11. Ceza Dairesi 2019/4493 E. , 2019/6003 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Mühür bozma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Sanık hakkında verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleştiği 21.02.2010 tarihinden, hükmün açıklanmasına sebep olan ikinci suçun işlendiği 25.01.2012 tarihine kadar zamanaşımı süresinin durduğu, bu nedenle temyiz inceleme tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı kabul edilerek yapılan incelemede;
1- 5271 sayılı CMK"nin 231/11. maddesinde yer alan "Denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurulabilir" şeklindeki düzenleme karşısında; açıklanması geri bırakılan mahkûmiyet hükmü ancak açıklanmakla hukuki sonuç doğurmaya başlayıp, infaza elverişli hüküm niteliğini kazanacağından duruşma açılarak sanığa “Deneme süresi içinde kasıtlı suç işlenmesi nedeniyle dosyanın yeniden ele alınarak duruşma açıldığı; duruşmaya gelerek bu konuda savunma yapılmadığı takdirde açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanacağı” uyarısı ile birlikte duruşma tarihi ve saatinin bildirilmesi gerekirken, usulüne uygun meşruhatı içerir davetiye tebliğ edilmeden savunma hakkını kısıtlayacak biçimde hükmün açıklanmasına karar verilmesi,
2- Sanık hakkında CMK"nin 231. maddesi gereğince verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararının kesinleşmesinden sonra, deneme süresi içinde kasıtlı suç işlemesi nedeniyle duruşma açılarak "açıklanması geri bırakılan hükmün açıklanması" durumunda, Yargıtay incelemesine tabi olan ve kesinleşmesi halinde infaza verilecek hükmün, açıklanan hüküm olması karşısında; CMK"nin 230 ve 223. maddeleri gereğince kararın dayandığı tüm kanıtların, bu kanıtlara göre ulaşılan sonuçların, iddia, savunma, tanık anlatımları ve dosyadaki diğer belgelere ilişkin değerlendirmeler ile sanığın eyleminin ve yüklenen suçun unsurlarının nelerden ibaret olduğunun, hangi gerekçeyle hangi delillere üstünlük tanındığının açık olarak gerekçeye yansıtılması ve bu şekilde cezanın şahsileştirilmesi gerekirken; açıklanan ilkelere uyulmadan, önceki karara yollama yapılmak suretiyle Anayasa"nın 141. ve 5271 sayılı CMK"nin 34 ve 230. maddelerine aykırı davranılarak hükmün gerekçesiz bırakılması,
Yasaya aykırı, sanık müdafiinin temyiz nedenleri bu itibarla yerinde olduğundan, diğer yönleri incelenmeyen hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu konusunda üye ..."ın karşı oyu ve oy çokluğu ile diğer yönlerden oy birliği ile 09.09.2019 tarihinde karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİDİR
Dairemizin 09/09/2019 tarih, 2019/4493 Esas , 2019/6003 Karar sayılı çoğunluk görüşüne aşağıdaki sebepten muhalifim.
Sanığın 5237 TCK"nin 203/1, 43/1, 62, 52/2-4. maddeleri gereğince 3.740 TL Adli Para Cezası ile cezalandırılmasına dair, 5271 sayılı CMK’nin 231. maddesi uyarınca Hükmün Açıklanması suretiyle kurulan Torbalı 1. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 19/02/2015 tarih 2014/709 Esasa , 2015/118 Karar sayılı kararı usul ve yasaya aykırıdır.
Sanık hakkında aynı mahkemece 09.12.2009 tarih 2009/526 Esas - 2009/574 Karar sayıyla verilen hükmün CMK’nin 231. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakıldığı anlaşılmaktadır.
Deneme devresi içinde sanık hakkında Torbalı 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 11/09/2012 tarih 2012/408 Esas ve 2012/620 Karar sayı ile 5237 sayılı TCK’nin 203/1, 62/1, 52/2. maddeleri uyarınca doğrudan 3000 TL APC ile cezalandırılmasına ilişkin kesin olarak verilen hükme istinaden ilgili mahkemesine ihbarda bulunulduğu görülmüştür.
Kesin olarak verilen kararların olağan yargı yolu içinde temyiz incelenmesine konu edilmesi mümkün değildir. Ancak şartların varlığı halinde kanun yararına bozma suretiyle hukuka aykırılığın giderilmesi mümkündür. Dolayısıyla etkin bir yargısal denetime tabi olmayan kesin hükümlerin hükmün açıklanmasına dayanak alınması mümkün değildir. Bu durum iç hukukumuzun bir parçası olan İnsan Hakları ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Avrupa Sözleşmesinin 6/2. maddesine güvence altına alınan Masumiyet Karinesinin ihlali niteliğindedir.
Bu sebeblerle anılan mahkeme kararının öncelikle hükmün açıklanma koşullarının bulunmadığı sebebi ile bozulması gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun (hükmün açıklanma koşullarının oluştuğu yönündeki) görüşüne katılmıyorum. 09.09.2019