Hukuk Genel Kurulu 2019/655 E. , 2019/1392 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
Taraflar arasındaki “Tespit (İşe İade)” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Ankara 28. İş Mahkemesince davanın reddine dair verilen 19.09.2017 tarihli ve 2016/1357 E., 2017/368 K. sayılı kararın istinaf incelemesi davacı vekilince istenilmesi üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 8. Hukuk Dairesince istinaf isteminin esastan reddine dair verilen 19.04.2018 tarihli ve 2018/122 E., 2018/986 K. sayılı kararın temyizen incelenmesi davacı vekilince istenilmesi üzerine, Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 12.09.2018 tarihli ve 2018/10008 E., 2018/18413 K. sayılı kararıyla Bölge Adliye Mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak bozulmuş ve dosyanın ilk derece mahkemesine gönderilmesine karar verilmiş, ilk derece mahkemesince yeniden yapılan yargılama sonunda; mahkemece önceki kararda direnilmiştir.
HUKUK GENEL KURULU KARARI
Hukuk Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılan ön inceleme sonunda gereği görüşüldü:
Dava, iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğinin tespiti ve işe iade istemine ilişkindir.
Yerel mahkemece, davacı işçinin davalı iş yerindeki kıdeminin altı aydan az olması nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, istinaf talebinde bulunulması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiş, bu kararın temyizi üzerine ise Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde belirtilen karar ile Bölge Adliye Mahkemesinin kararı ortadan kaldırılarak bozulmuş ve dosyanın yerel mahkemeye gönderilmesi üzerine mahkemece direnme kararı verilmiştir.
Hükmü temyize davacı vekili getirmektedir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20/3. fıkrası;
“Dava seri muhakeme usulüne göre iki ay içinde sonuçlandırılır. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde, Yargıtay bir ay içinde kesin olarak karar verir. ” şeklinde iken 26.10.2017 tarihinde yürürlüğe giren 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile değiştirilmiştir.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile değişik 20/3. fıkrası ise;
“Dava ivedilikle sonuçlandırılır. Mahkemece verilen karar hakkında istinaf yoluna başvurulması hâlinde, bölge adliye mahkemesi ivedilikle ve kesin olarak karar verir. “ şeklinde olup, 01.01.2018 tarihinden itibaren açılan işe iade davalarında uygulanmaktadır.
Dolayısıyla eldeki davanın açılış tarihi dikkate alındığında somut uyuşmazlıkta 4857 sayılı İş Kanunu’nun değişiklikten önceki 20/3. fıkrası dikkate alınmalıdır. Buna göre; iş sözleşmesinin feshinin geçersizliğine ilişkin açılacak bir davanın basit yargılama usulüne göre, kısa süre içerisinde sonuçlandırılması düşüncesi, işçinin emek gelirinden olanaklar ölçüsünde çok kısa bir süre yoksun kalması ilkesinden kaynaklanmış ve bu nedenle de Yargıtay Özel Dairesince verilecek kararın kesin olması amaçlanmıştır.
Benzer nitelikteki düzenlemelere; 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanunu 5, 15, 24, 34, 41 ve 53. maddelerinde de yer verilirken iş hukukuna yön veren temel ilke ve düşüncelerden hareket edildiği, Hukuk Genel Kurulunun 13.03.1985 tarihli ve E:1984/9–834, K:1985/201 sayılı kararında da, benzer bir konunun ele alındığı görülmüş ve 2822 Sayılı Kanunun 15. maddesinde yer verilen “Yargıtay’ca... kesin karara bağlanır.” hükmü ile yasa koyucunun, burada bozma kararına karşı direnme yolunu kapamayı amaçladığının vurgulandığına işaret edilmiştir.
Açıklanan nedenlerle, "kesin karar verme" ifadesinden, Yargıtay Özel Daire kararının kesin olduğunun amaçlandığı, bu bakımdan Daire bozma kararının direnmeye konu edilemeyeceğini kabul etmek gerekir. Yasa koyucu burada açıkça, “Yargıtay’ca kesin olarak karara bağlanır.” demek suretiyle, bozma kararına karşı direnme yolunu kapamış bulunmaktadır.
Nitekim aynı ilke, Hukuk Genel Kurulunun 20.10.2004 tarihli ve 2004/9-510 E., 2004/557 K.; 08.12.2004 tarihli ve 2004/9-654 E., 2004/664 K.; 21.09.2005 tarihli ve 2005/9-474 E., 2005/510 K.; 23.11.2005 tarihli ve 2005/9-579 E., 2005/648 K.; 12.04.2006 tarihli ve 2006/9-211 E., 2006/195 K.; 18.10.2006 tarihli ve 2006/9-621 E., 2006/673 K.; 03.12.2008 tarihli ve 2008/9-716 E., 2008/726 K.; 27.01.2010 tarihli ve 2009/9-592 E., 2010/35 K.; 24.02.2010 tarihli ve 2010/9-33 E., 2010/105 K.; 09.12.2015 tarihli ve 2015/22-920 E., 2015/2898 K.; 09.12.2015 tarihli ve 2015/22-1856 E., 2015/2923 K.; 27.06.2018 tarihli ve 2018/22-61 E., 2018/1250 K. ile 07.02.2019 tarihli ve 2019/22-90 E., 2019/115 K. sayılı kararlarında da benimsenmiştir.
Hâl böyle olunca; yerel mahkemece, Yargıtay Özel Daire bozma kararının kesin olduğu ve direnme yolunun kapalı bulunduğu gözetilerek, Özel Daire bozma kararına uyulmak gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
Direnme kararı belirtilen bu değişik gerekçeyle bozulmalıdır.
S O N U Ç : Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile, direnme kararının yukarıda gösterilen değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, 19.12.2019 tarihinde oy birliği ile kesin olarak karar verildi.