6. Ceza Dairesi 2017/1283 E. , 2017/2615 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma, kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hüküm sanıklar ..., ... savunmanları tarafından duruşmalı olarak da temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre tayin edilen günde yapılan duruşma sonunda dosya okunarak gereği görüşülüp düşünüldü;
Soruşturmanın sonuçlarını içeren tutanaklar, belgeler, sanıklar ..., ..., ... hakkında yağma ve kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçları yönünden duruşmasız; sanık ... hakkında yağma suçu için kurulan hüküm yönünden ise duruşmalı inceleme sırasında ileri sürülen savunmalar doğrultusunda yapılan değerlendirmede;
I- Sanık ... savunmanın duruşmalı inceleme istemi ve katılanlar vekilinin temyiz taleplerinin incelenmesinde;
Katılan ... ... ve ... Mal Taşıma ve ... Hizmetleri A.Ş, ... ve ... vekilinin yüzüne karşı 06.09.2016 tarihinde karar verildiği, CMUK"nun 310. maddesinde öngörülen bir haftalık temyiz süre sonu resmi tatil olan Kurban Bayramının 2. günü olan 13/09/2016 tarihine denk geldiği, resmi tatilin 15/09/2016 günü bittiği ertesi gün 16/09/2016 tarihi idari izin kapsamında ise de, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 22.06.2010 gün 2010/1-119 esas ve 2010/155 karar sayılı ilamı ışığında bu günün resmi tatil olmaması nedeniyle süreler ve bu bağlamda temyiz süresi işlemeye devam edeceğinden, hükme karşı en geç 16/09/2016 tarihi mesai bitimine kadar temyiz yoluna başvurulması gerektiğinin anlaşılması karşısında; katılan vekilinin 19/09/2016 tarihli temyiz istemi süresinde olmadığından ve hükmolunan cezanın miktarına göre sanık ... savunmanının duruşmalı inceleme isteminin 1412 sayılı CMUK"nun 317. ve 318. maddesi uyarınca REDDİNE,
II- Sanıklar ..., ..., ..., ..."in yağma suçundan kurulan hükmün incelenmesinde;
Sanıkların katılana ait şirketten yağmaladıkları paraların bir kısmını iade ettikleri, katılan vekilinin 08.07.2015 ve 02.06.2016 tarihli oturumlarda “sanıklar ... ... ve ... yönünden etkin pişmanlık uygulanmasına muvafakatımız vardır, diğer sanıklar yönünden cezalandırılmalarına karar verilsin” şeklinde beyanda bulunduğu gözetilmeden sanık ... hakkında cezasından uygulama yeri olmayan 5237 sayılı TCK"nın 168/3. maddesi ile indirim yapılması karşı temyiz olmadığı için bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hakimler Kurulunun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde ve nitelendirmede usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1.maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde uygulama yapılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... ve ... savunmanlarının temyiz dilekçelerinde ve sanık ..."nın duruşmada ileri sürdüğü tüm itiraz ve savunmaları ile, sanık ... için yağma suçu yönünden duruşmalı temyiz incelemesi yapılan hükmün, açıklanan nedenle tebliğnameye aykırı olarak BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi yollamasıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “TCK"nın 53. maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkarılarak yerlerine, "Sanıkların, kasten işlemiş olduğu suç için hapis cezasıyla mahkumiyetinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum olduğu hapis cezasından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesinin yazılması suretiyle, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
III- Sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ..."ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma suçlarından kurulan hükümlerin incelenmesinde;
Diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
İddianamede sanıklar ..., ... ve ... hakkında katılanlar ... ve ..."ya yönelik kişiyi hürriyetinden yoksun bırakma TCK"nın 109. maddesinin uygulanmasının talep edildiği, Cumhuriyet Savcısının esas hakkındaki mütalaasında ise TCK"nın 109/1. maddesinin uygulanmasının istendiği, 06.09.2016 tarihli oturumda ise sanıklara TCK"nın 109/2, 109/3-a,b maddesinin bir kez uygulanması yönünde ek savunma hakkı verildiği halde TCK"nın 109/2, 109/3-b maddelerinin iki kez uygulanması suretiyle, CMK’nın 226. maddesine aykırı davranılması,
Bozmayı gerektirmiş, sanıklar ..., ..., ... savunmanlarının, temyiz itirazları bu bakımdan yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenlerle tebliğnameye uygun olarak BOZULMASINA, ilişkin oybirliğiyle alınan karar 05.07.2017 gününde Yargıtay Cumhuriyet Savcısı ... ... ...‘ın katıldığı oturumda, sanık ve savunmanlarının yokluklarında karşı açıkça ve yöntemince okunup anlatıldı.