Abaküs Yazılım
7. Daire
Esas No: 2022/96
Karar No: 2022/1171
Karar Tarihi: 22.03.2022

Danıştay 7. Daire 2022/96 Esas 2022/1171 Karar Sayılı İlamı

Danıştay 7. Daire Başkanlığı         2022/96 E.  ,  2022/1171 K.

    "İçtihat Metni"


    T.C.
    D A N I Ş T A Y
    YEDİNCİ DAİRE
    Esas No : 2022/96
    Karar No : 2022/1171


    DAVACI :… Endüstriyel ve Ticari Lastikler Anonim Şirketi
    (Eski unvanı: … Lastikleri Anonim Şirketi)
    VEKİLİ :Av. …

    DAVALI : … Bakanlığı - …
    VEKİLİ : Av. …

    DAVANIN KONUSU :07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin dava tarihinde yürürlükte olan şeklinin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istenilmektedir.
    DAVACININ İDDİALARI : Davacı şirket tarafından, adına tescilli … tarih ve … sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi kapsamında EUR.1 dolaşım belgesinin Gümrük Yönetmeliği'nin 38. maddesinin 2. fıkrası uyarınca sonradan ibraz edileceği hususu beyannamenin 44 nolu hanesinde beyan edilerek 2011/8 sayılı İthalatta Haksız Rekabetin Önlenmesine İlişkin Tebliğ uyarınca getirilen dampinge karşı vergi ile buna bağlı katma değer vergisinden kaynaklanan farkların teminata bağlanması suretiyle ithalat işlemlerinin tamamlanmasından sonra … tarih ve … sayılı EUR.1 dolaşım belgesinin ibraz edilerek teminatın iadesi istemiyle yapılan başvurunun reddine dair karara vaki itirazın reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan davanın … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla reddi üzerine işlemin dayanağı olduğundan bahisle Gümrük Yönetmeliği'nin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle iş bu davanın açıldığı, eşyanın menşeinin ispatı konusunda üst normlarda süre sınırlaması getirilmediği halde, anılan düzenleme ile menşe ispat veya dolaşım belgelerinin sonradan ibrazının veya ibraz edilen belgenin usuli ve maddi hatalar içermesinin uluslararası bir anlaşmadan doğan vergi indirimi zorunluluğunu kaldıracak şekilde belirli bir süre ile kısıtlandığı, anılan düzenlemenin aynı düzenlemenin diğer maddeleri ve 3 no.lu Gümrük Genel Tebliği (Serbest Dolaşıma Giriş) ile de çeliştiği, işlemin sebep, konu, amaç ve şekil açısından sakat olduğu iddia edilmektedir.

    DAVALININ SAVUNMASI : Dava konusu yönetmelik hükmünün 07/10/2009 tarihinde yürürlüğe girdiği, uygulama işlemi olan teminat talebinin reddi işleminin ise davacıya 11/11/2014 tarihinde tebliğ edildiği, dolayısıyla davanın yasal süresinde açılmadığı, yönetmelik hükmü ile kanunların idareye tanıdığı takdir yetkisine dayanılarak kanunların ve uluslararası anlaşmaların uygulanmasının gösterildiği, diğer menşe ispat belgelerinde olduğu gibi menşe şahadetnamesinin ibrazının da belirli bir süreyle sınırlandırılması gerektiği, mevzuatta diğer menşe ispat belgelerinde belirlenmiş daha kısa süreler bulunduğu, dolayısıyla yönetmelik hükmüyle belirlenen 6 aylık sürenin makul olduğu, davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi ekinde herhangi bir menşe belgesi ibraz edilmeden "kamyon dış lastiği" cinsi eşyaların menşe ülkesinin Mısır olduğu belirtilerek beyannamenin 44 no.lu hanesinde "Gümrük Yönetmeliğinin 38. maddesinin 2. fıkrasına istinaden EUR.1 dolaşım belgesi sonradan ibraz edilecektir." şeklinde beyanda bulunulması suretiyle dampinge karşı vergi ve buna isabet eden katma değer vergisi için teminat verilerek ithalat işlemlerinin tamamlandığı, davacı tarafından … tarih ve … kayıt sayılı dilekçe ekinde ibraz edilen … tarih ve … sayılı EUR.1 dolaşım belgesiyle teminatın iadesi talep edilmişse de, ithalat esnasında sonradan ibraz edileceği belirtilen menşe şahadetnamesinin 6 ay içinde ibraz edilmemesi üzerine teminatın iade edilmesine ilişkin talebin reddedildiği, akabinde 4458 sayılı Kanun'un 214. maddesi uyarınca teminata konu vergilerin 1 yılık süre içinde iade alınabileceğinden süre kısıtının 6 ay değil 1 yıl olarak uygulanması gerektiğinden bahisle itiraz edilmişse de, anılan madde uyarınca yapılacak iadelerin, tercihli menşe kurallarına göre indirilen vergiler olması nedeniyle, menşe şahadetnameleriyle ilgili düzenlemeyi kapsamadığı, eşyanın ticaret politikası önlemine tabi olmayan ülke menşeli olduğuna ilişkin ispat yükünün davacıya ait olduğu, ispat için de menşe şahadetnamesi ibrazının zorunlu olduğu, dava konusu düzenleyici işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

    DANIŞTAY SAVCISI …'İN DÜŞÜNCESİ : Dava, 07/10/2009 tarih ve 27369 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
    Dava konusu edilen düzenlemenin, ithalatçı Şirketin gümrük işlemlerinde sürekli uygulanabilir nitelikteki bir kural olması nedeniyle, davalı İdare tarafından ileri sürülen, davanın süresinden sonra açıldığı iddiasında yasal isabet görülmemiştir.
    Öte yandan; T.C. Anayasasının 124. maddesinde, Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabilecekleri belirtilmiştir.
    Uyuşmazlığın çözümü bakımından, Yönetmelikle yapılan düzenlemenin üst normlara ve hukuka uygun olup olmadığının irdelenmesi gerekmektedir. Buna göre;
    4458 sayılı Gümrük Kanunu'nun "Eşyanın Tercihli Olmayan Menşei" başlıklı 17. maddesinde, eşyanın tercihli olmayan menşeinin; a) 15. maddenin 3. fıkrasının (d) ve (e) bentlerinde öngörülen uygulamalar hariç olmak üzere, Türk Gümrük Tarifesinin uygulanması, b)eşya ticaretine ilişkin tarife önlemleri dışında, Bakanlar Kurulu Kararı ile oluşturulan önlemlerin uygulanması, c) menşe şahadetnamelerinin hazırlanması ve verilmesi, amaçları ile bu Kanunun 18 ila 21. maddelerindeki hükümler çerçevesinde belirleneceği; 21. maddesinde de, menşe şahadetnamesi aranacak haller ile menşe şahadetnamelerinin şekli ve içereceği bilgilere ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği; menşe şahadetnamesinin ibrazına rağmen ciddi bir şüphe durumunda, ek kanıtları isteme konusunda gümrük idarelerinin yetkili olduğu; 214. maddesinde ise, gümrük vergilerinin 211, 212 ve 213. maddelerde belirtilen haller dışında, Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası anlaşma hükümleri çerçevesinde, Bakanlar Kurulu tarafından belirlenecek hallerde geri verileceği veya kaldırılacağı, bu maddede belirlenen geri verme ve kaldırma işlemlerinin, gümrük vergilerinin yükümlüye tebliği tarihinden itibaren bir yıl içinde ilgili gümrük idaresine başvurulması üzerine yapılacağı, ancak, mücbir sebebin tespiti halinde, bu sürenin aşılmasına Müsteşarlıkça izin verileceği, hükümlerine yer verilmiştir.
    Söz konusu kanun hükümlerine dayanılarak 07/10/2009 tarih ve 27369 mükerrer sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Gümrük Yönetmeliğinin "Menşe şahadetnamesi aranılacak haller" başlıklı 38. maddesinin 2. fıkrasında, "Serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescili sırasında menşe şahadetnamesinin mevcut olmaması veya ibraz edilen menşe şahadetnamesinin şekil ve formalite noksanlığı ya da içerik itibarıyla yanlış veya eksik bilgi taşıması nedeniyle gümrük idaresince kabul edilmemesi hallerinde, yükümlülerin tahakkukun kesinleşmesinden önce yazılı olarak müracaat etmeleri şartıyla, ithalat vergilerine isabet eden tutar tahsil edilerek emanet hesabına alınmak veya teminata bağlanmak suretiyle usulüne uygun bir menşe şahadetnamesinin ibrazı için beyannamenin tescil tarihinden itibaren altı aylık süre verilir. Tahakkukun kesinleşmesinden sonra yapılan ek süre talepleri kabul edilmez." hükmü yer almıştır.
    Gerek öğretide, gerekse Danıştayın süre gelen içtihatlarında; kanun yapma tekniği bakımından yasada yer verilmesine gerek görülmeyen bazı şekli ve usûli ayrıntıları belirleme konusunda idarelere yetki tanınabileceği kabul edilmiştir. Bu kabulün vergi hukuku alanındaki yansıması olarak; yasa koyucu, yükümlülüklerin, böylece kamu düzeninin yerine getirilmesinin sağlanması amacıyla Anayasada ifadesini bulan yasallık ve hukuki güvenlik ilkelerini göz önüne alarak kurallar koyma ve uygulama konusunda takdir yetkisine sahiptir.
    Dünya Ticaret Örgütüne üye ülkelerin genelde birbirine benzeyen menşe kuralları bulunmakla birlikte; uluslararası ve ikili anlaşma hükümlerinde, eşyanın ithali sırasında gümrük vergilerinin hesaplanması, gözetim ve korunma, miktar kısıtlaması gibi ticaret politikası önlemlerinin uygulanmasına esas alınan menşe şahadetnamesine dayanılarak, indirimli tarifeden yararlanılmak istenilmesi halinde, eşyanın anlaşmaya taraf olan ülke menşeli olduğunu veya o ülkede gördüğü değişiklik ve işlemler dolayısıyla öyle sayılması gerektiğini bildirir menşe şahadetnamesi ibrazının zorunlu olduğu kurala bağlanmıştır. Bu kapsamda; 4458 sayılı Kanun'un 17 ilâ 22. maddeleri arasında "ithal eşyanın menşei" ile ilgili hükümlere yer verilmiş; uygulamaya yön verecek hususlara açıklık getirmek ve gümrük işlemlerine ilişkin usul ve esasları belirlemek üzere yayımlanan Gümrük Yönetmeliği'nin "Menşe şahadetnamesi" başlıklı ikinci bölümünde, menşe şahadetnamesi aranılacak haller ve bu konudaki yükümlülükler belirtilerek, ithal esnasında belgenin mevcut olmaması veya ibraz edilen belgenin yanlış veya eksik bilgi taşıması nedeniyle gümrük idaresince kabul edilmemesi hallerinde, ithalatçılara altı aylık süre tanınmıştır. Söz konusu durumlarda idarece verilen altı aylık ek sürenin, taraflar bakımından hak düşürücü veya hak kazandırıcı bir süre olmayıp, düzenlenmesi yasa ile öngörülen bir hususta idareyi disipline edecek bir nitelik taşıdığı açıktır. Dolayısıyla; menşe şahadetnamesinin beyannamenin tescili sırasında ekte sunulması gereken bir belge olduğu hususu göz önüne alındığında, yükümlüler lehine verilen ek ibraz süresine yönelik aksi bir düşünce, kanun hükmü ile bağdaşmamaktadır.
    Bu itibarla; Gümrük Kanunu'nun değişik 21. maddesi ile verilen yetkiye dayanılarak, Gümrük Müsteşarlığınca, menşe şahadetnamesinin eksik verilmesi veya hiç verilmemesi halinde, idareye ibraz edilmesine ilişkin ek sürenin belirlenmesinde ve Gümrük Yönetmeliği'nde bu konuya ilişkin düzenlemeye yer verilmesinde kamu yararına, üst norma ve hukuka aykırılık görülmemiştir.
    Ayrıca; davacı Şirket tarafından, "tahakkukun kesinleşmesinden sonra yapılan ek süre talepleri kabul edilmez." ibaresinin ne anlama geldiğinin anlaşılamadığı ileri sürülmekte ise de; vergi tahakkukunun tebliğinden itibaren, süresi içinde itiraz edilmemiş olması veya yapılan itiraz başvurusunun reddedilmiş olması suretiyle tahakkukun kesinleşmesi halinde, idarece, amme alacağının tahsil edilebilir hale gelmesi nedeniyle, artık tahakkuk kesinleştikten sonra ibraz edilen menşe şahadetnamesine dayanılması idari işlemleri sürüncemede bırakacağı gibi, uygulamada karışıklığı da yol açabilmesi karşısında, bu iddiaya da itibar edilmesi mümkün değildir.
    Açıklanan nedenle davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

    TÜRK MİLLETİ ADINA
    Karar veren Danıştay Yedinci Dairesince, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 14. maddesinin 6. fıkrası uyarınca Tetkik Hâkimi …'ın açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:

    MEVZUAT VE GEREKÇE :
    2575 sayılı Danıştay Kanunu'nun 24. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde, Bakanlıkların düzenleyici işlemleri ile kamu kuruluşları veya kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarınca çıkarılan ve ülke çapında uygulanacak düzenleyici işlemlere karşı açılacak iptal ve tam yargı davalarına Danıştay'ın ilk derece mahkemesi olarak bakacağı öngörülmüştür.
    2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Dava Açma Süresi" başlıklı 7. maddesinin 1. fıkrasında, dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu, 4. fıkrasında ise, ilanı gereken düzenleyici işlemlerde dava süresinin, ilan tarihini izleyen günden itibaren başlayacağı, ancak bu işlemlerin uygulanması üzerine ilgililerin, düzenleyici işlem veya uygulanan işlem yahut her ikisi aleyhine birden dava açabilecekleri, düzenleyici işlemin iptal edilmemiş olmasının bu düzenlemeye dayalı işlemin iptaline engel olmayacağı hükmüne yer verilmiş, "Dilekçeler Üzerine İlk İnceleme" başlıklı 14. maddesinde, dilekçelerin süre aşımı yönünden de inceleneceği ve 15. maddesinde ise süre aşımı bulunması halinde davanın reddine karar verileceği kurala bağlanmıştır.
    07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle dava açılmıştır.
    Dosyanın incelenmesinden, 07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle 20/05/2016 tarihinde Danıştay Onuncu Dairesinin kaydına giren dilekçeyle dava açıldığı, bu düzenlemeye dayalı olarak tesis edildiği ileri sürülen ve 11/11/2014 tarihinde tebliğ edilen işleme karşı ise … Vergi Mahkemesinde 13/11/2014 tarihinde kayda giren dilekçeyle dava açıldığı, dolayısıyla hem düzenleyici işlemin yayımlandığı 07/10/2009 tarihine göre, hem de 11/11/2014 tarihinde tebliğ edilen uygulama işlemi üzerine dava açma süresinin geçirildiği anlaşılmıştır.
    Bu bakımdan, davanın, düzenleyici işlemin Resmi Gazete'de yayımı ve uygulama işleminin tebliğ tarihinden itibaren işlemeye başlayan idari dava açma sürelerinin dolmasından sonra açılmış olması nedeniyle süre aşımı sebebiyle incelenmesine olanak bulunmamaktadır.

    KARAR SONUCU:
    Açıklanan nedenlerle;
    1.07/10/2009 tarih ve 27369 (Mükerrer) sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Gümrük Yönetmeliğinin 38. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle açılan DAVANIN SÜRE AŞIMI NEDENİYLE REDDİNE,
    2. Ayrıntısı aşağıda gösterilen toplam … TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına,
    3. Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca … TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine,
    4. Posta gideri avansından artan tutarın kararın kesinleşmesinden sonra davacıya iadesine,
    5. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 gün içerisinde Danıştay Vergi Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi