3. Hukuk Dairesi 2017/8357 E. , 2019/4928 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı; davalı ile aralarında yaptıkları sözlü kira sözleşmesine istinaden davalının 14.08.2008-19.12.2013 tarihleri arasında kiracısı olduğunu; davalı tarafından 2013 yılı haziran ayına kadar kira bedellerinin düzenli olarak kredi kartı hesabına yatırıldığını; ancak, 2013 yılının Ağustos ayından, davalının evi tahliye ettiği 19.12.2013 tarihe kadar olan döneme ait kira bedelleri ile 2012 yılına ait 110 TL ve 2013 yılına ait 2.150 TL yakacak ve aidat borçlarını ödemediğini, aidat ve yakıt borçlarının kendisi tarafından yönetime ödendiğini belirterek; kira bedelleri ile aidat ve yakacak bedellerinin tahsili için davalı aleyhine başlattığı icra takibine davalı tarafından yapılan itirazın iptaline, takibin devamına ve davalı aleyhine %20"den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı; davacının iddiasının aksine aralarında 01.08.2008 tarihli, 5 yıl süreli yazılı kira sözleşmesinin bulunduğunu, kiralananı 2013 yılının Kasım ayında tahliye ettiğini; kira bedellerini davacının kredi kartı hesabına apartman yönetimi hesabına da aidat ve yakıt giderlerini yatırdığını, davacıya kira ile aidat ve yakıt giderleri borcunun bulunmadığını savunarak; davanın reddini istemiştir.
Mahkemece; davanın kısmen kabulü ile, davalının ... İcra Müdürlüğü"nün Esas: ... sayılı dosyası ile yapılan icra takibinde 5.260,00 TL asıl alacak, 429,71 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 5.689,71 TL"ye ilişkin itirazının iptaline, takibin 5.040,00 TL asıl alacak üzerinden devamına, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren faiz uygulanmasına, asıl alacağın % 20"si oranındaki 1.008,00 TL icra inkar tazminatının davalı-borçludan alınıp davacıya verilmesine, karar tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, karar verilmiş; hüküm, süresi içerisinde davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında 01/08/2008 tarihli 5 yıl süreli kira sözleşmesinin imzalandığı, kira bedelinin aylık 600 TL olduğu ve davalı kiracının kira bedellerini davacının kredi kartı hesabına yatırdığı hususlarında uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlığın; kiralanana ait 2013 yılı Ağustos, Eylül, Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait kira bedelleri ile 2012 ve 2013 yılına ait aidat ve yakacak bedellerinin tahsiline ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
Kiracı yasal tahliye ve anahtar teslimi gerçekleşinceye dek kira parasını ödemekle yükümlüdür. Kiralanan tahliye edilmedikçe kiracının sözleşmeden kaynaklanan yükümlülükleri devam eder. Kiralananın tahliyesi ise teslim ile olur. Teslimin varlığı ise kiracı tarafından ispatlanmalıdır. Kiralananın boşaltılması, adresini taşıması yahut kiracı tarafından kullanılmaması yasal teslim olmadığından, kiraya veren tarafından kabul edilmedikçe kiracıyı yükümlülüklerinden kurtarmaz. Kiralananın tahliye ve teslim edildiği davalı tarafından yazılı delillerle kanıtlanamadığından, davacının beyan ettiği tarihin, mahkemece tahliye tarihi olarak kabul edilmesi isabetli görülmüştür.
Bu nedenle somut olayda; kiralanan taşınmazın davalı tarafından davacıya teslim edildiği yazılı delil ile ispat edilemediğinden davacının dava konusu kiralananı teslim aldığını belirttiği 19.12.2013 tarihine kadar ki kira bedeli ile aidat ve yakıt giderlerinden davalı sorumludur.
Yargılama esnasında alınan bilirkişi raporunda; davacının kredi kartı hesabına 30.08.2013 tarihinde 600 TL, 19.09.2013 tarihinde 600 TL, 07.11.2013 tarihinde 600 TL ve 20.11.2013 tarihinde 600 TL yatırıldığı belirtilmiştir.
Davalı tarafından dosyaya sunulan 30.08.2013 tarihli bankamatik çıktısından ve 07.11.2013 tarihli kredi kartı borç ödeme dekontundan 2013 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ait kira bedellerinin davacının kredi kartına hesabına yatırıldığı görülmüştür. Zaten davalının icra dairesine yaptığı itiraz dilekçesinde de kabulünde olduğu üzere Ekim, Kasım ve Aralık aylarına ait kira bedellerini yatırmadığını belirtmiştir.
Davacının kredi kartı hesap özetinde yazılı tutarların davalı tarafından ödendiğine ve dava konusu aylara ait kira ödemesi olduğuna ilişkin açıklayıcı bilgi mevcut değil ise de; davalı tarafından 2013 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ait kira bedellerinin yatırıldığına ilişkin bankamatik çıktısı ile ödeme dekontu sunulması ve daha önceki kira bedellerinin ifasının davacının kredi kartı hesabına yapıldığı nazara alındığında davalı tarafından 2013 yılı Ağustos ve Eylül aylarına ilişkin kira bedellerinin ödendiğinin kabul edilmesi gerekmektedir.
Davacının talep ettiği yakıt ve aidat bedellerine ilişkin olarak dosya içerisindeki belgelerden; Tavukçuoğlu Apartmanı Yöneticisi tarafından davalının ödemediği 2012 ve 2013 yıllarına ait toplam 2.260 TL yakıt ve aidat giderlerinin davacı tarafından ödendiğine dair yazılı ve imzalı belge verildiği, davalının ise Tavukçuoğlu Apartmanının banka hesabına 19.01.2012 tarihinde 2.500 TL, 01.03.2012 tarihinde 250 TL, 10.08.2012 tarihinde 500 TL, 10.01.2013 tarihinde 650 TL, 10.05.2013 tarihinde 350 TL yatırdığı görülmüştür.
Davalının taşınmazı tahliye ettiği 19.12.2013 tarihine kadar aidat ve yakıt giderlerinden sorumlu olduğu ve 10.05.2013 tarihine kadar apartman yönetimine banka yoluyla ödeme yaptığı nazara alındığında; davalının tahliye tarihine kadar ki döneme ilişkin aidat ve yakıt giderlerinin ne kadarını ödediği hususu açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, ödeme yapılan miktarlar değerlendirilmeksizin davacının aidat ve yakıt giderleri konusundaki talebin kabulüne karar verilmesi de doğru görülmemiştir.
O halde, mahkemece; davalının kira alacağına ilişkin olarak 2013 yılı Ekim, Kasım ve 19.12.2013 tarihine kadar ki kira bedellerinden sorumlu olduğu, aidat ve yakıt giderleri konusunda ise; davalının yaptığı ödemeler dikkate alınarak alacağı açıklığa kavuşturulduktan sonra sonucu dairesinde bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, davalının temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün davalı taraf yararına HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 23/05/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.