Esas No: 2019/2961
Karar No: 2022/1774
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 4. Daire 2019/2961 Esas 2022/1774 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 4. Daire Başkanlığı 2019/2961 E. , 2022/1774 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/2961
Karar No : 2022/1774
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Vergi Dairesi Başkanlığı
(...Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, ...Eğitim İşletmeleri Ticaret Anonim Şirketi'nin vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen ...tarih ve ...ile ...sayılı ödeme emirlerinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... Vergi Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararda; olayda dava konusu ödeme emirlerinin asıl borçlu şirketin 2015 dönem ve vade tarihli vergi borçlarına binaen düzenlendiği, söz konusu şirkete Sulh Ceza Hakimliğinin 11/04/2016 tarihli kararıyla kayyım atandığı ve bu durumun ...tarih ve ...sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde ilan edildiği, sonrasında amme alacağının tahsili için öncelikle asıl borçlu şirket adına, ardından da ilgili dönemde kanuni temsilci olan davacı adına ödeme emirleri düzenlenerek tebliğ edilip amme alacağının tahsili cihetine gidildiği, ancak söz konusu şirketin 17/08/2016 tarihinde Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren 670 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Alınan Tedbirlere İlişkin Kanun Hükmünde Kararname kapsamında ticaret sicil kaydının re'sen silinerek malvarlığının hazineye devredildiği, davalı idare tarafından dava dosyasına sunulan bilgi ve belgeler incelendiğinde, davalı idarece borcun vade tarihinden 670 sayılı KHK'nın çıktığı tarihe kadar amme alacağının tahsili için şirket adına ödeme emrinin düzenlenmesi dışında bir işlem yapılmadığının görüldüğü, diğer taraftan, Mahkemelerinin 20/03/2018 tarihli ara kararıyla, 670 sayılı KHK'nın 5. maddesi kapsamında asıl borçlu şirketin hazineye devredilmiş malvarlığı olup olmadığının, bu konuda herhangi bir araştırma yapılıp yapılmadığının, asıl borçlu şirketin hazineye devredilmiş bir malvarlığı varsa, dava konusu ödeme emirleri içeriği borçların 670 sayılı KHK'nın 5. maddesi uyarınca söz konusu malvarlığından tahsili için herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığının sorularak bu hususa ilişkin tüm bilgi ve belgelerin eksiksiz olarak gönderilmesinin istenildiği, ara kararına binaen asıl borçlu şirket ile ilgili T.C. İstanbul Valiliği Defterdarlık KHK İşlemleri İl Bürosu'nun ...tarih ve ...sayılı yazısı ve eki ...tarih ve ...sayılı Görüş ve Öneri Raporu'nun sunulduğu, asıl borçlu şirket ile ilgili malvarlığına rastlanılmaması nedeniyle ...tarih ve ...sayılı, ...tarih ve ...sayılı yazılarla İstanbul Defterdarlığı Milli Emlak Müdürlüğü'ne alacak kaydı yapılması hususunun bildirildiği, anılan raporda ise asıl borçlu şirketin 16.696.054,81 TL toplam varlığı, vergi borçları da dahil borç ve yükümlülük tutarının ise 1.830,672,09 TL olduğunun belirtildiği, buna göre, 670 sayılı KHK kapsamında ticaret sicil kaydının re'sen silinerek malvarlığı hazineye devredilen asıl borçlu şirketin vergi borçlarının öncelikle hazineye devredilen malvarlığından tahsili cihetine gidilmesi gerektiğinden, bu yol izlenmeden davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : OHAL kapsamında kapatılarak malvarlığı Hazineye devredilen asıl borçlu şirketten tahsil edilemeyen amme alacağının tahsili amacıyla kanuni temsilci olan davacı adına düzenlenen ödeme emirlerinde hukuka aykırılık bulunmadığı, temyize konu kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
TETKİK HÂKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin reddine,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... Vergi Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, kararın taraflara tebliğini ve bir örneğinin de Vergi Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın Vergi Mahkemesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.