Esas No: 2019/16046
Karar No: 2022/3400
Karar Tarihi: 22.03.2022
Danıştay 6. Daire 2019/16046 Esas 2022/3400 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 6. Daire Başkanlığı 2019/16046 E. , 2022/3400 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/16046
Karar No : 2022/3400
TEMYİZ EDEN TARAFLAR : 1- (DAVACI) ... İnşaat Madencilik Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
VEKİLLERİ : Av. ... , Av. ...
2- (DAVALI) ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF : 1- ... Büyükşehir Belediye Başkanlığı
2- ... İnşaat Madencilik Ticaret ve Sanayi Ltd. Şti.
İSTEMİN KONUSU : ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, ... Mahallesinden geçmekte olan ... Deresi'nin yatağına ve kenarına davacı şirket tarafından izinsiz hafriyat toprağı dökülerek 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 13, 23 ve 24. maddesi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 152.925,00-TL para cezası verilmesine ilişkin Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararı ile söz konusu encümen kararı ile verilen 152.925,00-TL para cezası ile başka mevzuat hükümleri uyarınca verilen 227,00-TL ve 228,00-TL'lik para cezalarının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarihli ve ... cilt ve ... sıra numaralı ödeme emrinin 152.925,00-TL'lik kısmının iptali istenilmektedir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... İdare Mahkemesince verilen ... tarih ve E:..., K:..., sayılı kararda; dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararında; Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin dava konusu ... tarih ve ... sayılı kararı ile verilen 152.925,00-TL'lik para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ceza ihbarnamesinin davacı şirkete 04/10/2017 tarihinde tebliğ edildiği, anılan ihbarnamenin tebliğ edilmesi üzerine, davacı şirket tarafından 24/10/2017 tarihinde davalı idareye başvuru yapılarak dava konusu encümen kararına itiraz edildiği, bu itirazın Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği ve bu işlemin 30/11/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği, dolayısıyla 30/11/2017 tarihini izleyen günden itibaren en geç 30 gün içinde dava açılması gerekirken, bu süre geçirildikten sonra, 25/01/2018 tarihinde açılan davanın encümen kararına ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenmek suretiyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmediği gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararına ilişkin kısmının, Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında belirtilen gerekçe ile reddedilmesine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesince, dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle açılan davanın istinafa konu karar ile reddedildiği, anılan karara karşı bu dosyada istinaf kanun yoluna başvurulduğu, istinaf incelemesi sonucu verilen bu kararın Danıştay'da temyiz incelemesine tabi bir karar olduğu dikkate alındığında, ödeme emrinin düzenlendiği 10/01/2018 tarihi itibarıyla ortada kesinleşmiş bir amme alacağının bulunmadığı anlaşıldığından, kesinleşmeyen kamu alacağının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka uyarlık, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle, davacının istinaf başvurusunun ödeme emrine ilişkin kısmının kabul edilerek, kararın bu kısmının kaldırılmasına ve ... tarih ve ... cilt ve ... sıra numaralı ödeme emrinin iptaline karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : 1- Davacı tarafından; dava konusu encümen kararı yönünden davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
2- Davalı idare tarafından; 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 25. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca idari yaptırım kararlarına karşı dava açılmasının, cezanın tahsilini durdurmayacağı, 2872 sayılı Kanun kapsamında denetleme yetkisi devredilmiş il özel idareleri veya çevre denetim birimini kuran belediyelerce çevre para cezası verilmesi durumunda, söz konusu para cezalarının anılan idarelere gelir olarak kaydedileceği, bu bağlamda genel bütçeye gelir kaydedilmeyen dava konusu para cezasının tahsili için de kesinleşme şartının aranmayacağı ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Taraflarca savunma verilmemiştir.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ ...'NIN DÜŞÜNCESİ : 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 20. maddesinin 1. fıkrasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca para cezası verilmesine ilişkin dava konusu encümen kararına karşı, anılan Kanun uyarınca 30 günlük özel dava açma süresi öngörülmüş ise de, dava açmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için idari başvuru imkanı veren 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinde özel dava açma süresi öngörülen hallerde 2577 sayılı Kanunun 11. maddesinin uygulanmayacağına yönelik herhangi bir kısıtlayıcı hüküm bulunmadığı; aynı şekilde 2872 sayılı Çevre Kanunu'nda da bu nitelikte bir hükme yer verilmediği dikkate alındığında; davacının, dava konusu işlemin geri alınması talebiyle yaptığı başvurunun, dava açma süresini durdurduğu ve bu talebin reddine ilişkin işlemin tebliğ tarihinden itibaren kalan dava açma süresi içinde dava açılabileceği düşünülmektedir. Dolayısıyla, dava konusu encümen kararının geri alınması talebiyle 24/10/2017 tarihinde yapılan başvurunun dava açma süresini durdurucu etkisinin bulunduğu, söz konusu başvurunun, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği ve anılan işlemin 30/11/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği ve davalı idare tarafından Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca davacıya işlemin iptali istemiyle açılacak davaya ilişkin kanun yolları, mercileri ve sürelerinin bildirilmediği hususu dikkate alındığında, 30/11/2017 tarihini izleyen 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde ve en geç 29/01/2018 tarihine kadar davanın açılabileceği; bu bağlamda 25/01/2018 tarihinde İdare Mahkemesi kaydına giren dilekçe ile açılan işbu davanın encümen kararına ilişkin kısmının esasının incelenmesi gerektiği; dava konusu ödeme emri hakkında ise, dayanak encümen kararı hakkında verilecek karara göre bir karar verilmesi gerektiği sonucuna varıldığından; temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, ... Mahallesinden geçmekte olan ... Deresi'nin yatağına ve kenarına davacı şirket tarafından izinsiz hafriyat toğrağı dökülerek 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 13, 23 ve 24. maddesi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 152.925,00-TL para cezası verilmesine ilişkin Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararı tesis edilmiş; söz konusu encümen kararı ile verilen 152.925,00-TL para cezası ile başka mevzuat hükümleri uyarınca verilen 227,00-TL ve 228,00-TL'lik para cezalarının tahsili amacıyla ... tarihli ve ... cilt ve ... sıra numaralı ödeme emri düzenlenmiştir.
Bunun üzerine, davacı tarafından, Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararının ve ... tarihli ve ... cilt ve ... sıra numaralı ödeme emrinin 152.925,00-TL'lik kısmının iptali istemiyle görülmekte olan dava açılmıştır.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının encümen kararına ilişkin kısmı hakkında;
İLGİLİ MEVZUAT
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, 40. maddedeki düzenlemeyle uyumlu olarak idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde; dava açma süresinin özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde altmış gün olduğu, bu sürelerin, idari uyuşmazlıklarda, yazılı bildirimin yapıldığı tarihi izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı; 11. maddesinde ise, ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı hükme bağlanmıştır.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasında ise, "İdari yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir..." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilan tarihinin ancak "ilanı gereken" düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri kuşkusuzdur. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde ise, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasanın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nda açıkça belirtilen genel dava açma süresine tabi olan idari işlemler hakkında idari dava açılmadan önce, Yasa'nın 11. maddesi uyarınca idareye başvurma olanağı bulunmakta ise de; özel yasalarında öngörülen dava açma süresine yönelik olarak yasasında yer almayan bir düzenlemenin yorum yoluyla uygulanmasına olanak bulunmamaktadır.
Uyuşmazlıkta; Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, ... Mahallesinden geçmekte olan ... Deresi'nin yatağına ve kenarına davacı şirket tarafından izinsiz hafriyat toğrağı dökülerek 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 13, 23 ve 24. maddesi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 152.925,00-TL para cezası verilmesine ilişkin Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararının, davacıya tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı; anılan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarihli, ... numaralı ceza ihbarnamesinin, 04/10/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği; buna karşın anılan ihbarnamede dava konusu encümen kararının içeriğine yönelik herhangi bir bilgi yer almadığı görülmekte ise de; davacı şirket tarafından, 24/10/2017 tarihinde davalı idare kayıtlarına giren dilekçe ile dava konusu encümen kararının geri alınması talebi ile başvuru yapıldığı ve bu başvurunun Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği ve anılan işlemin 30/11/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği; dolayısıyla davacının dava konusu encümen kararından 24/10/2017 tarihi itibarı ile haberdar olduğu sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu encümen kararının 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca tesis edildiği, aynı Kanun'un 25. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca, anılan Kanun uyarınca tesis edilen idari yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabileceğine yönelik özel düzenleme bulunduğu ve Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 17/10/2008 günlü, E:2005/1558 K:2008/1803 sayılı kararında belirtildiği üzere, genel dava açma süresine tabi olan idari işlemler hakkında idari dava açılmadan önce İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 11. maddesi uyarınca idareye başvurma olanağı bulunmakta ise de, özel yasalarında öngörülen dava açma süresine yönelik olarak yasasında yer almayan bir düzenlemenin yorum yoluyla uygulanmasına olanak bulunmadığı; dolayısıyla dava konusu işlemin geri alınması talebi ile davacı tarafından yapılan 24/10/2017 tarihli başvurunun, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi kapsamında değerlendirilmesine ve bu bağlamda dava açma süresine durdurmasına olanak bulunmadığı değerlendirilmekte olup; dava konusu encümen kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği, bu bağlamda Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun davacıya bildirilmediği hususu dikkate alındığında; dava konusu işlemin iptali istemiyle, işlemin öğrenildiği kabul edilen 24/10/2017 tarihinden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde ve en geç 25/12/2017 Pazartesi gününde dava açılması gerekirken; bu süre geçtikten sonra 25/01/2018 tarihinde açılan işbu davanın Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararına ilişkin kısmında süre aşımı bulunduğundan; davanın encümen kararına ilişkin kısmının süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında, sonucu itibarıyla isabetsizlik görülmemiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının ödeme emrine ilişkin kısmına gelince;
İLGİLİ MEVZUAT:
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsili Usulü Hakkında Kanun'un 54. maddesinde; ödeme müddeti içinde ödenmeyen amme alacağının, tahsil dairesince cebren tahsil olunacağı; aynı Kanun'un 55. maddesinde, kamu alacağını vadesinde ödemeyenlere yedi gün içinde borçlarını ödemeleri veya mal bildiriminde bulunmaları hususunda bir ödeme emri tebliğ olunacağı; 58. maddesinde ise, kendisine ödeme emri tebliğ olunan şahsın, böyle bir borcu olmadığı, veya kısmen ödediği veya zamanaşımına uğradığı iddialarıyla, tebliğ tarihinden itibaren yedi gün içinde dava açabileceği öngörülmüştür.
2872 sayılı Çevre Kanunu'nun "İdarî yaptırımların uygulanması, tahsil usûlü ve itiraz" başlıklı 25. maddesinin ikinci fıkrasında; "İdarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabilir. Dava açmış olmak idarece verilen cezanın tahsilini durdurmaz." hükmüne; üçüncü fıkrasında ise, "İdarî para cezalarının tahsil usûlü hakkında 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanunu hükümleri uygulanır." hükmüne yer verilmiştir.
HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Yukarıda yer verilen, 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 25. maddesinin ikinci fıkrasında, idari yaptırım kararlarına karşı dava açılmış olmasının cezanın tahsilini durdurmayacağı açık bir şekilde belirtilmiş olup; bu düzenleme uyarınca, idari yaptırıma konu cezanın, ilgilisine tebliğinden itibaren mevzuatta öngörülen vadede ödenmemesi durumunda, cezanın iptali istemiyle dava açılması halinde de borcun kesinleşmesi beklenilmeksizin 6183 sayılı Kanun hükümleri uyarınca cezanın takip ve tahsili yoluna gidilebilecektir.
Çevre para cezalarının tahsili konusunda getirilen istisnai nitelikteki bu düzenleme dışında, 2872 sayılı Kanun'un 25. maddesinin üçüncü fıkrasında yer alan, idari para cezalarının tahsili usulü hakkında Kabahatler Kanunu'nun uygulanacağına ilişkin hükmün ise, Çevre Kanunu'nun 25. maddesinin 2. fıkrasında yer alan, ilgili tahsil dairesinin, vadesinde ödenmeyen idari para cezasına karşı açılan davaların kesinleşmesinin beklenmeyeceği yolundaki özel düzenleme dışındaki 5326 sayılı Kabahatler Kanunu'nda öngörülen diğer usul ve esaslar dahilinde borcun tahsili işlemlerinin yürütülmesine ilişkin olduğu sonucuna varılmaktadır.
Nitekim Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 25/03/2019 tarihli, E:2018/3454, K:2019/1304 sayılı ve 22/11/2018 tarihli, E:2017/2095, K:2018/5167 sayılı kararları da bu yönde olup; istikrar kazanan söz konusu kararlar da dikkate alındığında, 2872 sayılı Çevre Kanunu'ndan kaynaklı idari para cezalarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için para cezasının kesinleşme şartının bulunmadığı görülmektedir.
Bu durumda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı para cezası verilmesine ilişkin encümen kararına ilişkin davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının, işbu temyiz kararında belirtilen gerekçe ile kesin olarak onandığı; dolayısıyla ... tarihli ve ... cilt ve ... sıra numaralı ödeme emrinin iptali talep edilen 152.925,00-TL'lik kısmı yönünden davanın reddine karar verilmesi gerekirken, ödeme emrinin iptali yolundaki temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Davacının temyiz isteminin reddine, davalının temyiz isteminin ise kabulüne;
2. Davanın reddine yönelik İdare Mahkemesi kararına yönelik olarak yapılan istinaf başvurusunun encümen kararına ilişkin kısmının kararda belirtilen gerekçe ile reddi; ödeme emrine ilişkin kısmının ise kabulü ile, dava konusu ödeme emrinin iptali yolundaki temyize konu ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdari Dava Dairesinin ... tarih ve E:... , K:... sayılı kararının encümen kararına ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, ödeme emrine ilişkin kısmının ise BOZULMASINA,
4. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 22/03/2022 tarihinde, kesin olarak, oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY (X) :
Anayasa'nın 40. maddesinin ikinci fıkrasında, devletin işlemlerinde, ilgili kişilerin hangi kanun yolları ve mercilere başvuracağını ve sürelerini belirtmek zorunda olduğu hükme bağlanmış; 125. maddesinin üçüncü fıkrasında ise, 40. maddedeki düzenlemeyle uyumlu olarak idari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı düzenlemesine yer verilmiştir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 7. maddesinde; dava açma süresinin, özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde Danıştay'da ve idare mahkemelerinde altmış ve vergi mahkemelerinde otuz gün olduğu; 11. maddesinde ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurmanın, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresinin yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kuralı yer almış; 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 25. maddesinin ikinci fıkrasında, idarî yaptırım kararlarına karşı tebliğ tarihinden itibaren otuz gün içinde idare mahkemesinde dava açılabileceği hükme bağlanmıştır.
Yukarıda aktarılan Kanun hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; 2872 sayılı Kanun'da özel dava açma süresi düzenlenmiş ise de; özel kanunlarında ayrı dava açma süresi gösterilen durumlarda idari itiraz yoluna gidilmesini engelleyici bir hüküm bulunmadığı, nitekim dava açmadan önce idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması için idari başvuru imkanı veren 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesinde de, özel dava açma süresi öngörülen hallerde bu maddenin uygulanmayacağına yönelik herhangi bir kısıtlayıcı hüküm bulunmadığı gibi, Kanun maddesinin lafzından da böyle bir sonuca ulaşmaya imkan olmadığı; kaldı ki varılacak böyle bir sonucun, kanunda açıkça yer verilmeyen bir kısıtlama ihdas edilmek suretiyle dava hakkının ve hak arama özgürlüğünün zedelenmesine yol açabileceği sonucuna varılmaktadır.
Yukarıda belirtilen Anayasa ve 2577 sayılı Kanun hükümleri karşısında; özel kanunlarında aksine bir hüküm bulunmadıkça, idari işlemlerde dava açma süresinin başlamasında yazılı bildirimin esas olduğu, dava açma süresi hesabında ilan tarihinin ancak "ilanı gereken" düzenleyici nitelikteki işlemler açısından dikkate alınacağı, bireysel nitelikteki işlemlere karşı ilgililerin bu işlemlerin kendilerine yazılı olarak bildirildiği tarihten itibaren dava açabilecekleri kuşkusuzdur. İdari işlemlere karşı açılacak davalarda sürenin, yazılı bildirim tarihinden itibaren başlayacağı kuralı, idari işlemlerin idare tarafından ilgililere açık ve anlaşılır bir biçimde duyurulması ve bu işlemlere karşı dava yoluna başvurmalarına olanak sağlama amacını taşımaktadır.
İdari işlemlerin nitelikleri gereği özel kanunlarda genel dava açma süreleri dışında ayrı dava açma sürelerinin öngörülmüş olması halinde ise, idare tarafından idari işlemlerin nitelikleri ve tabi oldukları dava açma süreleri gösterilmedikçe, özel dava açma sürelerinin işletilmesine olanak bulunmadığından, Anayasanın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen bu hususun idari işlemde açıklanmaması halinde, dava konusu idari işlemin tebliği tarihinden itibaren özel dava açma süresinin değil, 2577 sayılı Kanunun 7. maddesinde belirtilen 60 günlük genel dava açma süresinin uygulanması gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; Trabzon İli, Ortahisar İlçesi, ... Mahallesinden geçmekte olan ... Deresi'nin yatağına ve kenarına davacı şirket tarafından izinsiz hafriyat toğrağı dökülerek 2872 sayılı Çevre Kanunu'nun 8. maddesi ile Hafriyat Toprağı, İnşaat ve Yıkıntı Atıklarının Kontrolü Yönetmeliği'nin 13, 23 ve 24. maddesi hükümlerinin ihlal edildiğinden bahisle, 2872 sayılı Kanun'un 20. maddesinin birinci fıkasının (r) bendi ile aynı maddenin ikinci fıkrası uyarınca davacı şirkete 152.925,00-TL para cezası verilmesine ilişkin Trabzon Büyükşehir Belediye Encümeninin ... tarih ve ... sayılı kararının, davacıya tebliğ edildiğine dair bilgi ve belgenin dosyada bulunmadığı, anılan para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen ... tarihli, ... numaralı ceza ihbarnamesinin 04/10/2017 tarihinde davacıya tebliğ edildiği, buna karşın anılan ihbarnamede dava konusu encümen kararının içeriğine yönelik herhangi bir bilgi yer almadığı görülmekte ise de; davacı şirket tarafından, 24/10/2017 tarihinde davalı idare kayıtlarına giren dilekçe ile dava konusu encümen kararının geri alınması talebi ile başvuru yapıldığı, bu başvurunun Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği ve anılan işlemin 30/11/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği; dolayısıyla davacının dava konusu encümen kararından 24/10/2017 tarihi itibarı ile haberdar olduğu sonucuna varılmaktadır.
Uyuşmazlıkta, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca dava konusu encümen kararının geri alınması talebiyle 24/10/2017 tarihinde yapılan başvurunun, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işlemi ile reddedildiği ve anılan işlemin 30/11/2017 tarihinde davacı şirkete tebliğ edildiği; bu nedenle dava açma süresinin 30/11/2017 tarihinden itibaren başladığının kabul edilmesi gerektiği; öte yandan, dava konusu encümen kararının davacıya tebliğ edildiğine ilişkin herhangi bir bilgi ve belgenin dosyaya ibraz edilmediği, bu bağlamda Anayasa'nın 40. maddesi hükmü uyarınca, özel dava açma süresine tabi olmasına rağmen, bu hususun davacıya bildirilmediği hususu dikkate alındığında; dava konusu işlemin iptali istemiyle, 2577 sayılı Kanun'un 11. maddesi uyarınca davacı tarafından yapılan 24/10/2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanlığının ... tarih ve ... sayılı işleminin davacı şirkete tebliğ edildiği 30/11/2017 tarihini izleyen günden itibaren 60 günlük genel dava açma süresi içerisinde ve en geç 29/01/2018 tarihine kadar dava açılabileceği, dolayısıyla 25/01/2018 tarihinde açılan işbu davanın encümen kararına ilişkin kısmının süresinde olduğu anlaşılmakta olup; encümen kararı yönünden işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, anılan kısım yönünden davanın süre aşımı yönünden reddi yolunda verilen temyize konu Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmediğinden; temyize konu kararın encümen kararına ilişkin kısmının yukarıda belirtilen gerekçe ile onanmasına yönelik Dairemiz kararına katılmıyoruz.
Öte yandan; dava konusu ödeme emrine ilişkin kısım hakkında, 2872 sayılı Çevre Kanunu'ndan kaynaklı idari para cezalarının tahsili amacıyla ödeme emri düzenlenebilmesi için para cezasının kesinleşme şartının bulunmadığına ilişkin Dairemiz çoğunluk kararında belirtilen görüşe iştirak etmekle birlikte; dava konusu ödeme emrinin dayanağı encümen kararının esasının incelenmesi sonucu verilecek karara göre, ödeme emri hakkında karar verilmesi gerekeceğinden, Dairemiz kararının ödeme emrinin bozulmasına ilişkin kısmına ise, gerekçe yönünden katılmıyoruz.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.