5. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/27966 Karar No: 2016/11444 Karar Tarihi: 08.06.2016
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2015/27966 Esas 2016/11444 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2015/27966 E. , 2016/11444 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçe ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:
- K A R A R –
Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı bedelinin tespiti ve bu hakkın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yapılmıştır. Emsal karşılaştırması yapılarak arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine, üzerinde bulunan ağaçlara ise maktuen değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. . Ancak; 1- Dava konusu taşınmazın niteliği, geometrik durumu, yüzölçümü ve enerji nakil hattı güzergahı dikkate alındığında taşınmazdaki değer kaybı oranının yüzde 32 (otuz iki) olması gerektiği düşünülmeden daha yüksek oranda değer kaybı verilmek suretiyle irtifak hakkı karşılığının fazla tespiti, 2-Dava konusu taşınmazın kamulaştırma bedeli ile acele el koyma bedelinin hüküm fıkrasında ayrı ayrı gösterilerek, Acele el koyma dosyasında bloke edilen bedelin mahsubu ile bakiye bedelin ödenmesine karar verilmesi gerektiğinin düşünülmemesi, 3)2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile eklenen hüküm uyarınca, dört ay içerisinde sonuçlandırılamayan davada tespit edilen kamulaştırma bedelinin acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan kısmına 03/04/2015 tarihinden karar tarihine kadar geçen süre için faiz işletilmesi gerektiği halde, faiz işletilecek miktar hüküm fıkrasında açıkça belirtilmeyerek infazda tereddüte yol açılması, Doğru görülmemiştir. Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 08/06/2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.