22. Hukuk Dairesi 2017/23541 E. , 2019/15590 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, davacının iş sözleşmesini 05.06.2014 tarihli ihtarname ile çalışma koşullarının ağırlığı, çalışmasının karşılığı ücretin elden ve eksik ödenmesi, bordrolara yansıtılmaması, cumartesi günü olan hafta tatili kullanma hakkını çoğu zaman kullanamaması, yemeklerin kalitesiz ve özensiz olması, fazla çalışma ve hafta tatili çalışma karşılığının ödenmemesi sebebi ile iş sözleşmesini haklı nedenle feshetttiğini ileri sürerek ödenmeyen kıdem tazminatı ile bir kısım ücret alacağının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, alacak taleplerinin zamanaşımına uğradığını, daha iyi şartlarda başka bir iş bulması sebebi ile iş sözleşmesini kendi isteği ile sona erdirdiğini, davacının haksız iddiaları sebebi ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporuna doğrultusunda yazılı gerekçe ile davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı işçinin hafta tatilinde çalışıp çalışmadığı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
İmzalı ücret bordrolarında fazla çalışma ücreti ödendiği anlaşılıyorsa, işçi tarafından gerçekte daha fazla çalışma yaptığının ileri sürülmesi mümkün değildir. Ancak, işçinin fazla çalışma alacağının daha fazla olduğu yönündeki ihtirazi kaydının bulunması halinde, bordroda görünenden daha fazla çalışmanın ispatı her türlü delille yapılabilir. Bordroların imzalı ve ihtirazi kayıtsız olması durumunda, işçinin bordroda belirtilenden daha fazla çalışmayı yazılı belge ile kanıtlaması gerekir. İşçiye bordro imzalatılmadığı halde, fazla çalışma ücreti tahakkuklarını da içeren her ay değişik miktarlarda ücret ödemelerinin banka kanalıyla yapılması durumunda, ihtirazi kayıt ileri sürülmemiş olması, ödenenin üzerinde fazla çalışma yapıldığının yazılı delille ispatlanması gerektiği sonucunu doğurmaktadır.
Hafta tatili ücret alacağı bakımından da aynı ilkeler geçerlidir.
Somut olayda, hükme esas alınan bilirkişi raporunda, davacı tanık beyanları esas alınarak davacının ayda iki hafta tatilinde çalıştığı kabul edilerek yapılan hesaplama Mahkemece hüküm altına alınmıştır. Ne var ki, davacı tanıklarından birinin husumetli olduğu davalı aleyhine dava açtığı ve somut davada çıkacak sonuçtan menfaat elde edeceği tartışmasız olduğundan başka delillerle desteklenmeden tek başına husumetli tanık anlatımına itibar edilmesi mümkün değildir. Husumetli olmayan diğer davacı tanığın ise hafta tatilinde yaptığı çalışmasına ilişkin “ay içerisinde hafta tatili yaptığı zamanlar olduğu gibi, hiç hafta tatili yapmadığı zamanlar da olduğu, hafta tatili yapmadığı zamanların daha çok olduğu” şeklindeki beyanlarının açık, net ve hesaplamaya elverişli olmadığı anlaşılmaktadır. Dosya kapsamında dinlenen davalı tanıkları ise davacının hafta tatilini cumartesi günü kullandığını, arıza durumunda hafta tatili olmadığını ancak ortalama verebilmelerinin mümkün olmadığını beyan etmektedir. Varsayıma dayalı soyut tanık beyanları ile davacının hafta tatillerinde çalıştığı kabul edilemez. Açıklanan nedenler ile davacının hafta tatilinde çalışma yaptığını başka deliller ile ispat edemediği anlaşıldığından, bu talebin reddine karar verilmesi gerekirken, husumetli tek tanık beyanına itibarla yazılı şekilde kabulüne ilişkin hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 09.09.2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.