Esas No: 2021/11570
Karar No: 2022/4821
Karar Tarihi: 31.03.2022
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2021/11570 Esas 2022/4821 Karar Sayılı İlamı
10. Hukuk Dairesi 2021/11570 E. , 2022/4821 K."İçtihat Metni"
Mahkemesi : ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi
İlk DereceMahkemesi : Burdur 1. Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
Dava, davalı Kurumca davacının son 7 yıldaki hizmetine göre bağlanan yaşlılık aylığının iptal edilmesi yönünde tesis edilen işlemin iptaline, kesilen aylıkların davacıya ödenmesi gerektiği ile davacının Kuruma borçlu olmadığı hususlarının tespiti istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince, hükümde belirtilen gerekçelerle davanın kısmen kabulüne dair verilen karara karşı, davalı Kurum vekili tarafından istinaf yoluna başvurulması üzerine, ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince istinaf başvurusunun kabulüyle ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesince verilen kararın davalı Kurum avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
I-İSTEM
Davacı vekili, davacının almakta olduğu aylığından kesinti yapılmasının üzerine kuruma gittiğinde emeklilik işlemlerinin hatalı yapıldığının belirtilerek kesinti yapıldığını söylediklerini, akabinde Burdur SGK tarafından kurum alacağının ödenmesine ilişkin borç bildirgesi belgesinin gönderildiğini, müvekkilinin yaklaşık 15 yıla yakın emekli maaşı aldığını, müvekkilinin almakta olduğu aylığından başkaca geliri bulunmadığını, yaş ve eğitimi itibariyle de çalışabilecek durumda olmadığını, almakta olduğu yetim aylığından kesinti yapılmakta olduğu içinde müşkül ve muhtaç duruma düştüğünü ileri sürerek, sigorta işleminin iptali ile müvekkilinin aldığı aylığının tam olarak ödenmesine, aylığından yapılan kesintinin yasal faiziyle birlikte ödenmesine ve yersiz ödenen aylıklar sebebiyle tahakkuk ettirilen borcunun bulunmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II-CEVAP
Davalı Kurum vekili, Kurumları sigortalısı davacının dosyasının incelenmesinde, 506 sayılı Kanuna tabi, 06.12.1967- 27.01.1968 (51gün), 1479 sayılı Kanuna tabi 22.06.1983-28.02.1990, 01.12.1998-13.03.2001 (3320 gün) zorunlu sigortalılık, 720 gün askerlik borçlanması, 2926 sayılı Kanuna tabi 01.01.1995- 30.11.1998 (1409 gün) hizmetinin olduğu ve tarafına 01.04.2001 tarihinden itibaren 1479 sayılı Kanuna tabi olarak yaşlılık aylığı bağlandığının görüldüğünü, 2/929119 tahsis numaralı emekli sigortalısı ...'ın intibak işlemleri sırasında Emektar 'son yedi yılda en fazla hizmeti olan Kurumdan aylık bağlanır' uyarısı verdiğinden 0489775409 sicil numarası ile bağlanan aylığı iptal edildiğini, son yedi yılda en fazla hizmeti 2926 sayılı Kanuna tabi olduğundan talep tarihi itibariyle yeniden yaşlılık aylığı bağlandığını, tarafına kurum hatası ve faizsiz olarak 62.499,02- TL fark borç çıkartıldığını, kurumlarınca yapılan işlemlerin usule uygun olarak yapılmış olduğunu belirterek haksız ve yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III-MAHKEME KARARI
A-İLK DERECE MAHKEME KARARI
Mahkemece, davacı tarafından açılan davanın kısmen kabulü ile;
1-Kurumun davacıya 7956436772 Bağ-Kur numaralı dosyasından yaşlılık aylılığı bağlama işleminin iptali talebinin Reddine
2-Davacının aylığından herhangi bir kesinti yapılmamış olması sebebiyle kesintilerin yeniden bağlanma talebinin Reddine, aylıkların yeniden bağlanmış olduğu anlaşıldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının davalı Kurum işlemi nedeniyle kuruma 62.499,02 TL borcu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
İSTİNAF SEBEPLERİ:
Davalı SGK vekili; Kurum işlemlerinin mevzuata uygun olduğunu, ilk derece mahkemesi kararının hatalı olduğunu beyan ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını ve davanın reddini istemiştir.
B-BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ KARARI:
Bölge Adliye Mahkemesince “ I- Davalı Kurum vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve HMK 353/1-b-2 maddesi uyarınca aşağıdaki şekilde düzeltilmesine,
Davanın kısmen kabulü ile;
1-Kurumun davacıya 7956436772 tarım Bağ-Kur numaralı dosyasından yaşlılık aylılığı bağlama işleminin iptali talebinin Reddine,
2-Davacının aylığından herhangi bir kesinti yapılmamış olması sebebiyle kesintilerin yeniden bağlanma talebinin reddine, aylıkların yeniden bağlanmış olduğu anlaşıldığından bu hususta bir karar verilmesine yer olmadığına,
3-Davacının davalı Kurum işlemi nedeniyle kuruma 62.499,02 TL borcu olmadığının tespitine,” karar verilmiştir.” karar verilmiştir.
IV-TEMYİZ KANUN YOLUNA BAŞVURU VE NEDENLERİ:
Davalı SGK vekili Temyizi; davacıya borç çıkarma işleminin 1479 S.K. tabi aylığın iptal edilip, 2926 S.K. kapsamında yeniden aylık bağlanan davacıya borç çıkarıldığı, ancak Mahkemece bu hususta yanlış değerlendirme yapılıp,davacıya çıkarılan borç miktarı olan 62.499,02-TL. nin tamamen 1479 S.K. göre ödenen aylık olmadığı, toplam borcunun 126.828,84-TL. olarak hesap edildiği, davacıya 2926 S.K. kapsamında ödenmesi gereken birikmiş aylık tutarının ise 64.882,02-TL. olması karşısında davacının bakiye borcunun 62.499,02-TL. olarak belirlendiği, kurum işleminde hata olmadığı, buna göre 96. madde kapsamında işlem yapıldığını beyanla ve resen nazara alınacak diğer nedenlerle BAM kararının bozulmasını talep etmiştir.
V-İLGİLİ HUKUK KURALLARI VE İNCELEME:
2928 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumlarına Tabi Olarak Geçen Hizmetlerin Birleştirilmesi Hakkında Kanunun “Aylığı bağlayacak kurum” başlığını taşıyan 8. maddesinin birinci fıkrasında da, birleştirilmiş hizmet süreleri toplamı üzerinden ilgililere, son (7) yıllık fiili hizmet süresi içinde fiili hizmet süresi fazla olan kurumca, hizmet sürelerinin eşit olması halinde ise eşit hizmet sürelerinden sonuncusunun tabi olduğu kurumca, kendi mevzuatına göre aylık bağlanacağı ve ödeneceği açıklanmıştır.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun, 2008/ 21-440, 2008/ 456 sayılı kararında da belirtildiği gibi, sosyal güvenlik sistemimizde kendilerine sosyal güvence sağlanan kişiler; müşterek özelliklerine göre birbirinden farklı statüde kabul edilerek ayrı ayrı sosyal güvenlik yasalarına tabi tutulmuşlardır. Bu yönde; kamu kesiminde daimi kadrolarda çalışanlar T.C. Emekli Sandığı Yasasına, hizmet akdi ile çalışanlar 506 sayılı Yasaya, kendi nam ve hesabına bağımsız çalışanlar ise 1479 sayılı Bağ-Kur Yasasına tabi tutularak sosyal güvenliğe kavuşturulmuşlardır. Tarım sektöründe çalışanlardan; kendi nam ve hesabına tarımsal faaliyette bulunanlar 2926 sayılı Yasa çerçevesinde tarım Bağ-Kur sigortalısı; tarımda süreksiz hizmet akdi ile çalışanlar ise 2925 sayılı Yasa kapsamında Tarım Sigortalısı sayılmışlardır.
Belirtilen sosyal güvenlik sistemleri; kendilerine özgü koşullar ve statüler kabul ederek birbirlerinden kesin sınırlarla ayrılmışlardır. Yine bu sosyal güvenlik yasalarından bir kesiminde güvence altına alınan sosyal riskler ve kapsamları ile yararlanma koşulları bakımından benzerlikler olsa da biribirlerinin aynısı bulunmamaktadırlar. Nitekim kimi yasalarda da farklı sigortalılık esasları kabul edilmesine rağmen farklı sosyal güvenlik yasalarının uygulanması aynı sosyal güvenlik Kurulusuna bırakılmıştır. Ancak, bazı maddelerine atıf yapılmakta ise de; bu durum; iki yasaya tabi sigortalıların aralarındaki farklılığın kaldırıldığı anlamını taşımamaktadır. Zira her bir yasada farklı sigortalılık esasları kabul edilmiş olup, yasal sistemlerin aynı olduğundan söz edilemez.
Somut olayda; davacı sigortalının yaşlılık aylığı talep tarihi (13.03.2001) itibariyle, 06.12.1967-27.01.1968 (51 gün) tarihleri arasında 506 sayılı Kanuna, 22.06.1983-28.02.1990 (2408 gün), 01.12.1998-13.03.2001 (822 gün) tarihleri arasında 1479 sayılı Kanuna, 01.01.1995-30.11.1998 (1409 gün) tarihleri arasında 2926 sayılı Kanuna, 720 gün askerlik borçlanması yaptığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; 13.03.2001 günlü yaşlılık aylığı tahsis talep tarihi itibariyle davacı sigortalının 2829 sayılı Yasanın 8. maddesi hükmü kapsamında son 7 yıldaki fiili hizmet süresi, yasal düzenlemeler ve açıklamalar dikkate alındığında, yaşlılık aylığı tahsis koşullarının, 2829 sayılı Kanunun 8. maddesinin birinci fıkrası gereğince 2926 sayılı Kanun hükümlerine irdelenmesi gerektiği, buna karşılık Kurum kayıtlarına göre davacıya 2001-2017 tarihleri arasındaki dönemde 1479 sayılı Kanun gereğince toplam 126.828,84- TL. ödeme yapılmış olduğu, aynı dönem için 2926 sayılı Kanun kapsamında davacıya bağlanıp ödenmesi gereken gerçek aylık miktarlarının 1479 sayılı Kanuna göre yapılan toplam ödeme miktarından mahsubu gerekeceğinden davacı hakkında borç çıkarılmasına ilişkin Kurum işleminde hata bulunmadığı da gözetilerek davanın reddi yönünde hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi de usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davalı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesinin istinaf başvurusunun kabulüne ilişkin kararı bozulmalıdır.
SONUÇ: ... Bölge Adliye Mahkemesi 9. Hukuk Dairesi kararının, yukarıda açıklanan nedenlerle HMK’nın 373/2 maddesi gereği BOZULMASINA, dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, 31.03.2022 gününde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.