü kişilere ödeme yaptığını, davalı bankanın kusurlu olduğunu ileri sürerek, 1.000.000 TL"nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını, davacının hesabından yapılan ödemelerin onun bilgisi dahilinde yapıldığını, davacının herhangi bir zararı olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece uyulan bozma ilamına göre, her iki tarafın da basiretli tacir olarak üzerine düşen dikkat ve özen yükümünü yerine getirmediği, taraflardan birinin kusurunun diğerinden daha ağır olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığı, bu halde üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmeyen davacının davalı bankanın kusurlu hizmetine dayanarak hak talep etmesinin TMK 2/3 bendi gereği hakkın kötüye kullanılması olduğu gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, davalı banka nezdinde bulunan davacıya ait mevduat hesabındaki paranın usulsüz olarak 3. kişilere ödendiği iddiasına dayalı alacak istemine ilişkindir.
Dairemiz bozma ilamında, davacının davalı banka nezdindeki hesabından, herhangi bir talimat olmaksızın davacı adına para çekme yetkisi olmayan ... isimli kişiye davalı bankanın çok sayıda ödeme yaptığı, adı geçen kişinin davacı şirkette aralıklarla yaklaşık 11 yıl boyunca satış müdürü olarak görev yaptığı, bu sürede gerek davalı bankada gerekse davacının hesabının bulunduğu başka bankalarda davacı şirket adına çok sayıda bankacılık işlemi yaptığı, ... isimli kişiye ödeme yapılan dönemde davacı şirket müdürüne de ödemelerde bulunulduğu, talimatsız yapılan işlemlerin davacı şirketin iştigal konusu ile ilgili oldukları gözetildiğinde davalı banka tarafından yapılan usulsüz ödemelerden davacının haberdar olduğunun ve bu işlemlere icazet verdiğinin kabulünde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, ancak dosyaya ibraz edilen 01.02.1010 tarihli ikinci bilirkişi raporunda, davacının hesabından, ... dışında imzası kime ait olduğu tespit edilemeyen ve imza bulunmayan dekontlarla da para çıkışının olduğu belirlenmiş olmasına karşın mahkemece, hangi nedenlerle davacının bu işlemlere icazet verdiği sonucuna varıldığı açıklanmaksızın bu paralar yönünden de davanın reddi yoluna gidildiğinin açıklanmadığı, oysa, davacının hesabındaki paranın hak sahibine ödendiğini ispat yükünün bir güven kurumu olan davalı bankanın üzerinde olduğu, mahkemece imzasız ya da imzası kime ait olduğu belli olmayan dekontlarla yapılan ödemelerin davacıya yapılıp yapılmadığının davacıdan sorularak ve gerekirse şirket ticari kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak tespit edilip oluşacak sonuç çerçevesinde karar verilmesi gerektiğinden bahisle davacı yararına bozulmuş; mahkemece bozma ilamına uyulmasına rağmen bozma gereğince bir inceleme yapılmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
Mahkemece, Adli Tıp Kurumu raporunda imzasız ya da imzası kime ait olduğu belli olmayan dekontlar yönünden davacının isticvabı sağlanarak, bankadan çekilen paralardan davacının kabulünde olan veya şirket için kullanılan paralar düşüldükten sonra, davacı şirket kayıtlarında yer almayan tutarlar yönünden davalı bankanın sorumlu olduğu kabul edilerek bir hüküm tesisi gerekirken, bozma ilamına uyulmasına karar verilmesine rağmen bozma gereğince bir inceleme yapılmaksızın yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, hükmün temyiz eden davacı yararına bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün temyiz eden davacı yararına BOZULMASINA, takdir olunan 2.540,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, ödediği peşin temyiz harcının isteği halinde temyiz edene iadesine, 06/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.