9. Hukuk Dairesi 2016/18879 E. , 2018/1512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İŞ MAHKEMESİ
DAVA : Davacı, vardiya tazminatı, iş güçlüğü tazminatı, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı ile yıllık izin ücreti, ücret farkı alacağı, ilave tediye alacağı, ikramiye alacağı, genel tatil ücreti ve sosyal yardım alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Yerel mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiştir.
Hüküm süresi içinde davalı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
YARGITAY KARARI
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2-Davacı vekili, dava dilekçesi ile davalı aleyhine ücret farkı, ilave tediye ücreti, ihbar tazminatı, kıdem tazminatı, genel tatil ücreti ve yıllık ücretli izin alacağının tahsili talebi ile belirsiz alacak davası açmış,
17.03.2014 harç tarihli " dava dilekçesini tamamen ıslahı ıslah ettiklerini ve yeni dava dilekçesini sunduklarını " belirttiği dilekçesi ile dava dilekçesindeki taleplerine ek olarak " ikramiye, sosyal yardım, vardiya tazminatı ve iş güçlüğü tazminatı " talep etmiştir.
Davacı vekili yargılamanın devamı sırasında bu kez 08.01.2016 harç tarihli " talep artırımı, harcın tamamlanması " talepli bir dilekçe sunarak dava ve 17.03.2016 tarihli dilekçelerindeki talep ettiği miktarları bilirkişi raporu doğrultusunda artırmıştır.
Mahkemece her üç dilekçe de dikkate alınarak hüküm kurulmuştur.
Taraflar arasında, davacının verdiği 17.03.2014 harç tarihli " dava dilekçesini tamamen ıslahı ıslah ettiklerine " ilişkin dilekçe ile 08.01.2016 harç tarihli " talep artırımı, harcın tamamlanması " talepli bir dilekçenin niteliği ve yargılamaya etkisi uyuşmazlık konusudur.
Dilekçeler ayrı ayrı değerlendirildiğinde;
Islah müessesesi 6100 sayılı HMK. nın 176. maddesinde düzenlenmiştir.
HMK. nın 176/2. maddesi uyarınca " Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir ".
Davanın tamamen ıslahı, dava sebebinin ve talep sonucunun tamamen değiştirilmesidir.
Davacının 17.03.2014 tarihli dilekçesi ile yapılan davanın sebebi ve talep sonucunun tamamen değiştirilmesi olmayıp, aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ve dava dilekçesinde talep edilmeyen dört ayrı alacak kalemininde dava eklenmesidir.
Dairemiz, aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ve dava dilekçesinde talep edilmeyen alacak kalemlerinin ıslah yolu ile talep edilebileceğini kabul etmektedir.
Bu nedenlerle davacı vekilinin 17.03.2014 tarihli dilekçesi, davanın tamamen ıslahı olmayıp, davaya yeni taleplerin eklenmesini içeren kısmi ıslah dilekçesi olarak kabul edilmelidir.
Davacı vekilinin verdiği 08.01.2016 harç tarihli " talep artırımı, harcın tamamlanması " talepli dilekçe değerlendirildiğinde;
Açılan dava belirsiz alacak davasının bir türü olan " kısmi eda, külli tespit talepli " alacak davasıdır.
Dava, kısmi eda ve külli tespit davası olarak açıldığında, davacının başlangıçta belirleyebildiği miktarı dava dilekçesinde belirtmesine gerek yoktur.
Kısmi davada olduğu gibi istediği miktarda açabilir ve alacağın belirlenmesini istediği kalan kısmının da (açıkça) tespitini isteyecektir. Bu durumda mahkeme ıslah yapılmadığı sürece kısmi olarak talep edileni tahsil, kalan kısmı ise tespit hükmü olarak hüküm altına alacaktır. Kısmi olarak istendiğinde külli olan kalan kısmi ıslah ile istendiğinde, temerrüt yoksa ıslah ile arttırılan miktara ıslah tarihinden faiz yürütülecektir.
Bu dava türünde davacı kalan kısmın tespitini istediğinden artırım dilekçesi veremez. Zira talep artırımı, ancak tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında mümkündür. Tespit içeren belirsiz alacak davası, artırım dilekçesi ile değil, ıslah sureti ile tahsil istemine dönüşebilir.
Davacı vekilinin bu ikinci dilekçesi de niteliği itibarı ile tahsil amaçlı belirsiz alacak davasında uygulama yeri olan " tamamlama dilekçesi " olmayıp, talep edilen miktarların artırılmasına yönelik " ıslah " dilekçesidir.
Dairemiz uygulamasına göre 17.03.2014 tarihli ıslah dilekçesi geçerlidir. Davacı aynı hukuki ilişkiden kaynaklanan ancak dava dilekçesinde olmayan yeni alacak kalemlerini de talep edebilir.
Ancak 08.01.2016 tarihli dilekçe " talep edilen miktarların artırılmasına yönelik 2. ıslah dilekçesi " niteliğinde olup, HMK. nın 176/2. maddesindeki " Aynı davada, taraflar ancak bir kez ıslah yoluna başvurabilir " hükmü karşısında geçersizdir.
Bu açıklamalar karşısında, Mahkemece 17.03.2014 tarihli ıslah dilekçesine değer verilerek, 2. dilekçe yok sayılarak, davalının bu dilekçe ile istenilen yeni alacak kalemlerine yönelik yaptığı zaman aşımı def" i 17.03.2014 tarihi itibarı ile değerlendirilerek, davacının her bir alacak kaleminde hak ettiği toplam miktarlar gerekçe içerisinde gösterilerek ve kıdem tazminatı dışındaki alacaklarda, faiz başlangıcı olarak dava dilekçesinde istenilen miktarlara dava tarihinden, 17.03.2014 tarihli dilekçe ile eklenen taleplere ise bu tarihten itibaren faiz yürütülerek sadece kısmi miktarları hüküm altına almaktır. 08.01.2016 harç tarihli ikinci ıslaha değer verilerek hüküm kurulması hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:
Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgiliye iadesine, 05.02.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.